Konferansta, Arap dünyasında güvenlik ve istikrarın sağlanması yönündeki çabalara ilişkin Arap Birliği'nin ortak duruşunu teyit eden Cidde Deklarasyonu kabul edildi.
Arab News, 20 Mayıs'ta yaptığı açıklamada, 2023 AL Zirvesi'nin, dünya genelinde birçok ülkenin 3 yıllık pandemi sonrası ekonomik krizle karşı karşıya olduğu ve Ukrayna'daki savaşın etkilerinin hissedildiği bir dönemde gerçekleştiğini belirtti.
Arap dünyasında da Filistin-İsrail çatışması, Sudan, Yemen, Libya, Suriye'deki çatışmalar ve Lübnan'daki ekonomik-politik kriz gibi birçok jeopolitik gelişme doğrudan blok üyelerini etkiliyor.
Konferansın ardından düzenlediği basın toplantısında konuşan Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt, bu konferansta elde edilen sonuçların Arap dünyasında iç sorunların çözümüne ve dayanışmanın güçlendirilmesine yardımcı olabileceğini belirterek, bunun Arap ülkelerinin "kendi kaderlerini belirlemeleri" yolunda atılan ilk adım olacağını söyledi.
Bu konferans, kısa bir süreliğine de olsa sürpriz bir konuğu ağırladı: Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Rusya-Ukrayna savaşında Arap ülkelerinin Kiev'e desteğini harekete geçirmek amacıyla. Bir diğer gelişme ise, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in de Arap ülkeleriyle ortaklık geliştirmeye büyük önem verdiğini belirten bir mektup göndermesiydi.
Buna karşılık, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, her iki tarafa da iyi niyetlerini ifade ederek Rusya-Ukrayna savaşında arabuluculuk yapmaya hazır olduğunu yineledi. Dolayısıyla, Suudi Arabistan bloğunun etkisinin artık bölgeyle sınırlı olmadığı görülüyor. Körfez ülkeleri, Batı'nın Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü'nün (OPEC+) çekirdek üyelerinden biri olan Rusya'yı izole etmeye yönelik baskı önlemlerine rağmen, Rusya-Ukrayna savaşında tarafsızlık göstermeye çalıştı.
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad'ın 12 yıllık bir aradan sonra ilk kez El-Arap Zirvesi'ne katılması da kamuoyunun dikkatini çekti. Analistlere göre, Suriye'nin "Arap ailesine" yeniden katılması, eski rakiplerin yıllardır süren çatışma ve çatışmanın ardından gerginleşen ilişkileri onarmak için adımlar atmaya çalıştığı Orta Doğu'daki daha açık bir dış politika eğiliminin parçası.
El Arabiya'nın aktardığına göre Veliaht Prens Muhammed bin Selman, "Suriye'nin Arap Birliği'ne dönmesinin, bu ülkedeki krizin sonunu getireceğini umuyoruz... Halkımızın yararına ve üye devletlerin çıkarlarını korumak için barışa, iyiliğe, işbirliğine ve inşaya doğru ilerliyoruz" dedi.
Bu konferansın en önemli noktası, Arap ülkelerinin içişlerine yabancı müdahaleyi reddeden ve askeri çatışmaların yalnızca halkın acılarını daha da derinleştireceğini ve bölge ülkelerinin kalkınmasını engelleyeceğini vurgulayan Cidde Deklarasyonu'nun Arap Birliği tarafından kabul edilmesiydi. Cidde Deklarasyonu ayrıca, İsrail-Filistin çatışmasını çözmek için 2002 Arap Barış Girişimi'nin uygulanmasını yineledi, tüm tarafları Sudan'daki gerilimi azaltmaya çağırdı, Lübnan'ın krizden kurtulmasına yardımcı olacak reformlar çağrısında bulundu ve Yemen'de güvenlik ve istikrarı teşvik etme girişimlerini destekledi.
Ayrıca, Arap Birliği, kültür, ekonomi, toplum vb. alanlarda girişimlerin uygulanmasını güçlendireceğini ve bloğun ortak eylemlerini teşvik edeceğini; temel gıda maddelerinin tedarik zincirini sürdüreceğini, Arap ülkeleri için gıda güvenliğinin sağlanmasına katkıda bulunacağını belirtti.
Bölgesel güç Suudi Arabistan liderliğinde gerçekleştirilen 2023 Arap Birliği Zirvesi'nin başarısının, Arap dünyasının dayanışmasını güçlendirmeye katkıda bulunduğu söylenebilir. Bu sayede, bir zamanlar dış politikalarında ABD'nin etkisinde kalan petrol zengini ülke, bağımsız bir dış politikayla "akıntıya karşı" gidiyor ve barış yapıcı bir ülke rolüyle küresel nüfuzunu artırıyor.
HA PHUONG
[reklam_2]
Kaynak






Yorum (0)