
Yaz ayları sadece dışarıdaki sıcaklığı artırmakla kalmıyor, aynı zamanda sinir, endokrin, bağışıklık ve sindirim sistemlerinden oluşan bir dizi karmaşık fizyolojik reaksiyonu da tetikliyor.
Yardım için sessiz bir çığlık
Yaz aylarında vücudunuz vücut ısısını düzenlemek, su ihtiyacını gidermek, detoks yapmak ve iltihapla savaşmak için iki kat daha fazla çalışmak zorunda kalır. Bu mekanizmalar gerektiği gibi desteklenmediğinde, kolayca "içsel sıcaklık", kabızlık, akne, isilik, dermatit, sıcak çarpması, ateş basması ve sürekli yorgunluk hissine kapılırsınız.
Ancak gerçek şu ki: tüm bu belirtiler yalnızca sıcak havadan kaynaklanmıyor; aynı zamanda vücudun yaz iklimine uygun olmayan bir beslenme ve yaşam tarzının yarattığı dengesizlikle mücadele etmek zorunda kaldığında içinden gelen sessiz bir yardım çığlığı. Vücudunuzu anlayarak bir vücut bakım stratejisi başlatalım.
Sıcaklık arttığında, vücudun hayatta kalma mekanizmasına göre değişmesi gerekir. Fizyolojiye göre, yüksek ortam sıcaklığı vücudun ısı dağıtma mekanizmasını harekete geçirir: periferik vazodilatasyon, terleme, kalp atış hızı ve solunum hızında artış.
Bu mekanizmalar çok fazla su, mineral ve enerji tüketir. Doğru şekilde dengelenmediğinde, vücut kolayca susuzluğa, dolaşım hacminin azalmasına, ısı düzenleme yeteneğinin azalmasına ve aynı zamanda kanın cilde ve diğer soğutma organlarına yönelmesi nedeniyle sindirim sisteminin daha az etkili çalışmasına neden olur.
İçeriden soğutma
Vücudun ısınmasını ve aşırı yüklenmesini önlemek için dikkat edilmesi gereken ilk faktörler su ve elektrolitlerdir. Vücut susuz kaldığında, su ihtiyacını karşılamanın yanı sıra, yiyecek ve içme suyundaki mineraller olan elektrolitlere de dikkat etmemiz gerekir.
Sodyum (Na+), potasyum (K+), klorür (Cl-), magnezyum (Mg2+), kalsiyum (Ca²2+), bikarbonat (HCO3-) gibi mineraller hücre bölmeleri arasındaki su dengesinin sağlanmasında, ozmotik basıncın dengelenmesinde ve nöromüsküler iletimi desteklemede rol oynar.
Birçok insan su alımını artırıyor ancak elektrolitleri ihmal ediyor, bu da vücudun su tutmasını imkansız hale getiriyor ve bizi ısıya karşı hassas hale getiriyor. Elektrolitleri yenilemenin en hızlı yolu, piyasada satılan elektrolit içecekleri gibi şekerli içecekler yerine limon suyu, ham şeker kamışı, hindistan cevizi suyu ve su mercimeği suyu gibi doğal elektrolit açısından zengin içecekler tüketmektir.
Meyve ve sebze gibi sağlıklı besinler tüketmek, vücudun artan ihtiyaçları için bol miktarda elektrolit kaynağı sağlayacaktır. Ayrıca, vücudun ihtiyacına göre su içmek, sürekli su içmemek minerallerin atılmasına ve vücudun hızla su kaybetmesine neden olacaktır.
Ayrıca, doğu tıbbına göre soğuk yiyecekler, serinletici ve vücudu serinletmeye yardımcı olan yiyecekleri tanımlamak için kullanılır. Modern araştırmalar, soğuk yiyeceklerin genellikle su ve lif açısından zengin olduğunu ve vücudun içeriden serinlemesine yardımcı olacak birçok antioksidan ve iltihap giderici madde içerdiğini göstermektedir.
