
108 Merkez Askeri Hastanesi Nöroloji Enstitüsü Müdürü ve İnme Bölümü Başkanı Dr. Nguyen Van Tuyen, çocuklarda inmenin hala nadir görülmesine rağmen, 45 yaşın altındaki hastaların hastaneye yatırılma oranının arttığını söyledi.
2025 yılına kadar, bölümümüzde tedavi edilen vakaların yaklaşık %10-15'ini çocuklar ve gençler oluşturacaktır. Bu vakaların çoğunluğu beyin enfarktüsü ve beyin kanaması nedeniyle ortaya çıkmaktadır. Bu grupta, damar tıkanıklığı mekanizması yetişkinlere göre aterosklerozla daha az ilişkilidir, ancak genellikle arteriyel diseksiyondan kaynaklanır. Bu durum, enfarktüs vakalarının %30-50'sini oluşturan tehlikeli bir durumdur. Diseksiyon, çocukların oyun oynaması, koşması, zıplaması, çarpışması veya boynunu sertçe çevirmesi sonucu damar endotelinde hasara yol açması veya vaskülit nedeniyle meydana gelebilir.
Uzmanlara göre, her yaşta inme zamana karşı bir yarıştır. Her geçen dakika milyarlarca sinir hücresi geri dönüşü olmayan bir şekilde hasar görebilir. Trombolitik ilaçlar genellikle ilk 3-4,5 saat içinde etkili olurken, 6 saat içinde mekanik trombektomi uygulanır.
Ancak Dr. Tuyen, ebeveynlerin "altın saat" nedeniyle gecikmemesi gerektiğini, çünkü hastaneye ne kadar geç gelirlerse hayatta kalma ve iyileşme şanslarının o kadar düşük olduğunu vurguladı.
Endişe verici olan, çocukların duygularını çoğu zaman tarif edememeleri ve belirtilerin yorgunluk veya griple kolayca karıştırılabilmesidir. Şiddetli baş ağrısı, uzuvlarda güçsüzlük, bulanık görme, konuşma güçlüğü, kasılmalar ve ani, hatta kısa süreli bile olsa bayılma gibi belirtiler takip edilmeli ve çocuk erkenden doktora götürülmelidir.
Tıp uzmanlarına göre, çocuklarda felci önlemenin kesin bir yolu yoktur, çünkü nedenleri genellikle karmaşık ve belirsizdir. Ancak erken teşhis, hasarı sınırlamak ve hayatı korumak için her zaman belirleyici faktördür.
Uzman, " İnme her yaşta meydana gelebilir. Ailenin, öğretmenlerin ve toplumun dikkatli olması, çocukları kurtarmanın anahtarıdır " dedi.
PV (sentez)Kaynak: https://baohaiphong.vn/dau-hieu-canh-bao-dot-quy-o-tre-em-528889.html










Yorum (0)