İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu son açıklamasında, Gazze Şeridi'nde Hamas'a, Lübnan'da Hizbullah'a yaptığı gibi Yemen'de de Husi güçlerine karşı harekete geçeceğini duyurdu.
Netanyahu'nun argümanında dikkat çekici olan nokta, İsrail'in Yemen'deki Husilere saldırıp onları yok etme ihtiyacını, Husilerin İsrail'in güvenliğini tehdit ettiğini iddia ederek değil, Husilerin Kızıldeniz'in güvenliğini tehdit ettiğini, dünya barışını tehdit ettiğini ve İran'ın bir uzantısı olduğunu söyleyerek haklı çıkarmasıdır. Netanyahu'nun açıklaması, hem üslup hem de bağlam olarak, Husilere karşı gayriresmi bir savaş ilanından farksızdır.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu
Netanyahu, Yemen'de İsrail'i hedef alan Husi hava saldırılarıyla başa çıkmanın çok daha ötesine bakıyor. Aslında İsrail'in Yemen'deki bu güce doğrudan saldırması gerekmiyor, çünkü İsrail'in geleneksel askeri müttefikleri, Amerika Birleşik Devletleri ve diğer Batılı ülkeler bunu onlar adına yaptı. Netanyahu'nun amacı, mevcut fırsatlardan, özellikle Hamas ve Hizbullah ile yaşanan iki savaştan, İran ile askeri harekâtlara bile kullanılan çatışmadan ve Suriye'deki siyasi çalkantıdan yararlanarak bir oldubitti yaratmak, Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Körfez bölgesinde en önemli askeri prestiji inşa etmek ve sergilemek.
İsrail, İran'daki Hamas liderinin suikastını kamuoyuna doğruladı, Husiler uyardı
Bu temelde, Sayın Netanyahu, İsrail'in bölgedeki yeni siyasi, güvenlik ve askeri düzenin şekillenmesinde en belirleyici rolü üstlenmesini sağlamayı en yüce hedef olarak görüyor. Suriye'de yeni bir güç boşluğu ortaya çıktığında İsrail'in Suriye topraklarına girmesi de bu hesaba hizmet ediyor. Sayın Netanyahu'nun gayri resmi olarak savaş ilan ettiği Husi gücü, aynı zamanda İran'ın da dolaylı olarak savaş ilan ettiği anlamına geliyor. Önümüzdeki yıl bu bölgede barış sağlanamayacak.
[reklam_2]
Kaynak: https://thanhnien.vn/tuyen-chien-khong-chinh-thuc-185241226194526943.htm






Yorum (0)