Polonya gibi Yunanistan da, 20. yüzyılın ilk yarısında Nazi rejiminin bu iki ülkeye karşı işlediği eylemler nedeniyle mevcut Alman devletinden maddi tazminat talebini yeniden gündeme getirdi.
Yunanistan Cumhurbaşkanı Katerina Sakellaropoulou, konuyu en diplomatik olmayan şekilde ele aldı, ancak görüşmelerin başında, medyanın da bulunduğu bir ortamda, Alman Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier ile doğrudan konuyu gündeme getirerek en büyük etkiyi yarattı. Tazminat miktarı 278 ila 341 milyar euro arasında değişiyordu. Alman cumhurbaşkanı, Almanya'nın ahlaki sorumluluğunu inkar etmedi, ancak tazminat meselesinin iki ülke arasında onlarca yıl önce dostane bir şekilde çözüldüğünü doğruladı.
Yunan tarafı tazminat meselesinin açık olduğunu savunurken, Alman tarafı duygusal ve hukuki yönleri açıkça birbirinden ayırıyor. Almanya için tarihi geçmişle ilgili konular tamamen kapanmış durumda, ancak Yunan tarafı için durum böyle değil ve geçmişin unutulmuş olduğu söylenemez.
Yunanistan için yüz milyarlarca avro, Polonya için ise bir trilyon avronun üzerinde devasa meblağlar söz konusu. Ancak bu sadece para meselesi değil; aynı zamanda iç politika meselesi de. Her üç ülke de şu anda AB ve NATO üyesi, yani askeri müttefik ve stratejik ortak. Tarihi olayların unutulup gitmesine izin verilmemesi, aksine zaman zaman yeniden gündeme getirilmesi, Polonya ve Yunanistan'ın farklı sosyo-politik dönemlerdeki tarih, uluslararası hukuk ve iç ihtiyaçlarına ilişkin bakış açılarıyla doğrudan bağlantılı. Tarihi olayların yeniden canlandırılması, Almanya üzerinde çok güçlü ve geniş kapsamlı bir iç siyasi etkiye sahip olup, her iki ülkedeki sağcı, aşırı sağcı, popülist ve milliyetçi güçleri kazanmalarına olanak tanıyor.
Polonya, Almanya'yı İkinci Dünya Savaşı'ndaki zararlar için tazminat ödemeyi reddederek saygısızlık etmek ve çifte standart uygulamakla kınadı.
[reklam_2]
Kaynak: https://thanhnien.vn/qua-khu-van-chua-ngu-yen-185241031231758201.htm






Yorum (0)