Orta Asya çöllerinden iki futbol takımı ve uçsuz bucaksız Atlas Okyanusu'nun ortasındaki küçük bir ada ülkesinin iki farklı hikayesini anlatıyorlar ama ortak bir karakterleri var: Olağanüstü bir kararlılık.
3 on yıllık özlem
1991'de Sovyetler Birliği'nden ayrılan Özbekistan, Dünya Kupası'na katılmayı her zaman hayal etmişti. 2014 eleme turunda olduğu gibi, bu büyük arenaya birçok kez çok yaklaştılar, ancak Ürdün ile acımasız bir penaltı atışında karşı karşıya gelince elendiler.
Vazgeçmek istemeyen Özbekistan, Dünya Kupası yolculuğu için stratejik, sessiz ve ısrarlı bir şekilde yatırım yapmaya devam etti. Özbekistan, 2010'ların başından beri ulusal futbol akademisinin geliştirilmesi ve oyuncuların yurt dışında oynamaya teşvik edilmesiyle gençlik futbolunu geliştirme politikasını destekledi. Eldor Shomurodov, Jaloliddin Masharipov veya Oston Urunov gibi birçok genç oyuncu bu ortamda yetişti.

Çok daha yüksek puan alan birçok takımı geride bırakan Yeşil Burun Adaları, 2026 Dünya Kupası'na katılacak. Fotoğraf: GULF TIMES
2026 Dünya Kupası elemelerinde Özbekistan, bireysel yıldızlara bel bağlamak yerine, kendine özgü bir kimliğe sahip, uyumlu ve disiplinli bir takım ortaya koydu. Başarıları, azimlerinin bir kanıtıdır; gelişmekte olan bir ekonomiye sahip, spor kaynakları açısından zengin olmasa da, adım adım yükselerek yükselmeyi bilen bir ülke. Özbekler için 2026 Dünya Kupası bileti sadece bir spor zaferi değil, aynı zamanda bir zamanlar unutulmuş olan Orta Asya ülkesinin yeni statüsünün de bir teyididir.
Atlantik'teki Mucize
Dünyanın öbür ucunda, nüfusu sadece 500.000'in biraz üzerinde olan Yeşil Burun Adaları, renkli bir peri masalı anlatıyor. Bu küçük ada ülkesi, onlarca yıl boyunca sadece müzik ve denizde geçimini sağlayan balıkçılarıyla tanınıyordu. Ancak, sadece bir hafta sonu eğlencesi olduğu düşünülen futbol, ulusal bir gurur kaynağı haline geldi.
Yeşil Burun Adaları'nın çok fazla modern stadyumu yok, güçlü bir şampiyonası yok ve oyuncuların çoğu Avrupa'da doğup büyümüş. Ancak, diaspora topluluğu paha biçilmez bir kaynak. Her Afrika eleme maçına memleketlerinin mücadele ruhunu getiriyorlar ve Dünya Kupası'na 8 kez katılan "büyük adam" Kamerun'u veya Libya, Angola gibi çok daha yüksek reytingli rakipleri geride bırakıyorlar.
14 Ekim sabahının erken saatlerinde Esvatini ile oynanan maçın bitiş düdüğü çaldığında, 4.000 kilometrekarelik yüzölçümüne sahip ada ülkesinin tamamı ayağa kalktı. Santiago'nun kumlu plajlarından başkent Praia'ya kadar insanlar kutlama yapmak için sokaklara döküldü. Dünya Kupası onlar için sadece bir spor arenası değil, aynı zamanda dünyaya tanıtılma hayali, küçük bir ülkenin hâlâ büyük işler başarabilmesiyle gurur duymak anlamına geliyor.
Özbekistan ve Yeşil Burun Adaları'nın katılımıyla gerçekleşecek 2026 Dünya Kupası, yalnızca "devlerin" hegemonya mücadelesine değil, aynı zamanda ilham verici hikayelere de sahne olacak. Çöl ülkesi Özbekistan'ın bayrağı, Kuzey Amerika'nın bembeyaz topraklarında dalgalanacak. Yeşil Burun Adaları'nın neşeli halk ezgileri, okyanus dalgalarının sesi eşliğinde dünya sahnesinde yankılanacak.
Özbekistan, "irade varsa, yol da vardır" inancının sınırsız azmiyle 2026 Dünya Kupası'na ulaşırken, Yeşil Burun Adaları ulusal birlik mucizesiyle büyük sahneye çıktı. Çölde kurak bir ülke, okyanusta küçük bir ada - her ikisi de futbolun hâlâ hayalperestlerin sporu olduğunu, zorluklar karşısında pes etmeyi reddettiğini kanıtladı.
Kaynak: https://nld.com.vn/nghi-luc-phi-thuong-cua-2-tan-binh-world-cup-196251014220254574.htm
Yorum (0)