Genel Sekreter Nguyen Phu Trong'un Yolsuzluk ve olumsuzlukla kararlı ve ısrarlı bir şekilde mücadele ederek, Partimizin ve Devletimizin giderek daha temiz ve güçlü bir şekilde inşasına katkıda bulunmak adlı kitabını okurken, Yasama Araştırmaları Dergisi'nin Mart 2008 sayısında yayınlanan "Parti inşasını güçlendirmek - Hukukun üstünlüğü devleti ve sosyalist yönelimli bir piyasa ekonomisi inşa etmede önemli bir faktör" başlıklı makaleyi beğendim. Çünkü bu makale, kanunu ihlal eden ve disiplin altına alınan kadro ve parti üyelerinin durumunun altında yatan nedeni açıklıyor ve vurguluyor. Bu, bireyciliktir; kadrolar ve parti üyeleri, gözlerinin önünde gerçekleşen cazibelerin ve çıkarların üstesinden gelemezler.
Sosyalist yönelimli piyasa ekonomisi, her Parti Komitesi'nin, her kadronun ve Parti üyesinin proaktif, yaratıcı olmasını, ekonomik düşünmeyi bilmesini, ortak kalkınma ve halkın yaşamı için düşünmeye ve harekete geçmeye cesaret etmesini ve bunu yaparken de dürüstlüğünü korumasını gerektirir. Ancak gerçekte, kadroların ve Parti üyelerinin dürüstlüğünü koruyamadıkları ve ideolojik mücadelede kendilerini aşamadıkları için düştükleri birçok durum vardır.
Genel Sekreter, şu durumlara dikkat çekti: Mevcut koşullarda kadrolarımız ve parti üyelerimiz her yere iş seyahatlerine gidiyor, onları kim yönetiyor, kim bilir? Yabancı ülkelerle yapılan işlemlerden kim haberdar, rüşvet almaktan nasıl kaçınabiliriz? Temel inşaatta, tedarikte, spreadler, virgüller, yüzdeler, yazılmamış şeyler gibi birçok şey var...
Peki, düşmekten nasıl kaçınılır? Günlük işlerdeki ayartmaların üstesinden gelmek için ne yapılmalı? Bu soruyu da yanıtlayan Genel Sekreter, yazısında, tabandaki parti örgütlerinin, parti kadrolarının ve üyelerinin mücadele ruhunu güçlendirmenin çözüm olduğunu vurguladı.
Özellikle durgunluğa ve gelişmemişliğe karşı mücadele; haksızlığa karşı mücadele; bireyselcilik tezahürlerini aşmak için kendiyle mücadele; düşman güçlerin entrika ve sabotaj oyunlarına karşı mücadele.
Sadece bireysel kadrolar ve parti üyeleri değil, tüm örgütün mücadele ruhunu geliştirmesi gerekiyor. Genel Sekreter bu konuda şu soruyu gündeme getirdi: Yolsuzlukla mücadeleden çok bahsettik, ancak kaç parti hücresi bunu ortaya çıkardı?
Yıl sonu oylamasında, parti üyelerinin çoğu kriterleri karşıladı ve parti hücresi temiz ve güçlüydü, ancak çok sayıda ihbar ve yolsuzluk vardı. Bu ne anlama geliyor? Bu, tabandaki parti örgütünün mücadele ruhunun yüksek olmadığı veya azaldığı anlamına geliyor.
Genel Sekreter buna dikkat çekerek şöyle dedi: Mücadele ruhunun yeterli olup olmadığını görmek için her parti hücresiyle, her kişiyle iletişime geçin. Özeleştiri ve tenkitten bahsederken yine de birbirimizi övmek esastır; gerçeğe doğrudan bakmamak, aynı zamanda temkinli olmak, yüzlerce nedene saygılı olmak, özellikle de zulüm görme korkusu, bu yüzden böyle bocalamaya devam etmek, savunmamak doğru, savaşmaya cesaret etmemek yanlıştır, "yedinci yetkili bile kabul ediyor, dördüncü yetkili bile başını sallıyor". Sıradanlık yükselmez, mücadele ruhundan yoksundur.
Genel Sekreter'in makaledeki görüşleri, ülkemizin uluslararası ekonomiye giderek daha derin bir şekilde entegre olduğu mevcut ortamda birçok derin meseleyi gündeme getiriyor. Ortaya çıkarılan, araştırılan ve ele alınan yolsuzluk ve olumsuzluk vakaları, her bireydeki bireyselciliğe karşı mücadelenin son derece zorlu olduğunu gösteriyor.
Tabandaki parti örgütlerinin giderek daha sıkı ve sert denetim mekanizmalarıyla mücadele gücünü artırmanın yanı sıra, kendine karşı mücadele etme cesareti de önemli bir önlem olarak görülmelidir. Bu nedenle, makaleden, her bireyin dürüstlüğünü korumak için sürekli olarak farkındalık kazanması, öz değerlendirme yapması, kendini düzeltmesi, kendini geliştirmesi, eğitmesi ve kendine karşı mücadele etmesi gerektiğine daha da ikna oldum. Bu, yolsuzluk ve olumsuzluğun geri püskürtülmesine katkıda bulunan temel bir çözümdür.
Kaynak
Yorum (0)