Maksimum maaş sınırı fikri bu hafta Premier Lig'in yıllık toplantısında tartışıldı. Onaylanmasa da fikir hala geçerliliğini koruyacak ve gelecekte gerçeğe dönüşebilir. Buna göre, her Premier Lig kulübü, ligde son sırada yer alan kulübün TV telif hakkı gelirinin 4 katına eşit bir yıllık maksimum maaş fonu harcayabilecek. Daha açık bir ifadeyle: Geçen sezon Premier Lig'de son sırada yer alan Southampton, TV telif hakkı gelirinden 102,5 milyon sterlin elde etti. Yani gelecek sezon hiçbir kulüp maaşlara 410 milyon sterlinden fazla harcama yapamayacak.
Yıldız koleksiyoncularının maaş fonu kontrol altına alınma tehlikesiyle karşı karşıya.
AFP
Bu düzenlemenin amacı, zengin ve fakir arasındaki uçurumu azaltarak dünyanın en ünlü ulusal şampiyonasının rekabet gücünü artırmaktır. Diğer birçok fikirde olduğu gibi, Premier Lig kulüpleri arasında da övgü/eleştiri, onay/eleştiri ayrımı mevcut olduğundan, maaşları kontrol etme fikrinin gerçeğe dönüşüp dönüşmeyeceği kesin değil. Anlaşılabilir bir durum: Profesyonel Futbolcular Birliği ve Kevin De Bruyne veya Erling Haaland gibi yüksek maaşlı yıldızlar buna karşı çıkıyor.
Yukarıdaki düzenlemenin dezavantajı, uzun vadeli kesin bir rakam olmamasıdır. Southampton'ın bu sezonki TV gelirine dayanarak, Premier Lig takımlarının gelecek sezonki maaş bütçesi 410 milyon sterlini geçemez. Ancak son sıradaki takımın gelecek sezonki TV geliri farklı olacak ve bir sonraki sezon için farklı bir "maaş tavanı" olacak. Üstelik oyuncunun maaşı zaten uzun yıllar sürecek bir sözleşmeyle imzalanmışken, nasıl değiştirilebilir ki! Dolayısıyla, burada tartışılmaya değer tek konu, Premier Lig'in henüz açıklamadığı maaş tavanının kontrol altına alınması fikri. Özellikle, bu konunun daha fazla tartışılması gerekiyor gibi görünüyor.
Bu fikrin "iyi" yanı, hızlı bir şekilde uygulanırsa, Premier Lig'deki güçlü takımların çağın ötesine geçebilecekleri ve UEFA yakın gelecekte tüm Avrupa futbolu için maaş kontrolü düzenlerse kafa karıştırıcı bir duruma düşmeyecekleridir. UEFA Başkanı Aleksandr Ceferin, UEFA'nın bu fikri hızla hayata geçireceğini defalarca belirtti (her Avrupa kulübü gelirinin en fazla %70'ini maaş ve transfer fonlarına harcayabilir). Öte yandan, İngiliz kulüpleri kıta arenasında "zengin" kulüplerle rekabet ederken kısa vadede dezavantajlı olabilir. Yukarıda belirtildiği gibi Manchester City, MU ve Arsenal'in maaş fonu 410 milyon sterlini geçmezken, Real Madrid'in şu anda yılda 458 milyon sterlin, PSG'nin ise yılda 645 milyon sterlin harcadığını varsayalım; bu, Şampiyonlar Ligi'ndeki İngiliz temsilcileri için açıkça bir dezavantajdır.
Maksimum maaş bütçesini kontrol etmek, yıldızları çekme yeteneğini kontrol etmek anlamına gelir - bu aynı zamanda Premier Lig'de de tartışmalı bir konudur. Manchester City gibi güçlü takımlar için gelirleri yalnızca yerel televizyon yayın haklarından değil, aynı zamanda Şampiyonlar Ligi'nden de büyük bir gelir elde ederler. Finansal fair play ilkesine göre, daha fazla maaş ödeme hakkına sahip olmalılar. Ve bir haberimiz var: Şampiyonlar Ligi'nden gelecekte paylaşılan gelir, birçok farklı faktör nedeniyle %30 oranında artabilir. Premier Lig takımlarının gelirlerini, ulusal şampiyonanın televizyon yayın haklarına güvenerek ve ardından "maaş ödeme hakkını" eşitleyerek dengelemek mantıksızdır.
[reklam_2]
Kaynak bağlantısı






Yorum (0)