
Ön planda GJ 251c ve arka planda, kırmızı cüce yıldızına daha yakın konumda bulunan GJ 251b gezegeninin sanatçı tarafından yapılmış tasviri - Resim: Kaliforniya Üniversitesi
GJ 251c adı verilen bu gezegen, İkizler takımyıldızındaki kırmızı bir cüce yıldızın yörüngesinde, Dünya'dan yaklaşık 18,2 ışık yılı uzaklıkta yer almaktadır. Dünya'nın kütlesinin yaklaşık dört katı olan GJ 251c, "süper Dünya" olarak sınıflandırılır; bu da Dünya'dan daha büyük ve daha kütleli, ancak Neptün'den daha küçük kayalık gezegenler anlamına gelir.
Penn State Üniversitesi'nden (ABD) Profesör Suvrath Mahadevan, "Bu gezegenin atmosferi veya yaşamı olup olmadığını henüz teyit edemiyoruz, ancak gelecekteki araştırma görevleri için umut vadeden bir aday" dedi.
GJ 251c, yörüngesindeki gezegenin kütle çekim etkisi altında bir yıldızın çok küçük salınımlarını izleyen bir yöntem olan radyal hız kullanılarak keşfedildi. 20 yılı aşkın süredir devam eden gözlemlerin ardından, araştırma ekibi GJ 251'in karakteristik "hafif yalpalama" hareketini kaydederek bu yeni gezegenin varlığını ortaya koydu.
GJ 251 yıldız sistemi daha önce 2020'de keşfedilen GJ 251b adlı başka bir gezegenle biliniyordu. ABD'deki teleskoplardan elde edilen eski ve yeni verileri birleştirerek, bilim insanlarından oluşan ekip, McDonald Gözlemevi'ndeki (Teksas) Yaşanabilir Bölge Gezegen Bulucu (HPF) spektrografını ve Kitt Peak'teki (Arizona) NEID spektrografını kullanarak, ana yıldızı etrafında 54 günlük bir yörünge periyoduna sahip olan GJ 251c gezegenine karşılık gelen ikinci bir sinyali doğruladı.
Bilim insanlarına göre, GJ 251c, bildiğimiz anlamda yaşam için en önemli faktör olan ve sıvı suyun var olabileceği yaşanabilir bölgenin hemen içinde yer alıyor. Bununla birlikte, gezegenin bir atmosfere sahip olup olmadığı veya ev sahibi yıldızından gelen radyasyon nedeniyle atmosferinden arındırılıp arındırılmadığı hala açık bir soru işareti.
Ev sahibi yıldız GJ 251, Samanyolu'ndaki en yaygın yıldız türü olan kırmızı cüce bir yıldızdır, ancak aynı zamanda "ateşli mizacı" ile de ünlüdür; düzenli olarak son derece güçlü manyetik fırtınalar yayar ve bu fırtınalar çevredeki gezegenlerin atmosferlerini "soyabilir".
TRAPPIST-1 veya Proxima Centauri b gibi ünlü sistemlerin bir zamanlar yaşam barındırması bekleniyordu, ancak James Webb Uzay Teleskobu'ndan (JWST) yapılan gözlemler, bu gezegenlerin çoğunun artık önemli bir atmosfere sahip olmadığını gösteriyor.
Ancak GJ 251c bir istisna olabilir. Yıldızı diğer kırmızı cücelerden daha sıcak ve biraz daha büyük olduğu için, yaşanabilir bölge de daha uzakta bulunuyor ve bu da gezegenin ev sahibi yıldızın gazabından bir nebze de olsa kaçınmasına yardımcı oluyor. Eğer GJ 251c güçlü bir manyetik alana ve kalın bir atmosfere sahipse, kendini yıldız rüzgarlarından koruyabilir ve yaşam için istikrarlı koşulları sürdürebilir.
James Webb Uzay Teleskobu, uzaklığı ve düşük parlaklığı nedeniyle şu anda bu gezegenin atmosferini inceleyemiyor. Bilim insanları, 2040'larda fırlatılması planlanan Yaşanabilir Dünyalar Gözlemevi gibi yeni nesil teleskopların, GJ 251c'den yansıyan ışığı doğrudan toplayarak atmosferik bileşimini belirleyebileceğini umuyor.
Kaliforniya Üniversitesi Irvine'den araştırmacı Corey Beard, "Teknolojik sınırların eşiğindeyiz. Bu dünyayı 'görebilmek' için daha büyük, daha hassas teleskoplara ihtiyacımız var" dedi.
GJ 251c'nin keşfi, yaşanabilir dünyalar arayışında önemli bir adım ileriye doğru atılmış bir adımdır. Ancak GJ 251c'nin gerçekten de 'ikinci bir yuva' olup olmadığı henüz belli değil.
Çalışma, 23 Ekim'de The Astronomical Journal'da yayımlandı.
Kaynak: https://tuoitre.vn/bat-ngo-phat-hien-sieu-trai-dat-cach-chung-ta-chua-day-20-nam-anh-sang-20251025113016917.htm










Yorum (0)