Yiyeceklerdeki su, filtrelenmiş su kadar hızlı bağırsaklara emilmediği için böbreklere daha az yük bindirir ve idrar yoluyla su kaybını önler. Bu yiyeceklerdeki elektrolitler de daha düzenli emilir.
Sebze ve meyvelerdeki lif, bağırsak mikroflorasını dengeleyerek kabızlığı önlemeye yardımcı olur. Ancak, jackfruit, longan ve mango gibi sulu olmayan ve şeker oranı yüksek meyvelerin tüketilmesinin de sakıncalı olduğu unutulmamalıdır. Vücut zaten vücut ısısını düzenlemekte zorlanmaktadır, bu nedenle fazla miktarda şeker tüketmek gereksiz baskı yaratacaktır. Bu nedenle, yalnızca geçici bir serinlik hissi veren gazlı içecekleri mümkün olduğunca az tüketin.
Mevsimsel yiyecekler
Yaz aylarında kızarmış ve yağlı yiyecekler daha az çekici gelir. Bunun nedeni, yiyeceklerin sindirimi sırasında ısı üretilmesidir; bu nedenle yağ ve katı yağ gibi sindirimi zor yiyecekler vücudu daha da ısıtır.

Ancak rafine bitkisel yağ yerine elle sıkılmış yağ kullanın, et ve balık gibi yağlı yiyecekler için buharda pişirmeyi, haşlamayı veya çorba pişirmeyi tercih edin. Likopen açısından zengin domates, C vitamini açısından zengin ananas, sulu nane ve dereotu veya Vietnam kişnişi gibi otlarla hazırlanmış bir kase ekşi balık çorbası, vücudun detoks sürecini maksimum düzeyde destekleyecektir.
Ayrıca, dedelerimizin bir sözü vardır: Yazın nehir balığı, kışın deniz balığı. Deniz balığı, yazın vücuda uygun olmayan yüksek iyot içeriğine sahiptir. Bu nedenle, sıcak öğle vakitleri yerine akşam vakitlerinde deniz balığı yemeklerine öncelik verin.
Doğa, canlılar ve insanlar için elverişli koşullar yaratmıştır. Karpuz, ananas, ejder meyvesi gibi tropikal meyveler genellikle yazın meyve verirken, amarant, salatalık, Malabar ıspanağı, jüt, su ıspanağı, su mercimeği, perilla, Vietnam melisası ve fesleğen gibi yazın yetişen sebzeler serinlemenize yardımcı olacaktır. Kışın doğal olarak iyi yetişen ve pestisit kalıntısı riski taşıyan alışılmadık sebzeler yerine bu yiyeceklere öncelik verin.
Vücudunuza daha fazla D vitamini sağlamak için sabah egzersizlerinden yararlanın. Tembellik etmeyin, gün boyu evde kalmayın, kolayca D vitamini eksikliğine neden olmayın. Egzersiz yaparken vücut doğal soğutma mekanizmalarını harekete geçirmez. Ofis çalışanıysanız, ara sıra ayağa kalkıp hafif egzersiz yapmak şaşırtıcı sonuçlar doğuracaktır.
Yaz, vücudun kendini düzenleme yeteneğini test etme zamanıdır. Doğru beslenme, sadece "sıcak" kaynaklı hastalıkları önlemeye yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda içeriden serinlemeye, bağışıklık sistemini, sindirimi ve ruh halini güçlendirmeye de katkıda bulunur.
En basitinden başlayalım: Sabahları limonlu ve çiğ şekerli bir bardak ılık su, mevsim sebzeleriyle hafif bir öğle yemeği ve serin bir odada huzurlu bir uyku. Yaz, eğer dinler ve bedenimizi anlayış ve bilimle beslersek daha keyifli hale gelecektir.
Kaynak: https://baoquangnam.vn/giai-nhiet-mua-he-can-bang-tu-ben-trong-3154508.html










Yorum (0)