Nükleer Enerji - Avrupa Enerji Güvenliği İçin Yeni Bir Çözüm

Avrupa'da enerji güvenliği ve şebeke kapasitesi önemli sorunlardır. Bu durumda Çek Cumhuriyeti, fosil yakıtlara olan bağımlılığından kurtulmak için nükleer enerjiye büyük yatırım yapıyor.

Dukovany santralinde toplam 19 milyar dolardan fazla yatırımla iki reaktör daha inşa etmeyi planlayan bu Orta Avrupa ülkesi, nükleer enerji üretimini iki katına çıkarmayı, enerji güvenliğini sağlamayı ve elektrikli ısıtmadan elektrikli araçlara, veri merkezlerine kadar hızla artan tüketim ihtiyaçlarını karşılamayı hedefliyor.

Dev soğutma kuleleri Çek Cumhuriyeti'nin enerji sembolü haline gelen Dukovany kompleksinde, nükleer genişleme kritik bir aşamaya giriyor. Güney Koreli müteahhit KHNP, her biri 1.000 MW'tan fazla kapasiteye sahip iki reaktör inşa edecek. Uzun vadeli hedef, 2050 yılına kadar nükleer enerjiyi elektrik karışımının %50-60'ına çıkarmak, kömüre bağımlılığı azaltmak ve yoğun elektrik tüketimi dönemine hazırlanmak.

Dukovany projesinin genel müdürü Petr Zavodsky, "Daha fazla elektrik üretmeliyiz çünkü Çek Cumhuriyeti ve Avrupa'daki talep, azaltma çabalarına rağmen artmaya devam ediyor," dedi. "Fosil yakıtların yerini daha istikrarlı bir elektrik kaynağı alıyor. Sadece ısıtma sistemleri değil, elektrikli arabalar, artık yapay zeka veri merkezleri bile çok fazla enerji tüketiyor."

Bu değişim, Avrupa'da artan enerji talebi, sıkılaşan emisyon azaltma taahhütleri ve elektrik tüketen yeni ekonomik sektörlerdeki patlama eğilimini takip ediyor. Uzmanlara göre, nükleer enerji yalnızca stratejik bir tercih değil, aynı zamanda karbonsuzlaşma sürecinde önemli bir halka.

Dukovany Projesi Genel Müdürü Petr Zavodsky ise şunları söyledi: "2050 yılına kadar nükleer enerjinin Çek Cumhuriyeti'nin enerji yapısının yaklaşık %50-60'ını oluşturması gerektiğini düşünüyorum. Geri kalanı yenilenebilir enerji kaynaklarıyla desteklenecek."

Ancak yeni reaktörler, en iyi ihtimalle önümüzdeki on yılın ikinci yarısında faaliyete geçecek. Bu, Çek Cumhuriyeti'nin, özellikle kömürün 2030'dan sonra kullanımdan kaldırılmasıyla birlikte, yenilenebilir enerji kaynaklarını da paralel olarak genişletmesi gerekeceği anlamına geliyor.

Modern Enerji İttifakı program direktörü Martin Sedlak, "Çek Cumhuriyeti'nin 2030 yılından sonra kömür santrallerini tamamen devre dışı bırakması muhtemel. Bu nedenle, elektrik yapısında yenilenebilir enerji kaynaklarının potansiyelinden yararlanmak son derece önemli. Son yıllarda güneş ve rüzgar enerjisinin geliştirilmesine yeniden başladık. Bu iki kaynak mevsimsel olarak birbirini çok etkili bir şekilde tamamlıyor," dedi.

Çek Cumhuriyeti'nin genişlemesi, Avrupa'da nükleere olan güvenin yeniden canlanmasıyla birlikte gerçekleşti. AB, nükleer enerjiyi sürdürülebilir ekonomik faaliyetler kategorisine dahil ederek yeşil finansmanın yolunu açtı.

Kuzey Avrupa'da İsveç, yıllardır süren daralmanın ardından nükleer enerjiyi genişletme planlarını kamuoyuna açıkladı. Belçika da elektrik güvenliğini sağlamak için yeni nükleer santraller inşa etmeyi düşünüyor. Danimarka'da hükümet , 40 yıllık nükleer yasağın kaldırılması olasılığını resmen gündeme getirdi.

Ancak endişeler devam ediyor. Dünya Dostları gibi çevre grupları, nükleer enerjinin pahalı olduğunu söylüyor. Ayrıca, Çek Cumhuriyeti'nde hâlâ kullanılmış nükleer yakıt için kalıcı bir depo bulunmuyor ve bu durum hükümet tarafından da kabul edilen teknik bir darboğaz.

Birçok zorluğa rağmen nükleer, veri merkezleri ve elektrikli araçlardaki patlama için temiz, uygun fiyatlı ve güçlü elektriğin sağlanmasının anahtarı olarak görülüyor.

Kaynak: https://vtv.vn/dien-hat-nhan-giai-phap-moi-cho-an-ninh-nang-luong-chau-au-100251118151636732.htm