Evrene "merhaba" tehlikesi
Stephen ile Evrene Doğru (2010) belgesel dizisinde, dahi fizikçi Stephen bir zamanlar şu görüşünü dile getirmişti: Eğer dünya dışı bir medeniyet bizi ziyaret edebilecek kadar gelişmiş olsaydı, senaryo Kolomb'un Amerika'ya ayak bastığı zamana benzer olurdu ve bu yerliler için "iyi olmazdı".

Dahi fizikçi Stephen (Fotoğraf: Getty).
Bu nedenle insanlığa temas başlatma konusunda son derece dikkatli olmaları tavsiyesinde bulundu.
Hawking, 2016 yılında Stephen'ın Favori Yerleri (CuriosityStream) adlı filminde şu vurguyu sürdürdü: "Bir gün Gliese 832c gibi bir gezegenden sinyal alabiliriz, ancak yanıt verirken dikkatli olmalıyız."
Mesajı boyunca pasif dinlemeyi (SETI) savunuyor ancak mesaj yayınlamanın (METI) riskleri konusunda uyarıyor çünkü evrimde bizden milyonlarca yıl ileride olabilecek bir medeniyetin tepkisini kimse tahmin edemez.
Daha da önemlisi, Hawking akıllı yaşam arayışına karşı çıkmıyor. 2015 yılında girişimci Yuri Milner ile birlikte 100 milyon dolarlık Breakthrough Listen projesini duyurdu.
O dönemde SETI'nin en büyük programıydı ve yakınlardaki bir milyon yıldızı ve en yakın 100 galaksiyi, dünya dışı zeka sinyalleri açısından "dinlemeyi" amaçlıyordu.
Ancak projeye başlarken bile uluslararası bir fikir birliği ve net bir risk yönetimi çerçevesi oluşmadan aceleyle mesaj verilmemesi gerektiği konusunda ısrarcı olmaya devam ediyor.
Sessiz mi yoksa aktif sinyalleşme mi?

Uzaya bilgi yayınlanması konusunda çok fazla tartışma var (Fotoğraf: Getty).
Hawking'in görüşleri kısa sürede tartışmalara yol açtı. Gökbilimci Seth Shostak (SETI Enstitüsü), Dünya'nın bir asırdan fazla bir süredir radyo, televizyon ve radar yayını yaptığını savundu.
Yeterince gelişmiş bir medeniyet için böyle bir iz çok önceden belli olurdu, dolayısıyla aktif olarak bir sinyal göndermek "maruziyeti" önemli ölçüde artırmazdı.
Douglas Vakoch (METI International) gibi METI destekçileri ise, bu iletimi yıldızlar arası bir diyalog başlatmada gerekli bir adım olarak görüyor. Sessiz kalmanın, insanlık tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir bilimsel -kültürel bağ kurma fırsatını kaçırmak anlamına geleceğini söylüyorlar.
Tartışmayı doğrulanabilir bir zemine oturtmak için bilim camiası, San Marino Ölçeği'ni önerdi. Bu ölçek, uzaya sinyal gönderme riskini, bilginin gücü ve miktarına göre değerlendiren 1'den 10'a kadar bir puanlama sistemidir.
Uluslararası Havacılık Akademisi (IAA) “Dünya Dışı Zeka Keşfi Üzerine İlkeler Bildirgesi” aynı zamanda her türlü müdahalenin şeffaflık, uluslararası koordinasyon ruhuyla yürütülmesini ve tek taraflı müdahalelerden kesinlikle kaçınılmasını önermektedir.
Son yıllarda, özellikle ABD Kongresi'nde kimliği belirsiz uçan cisimler (UAP) konusunda yapılan duruşmaların ardından, kamuoyunun dünya dışı yaşama olan ilgisi yeniden canlandı.
UAP'lerin dünya dışı zekayla bağlantılı olduğuna dair bugüne kadar bir kanıt olmasa da, bu olay risk yönetimi çerçevesi ve şeffaf veri işleme prosedürlerine olan ihtiyacı vurguluyor. Hawking de bu konuda uyarmıştı: Dikkat eksikliği öngörülemeyen sonuçlara yol açabilir.
Bu gerçekle karşı karşıya kalan birçok uzman, "iki aşamalı" bir yaklaşım öneriyor: Breakthrough Listen projesi gibi açık verileri kullanarak büyük ölçekte dinlemeye devam etmek, ancak yalnızca San Marino Ölçeği ve IAA tarafından önerilen uluslararası istişareye göre şeffaf bir risk değerlendirmesi olduğunda sinyal göndermeyi düşünmek.
Bu şekilde insanlık hem keşfetme isteğini koruyabilir hem de hazırlıksız kararların risklerini en aza indirebilir.
Kaynak: https://dantri.com.vn/khoa-hoc/loi-canh-bao-lanh-gay-cua-thien-tai-stephen-hawking-20250821095954117.htm






Yorum (0)