
F0 hastası hastaneden taburcu olduktan sonra karantina kapısının dışında gönüllülere veda etti - Fotoğraf: TU TRUNG
Bu politika şefkati uyandırır, toplumsal canlılığı onurlandırır ve geleceğe doğru ilerlemek için anıları koruma ruhunu gösterir.
Samimi, sofistike tasarım
Şahsen, tasarımın anıların akışı fikrinden başlayabileceğini düşünüyorum. Anıt alanı, yalnızca sessizce duran anıta veya taş dikili taşa odaklanmamalı; bu, katı bir his yaratır ve inşası da pahalıdır. Bunun yerine, derin bir duygusal deneyim yolculuğu olmalıdır.
Anıt alanına giden yol, yaşamın devamlılığını simgeleyen sade yeşil ağaçlar ve mevsim çiçekleriyle kaplı, hafif kıvrımlı bir yapıya sahiptir.
Salgının yaşam ve ölüm anlarını tasvir eden insan, sağlık personeli, gönüllüler ve askerlerin görüntülerinin yer aldığı rölyefler dönüşümlü olarak düzenlenecek ve hikayenin yavaş, tutarlı ve dokunaklı bir şekilde anlatıldığı hissi yaratılacak.
Anıt alanının merkezinde, dayanışma ve birlik ruhunu temsil eden soyut bir heykelin, dinginliği ve huzuru simgeleyen ışığı yansıtan küçük bir gölle birleştiği açık bir alan yer alıyor. Gece aydınlatma sistemi, sakin ve ağırbaşlı bir atmosfer yaratmaya yardımcı olan yumuşak ve zarif bir yapıya sahip.
Ürünlerde hem sürdürülebilir hem de yakınlık hissi yaratan doğal taş, geri dönüştürülmüş ahşap, buzlu cam veya hafif beton gibi çevre dostu malzemelerin kullanımı ön planda tutulmalıdır.
Ana renkler beyaz, bej, açık gri gibi açık, nötr tonlar olmalı, aralara bitkilerin yeşil tonları veya açık sarı serpiştirilerek sıcaklık ve umut çağrıştırmalıdır.
Alanın bir kısmı, pandemi döneminde sıradan ama duygusal hikayeler anlatan resimler, günlükler ve küçük eserlerle hikayeleri sergilemek için kullanılabilir. Bu, öğrencilerin, öğrencilerin ve turistlerin dayanışmanın değerini ve hastalık önleme konusunda farkındalığı anlamalarına yardımcı olacak bir eğitim köprüsü olacaktır.

Salgının azaldığı Ho Chi Minh şehrinde gönüllü doktorlar ve hemşireler veda günlerinde - Fotoğraf: TU TRUNG
Günümüzde yaşamı birbirine bağlayan hizmetler
Yaşamın sürekliliğini ifade etmek için, ona eşlik eden ortak alanlar inşa etmek de gereklidir. Açık hava yaşam alanlarında, ailelerin, arkadaş gruplarının veya yaşlıların dinlenmek, sohbet etmek veya küçük anma törenleri düzenlemek için gelebileceği geniş çim alanlar, şezlonglar ve gölgelikler bulunmalıdır.
Anıtın, sağlık ve pandemi tarihi hakkında bilgi içeren küçük bir kütüphane köşesi ve okuma alanıyla bilgi bütünleştirme mekanına dönüşmesi hedefleniyor.
Yer altı otoparkı, engelli erişimi, umumi tuvaletler veya dinlenme ihtiyaçlarını karşılayan küçük kafeler gibi olanaklar, burayı sadece kısa süreli bir destinasyon haline getirmekle kalmayacak, aynı zamanda insanların kent yaşamında bir an hatırlamak ve sessizlik anının tadını çıkarmak için geldikleri günlük bir mekan haline getirecek.
En önemlisi, her tasarım öğesinin ve her olanağın insan odaklı olması. Gelecek nesiller buraya geldiklerinde, sadece bir binayı görmekle kalmayacak, aynı zamanda Ho Chi Minh şehrinin pandemi sırasında gösterdiği insanlığı, dayanıklılığı ve dayanışmayı da hissedecekler.
Ho Chi Minh Şehri'ndeki COVID-19 Mağdurları Anıt Projesi için ülke çapındaki insanları fikir paylaşımında bulunmaya davet edin
Anma törenine geldiğimizde şu mesajı vereceğiz: Kayıplar acı verici olabilir, ancak bu acı derslere, güce ve insanları birbirine bağlayan bir köprüye dönüşebilir.
Son olarak, hassas ama aynı derecede önemli bir konu da inşaat finansmanıdır. Anıt, israftan veya aşırı gösterişten kaçınarak, makul, ekonomik ve şeffaf kaynaklarla hayata geçirilmelidir. Aşırı gösterişli bir proje, insanları mesafeli hissettirebilir ve hatta anıtın insani anlamını zayıflatabilir.
Sade, minimalist ama sembolik değeri yüksek bir proje, anıta doğru atılan her adımı derin bir duygusal deneyime dönüştürecek ve geleceğe güç verecektir.

Kaynak: https://tuoitre.vn/dai-tuong-niem-nan-nhan-covid-19-long-nhan-ai-va-suc-song-cong-dong-20251109084846455.htm






Yorum (0)