Kristin Hannah , "The Lark Still Sings" adlı kitabıyla Vietnamlı okurlar için oldukça popüler bir romancı. Ardından, "The Things We Do", "The Female Pilot", "The Four Winds" ve yakında çıkacak olan "The Women" gibi birçok başka eser de ülkede yayımlandı. 2024 yılı sonunda, "The Lark Still Sings", New York Times okuyucuları tarafından 21. yüzyılın en iyi 100 kitabından biri olarak oylanırken, "The Women" geçen yıl en iyi tarihi romanlardan biri olarak onurlandırıldı. "The Way of the Fireflies "ın Vietnam versiyonu yeni çıktı ve özel baskının ön siparişten 3 gün sonra hızla tükenmesiyle büyük ilgi gördü.
Yazar Kristin Hannah
FOTOĞRAF: THE NEW YORK TIMES
Kadının Hikayesi
Kitap, uyuşturucu bağımlısı annesi tarafından terk edilen Tully'nin, arkadaşları ve ailesiyle hiçbir bağı olmayan, aynı yaştaki Kate ile beklenmedik bir şekilde tanıştığı 1970'lerden başlayarak yaklaşık otuz yılı kapsıyor. Tully, Kate'in Fireflies Lane'deki evinin yakınına taşındığında yaşadıkları beklenmedik karşılaşmayla, iki kız yavaş yavaş büyür ve birbirlerine güçlü, kalıcı ve sıkı bir şekilde bağlı kadınlar haline gelirler. Bu süreçte, ikisinin de aynı hayali kurduğu, aynı hayatı yaşadığı zamanlar olur, ancak aynı zamanda ayrılıp çatışmalar yaşadıkları zamanlar da olur. Otuz yıllık bağlılık, bu çatışmaları azaltmaya yardımcı olur mu?
Çoğu eserinde olduğu gibi, Kristin Hannah da The Fireflies' Path'te karakter inşa etme ve farklı psikolojileri kullanma konusundaki özel yeteneğini sergiliyor. İki imge kullanarak Tully ve Kate'i tam zıt karakterler olarak resmediyor ve böylece okuyucuları kişiliklerine ve seçimlerine uygun iki farklı yolculuğa çıkarıyor. Tully güçlü, kararlı ve coşkulu, kendi kaderini kontrol eden bir "patron kız" imajını hedeflerken, Kate daha geleneksel. Nazik, utangaç, romantik romanlar okumayı seviyor ve büyüdüğünde evde ev hanımı olarak kalmaktan memnun. Bu, yazarın eski önyargıları yıkıp "güçlü bir kadın" olmayı amaçlamadığı halde feminizm kavramına derinlemesine odaklandığını gösteriyor; çünkü eğer seçiminden memnunsa ve bunu yapma özgürlüğüne sahipse, o zaman bir kadın da kendi gücüne sahip demektir.
Hannah, iki karakteri aracılığıyla yatay olarak etkileyici düğümler kurarak okuyucuları ana hikâyeye çekiyor. Her on yılda, farklı ilişkilerde iniş çıkışlar yaşanıyor; örneğin, gençliklerinde geceleri gizlice evden çıkıp birlikte bisiklete biniyorlarmış. Üniversiteye gittiklerinde haber sektöründe çalışma hayalini paylaşıyorlarmış ve işe başladıklarında da patronları olan bir meslektaşlarıyla aşk üçgeni yaşıyorlarmış. Kate aile işine çekilmeye karar verdiğinde, Tully aşırı hevesi nedeniyle en yakın arkadaşının aile işlerine karışmış ve bu da aralarındaki uçurumun derin bir kara delik haline geldiği bir döneme işaret ediyor...
Yazar, iki karakterden dikey olarak genişleyerek büyükanne, anne ve kız arasındaki kuşak farkını da ortaya koyuyor. Tully ve Kate bir zamanlar özgür bir yaşam arzusuyla dolu, büyümeye hevesli insanlarken, Kate çocuk sahibi olduklarında annesinin kızına yaptıklarının aynısını, hatta bazen aşırıya kaçarak uyguladı. Kitabın gerilimli anları aracılığıyla okuyucular, sevginin ne olduğunu, bazen diğer kişiye kendi alanını tanımanız gerektiğini anlayacaklar. Eseri kapatırken Kate, meme kanseriyle geçirdiği ciddi bir hastalığın ardından Tully ve kızıyla yeniden bağ kuruyor. Bu aynı zamanda Kristin Hannah'nın okuyuculara, özellikle de kadın okuyuculara, bu korkunç hastalıkla ilgili tarama ve daha dikkatli olma konusunda vermek istediği mesaj.
Ateşböceklerinin Yolu , Lightbooks ve Vietnamese Women's Publishing House tarafından yayımlandı ve Nguyen Thanh Nhan tarafından çevrildi
FOTOĞRAF: Yayınevi
Tarihi cazibe merkezi
Kristin Hannah, kadın karakterleri ve aralarındaki iniş çıkışları başarıyla oluşturmanın yanı sıra, sahneyi kurmada da oldukça başarılı. Tarihi roman türünün ustası olarak kabul ediliyor çünkü eserleri genellikle farklı zamanlarda geçiyor ve bu sayede zorlukların üstesinden nasıl güçlü bir şekilde geldiklerini gösteriyor. Örneğin, Dört Rüzgar'da, 1930'ların Amerika'sındaki Büyük Buhran'ı çocuklarını atlatan güçlü bir anneyi canlandırırken, Kadınlar'da Vietnam Savaşı'na katılan kadın hemşirelerin hikâyesini anlattı... Bu görünüşte marjinal unsurlar, kadın yazarın dikkatini çeken karakteristik bir nokta.
Ateşböcekleri'nde, otuz yılı aşkın bir süre boyunca, önemli dönüm noktalarının müzik, moda, yaşam tarzı ve ideoloji aracılığıyla yeniden canlandırıldığını göreceğiz. Örneğin, 1970'ler sıklıkla hippi yaşam tarzına, protestolara, savaş karşıtı müziğe, geniş paça pantolon modasına tanıklık etti... 1990'ların sonu ve 2000'lerin başında, kitap 11 Eylül olayından kaynaklanan askeri çatışmaları yavaş yavaş gündeme getirdi. Hannah, karakterlerin kariyerlerini gazeteci ve muhabir olarak inşa ederek, savaş muhabirliği gibi asil bir mesleğin her zaman tehlikeyle karşı karşıya olduğunu, ancak aynı zamanda gerçeği dünyaya duyurduğunu da gösteriyor.
Nicolas Mathieu'nun 2018 Goncourt Ödülü'nü kazanan Ateşböceklerinin Çocukları romanı gibi, Ateşböceklerinin Yolu'nun her bölümü de ünlü şarkılardan esinleniyor. Bu şarkılar sadece detaylara katkıda bulunmakla kalmıyor, aynı zamanda bir müzikseverseniz, şarkıların içerikleri de karakterler için önemli dönüm noktalarını işaret ediyor. Goodbye Yellow Brick Road, Dancing Queen, Material Girl'den Bohemian Rhapsody, Purple Rain'e... böylece her yaştan okuyucuya nostalji duygusu yaşatıyor. Buradan yola çıkarak, Kristin Hannah'nın yalnızca farklı tarihsel anlardaki kadınları anlatan bir yazar değil, aynı zamanda nostaljiyi uyandırmada da çok yetenekli bir yazar olduğu söylenebilir.
Yukarıdakilerden, Kristin Hannah'ın neden dünya çapındaki okurların her zaman gözde yazarı olduğunu, yeni bir eseri çıktığında hep merakla beklendiğini anlamak zor değil. Eserleri, insan ilişkilerinin lezzetiyle dolu, özel bağlamlarda kurgulanmış ve kadınların gücünü ve küçük de olsa gece gökyüzünü aydınlatan bir ateş böceği gibi zorlukların üstesinden gelme çabalarını her zaman gözler önüne seriyor.
Kaynak: https://thanhnien.vn/sach-hay-tren-duong-dom-dom-bay-len-185250307204245477.htm
Yorum (0)