MU Mainoo'yu ne zamana kadar heba edecek?

Mainoo'ya teknik direktör Ruben Amorim güvenmiyor.

Old Trafford'daki maç, Kırmızı Şeytanlar'ın yağmur ve rüzgardaki direncini test etmenin yanı sıra, özellikle 70 milyon sterlin değerindeki ancak hâlâ pek güvenilmeyen genç yetenek Kobbie Mainoo ile ilgili taktiksel sorunları da gözler önüne serdi.

Kazanmak şanstan daha fazlasıdır

Chelsea kalecisi Robert Sanchez'in maçın başlarında kırmızı kart görmesiyle Man Utd, hızlı bir başlangıç yaptı ve Bruno Fernandes ve Casemiro'nun golleriyle erken bir üstünlük yakaladı. Beklenen gol sayısı (xG) maçın sonucunu net bir şekilde yansıttı: İlk yarıda ev sahibi takım lehine 1,45'e 0,08.

Ancak Casemiro'nun ilk yarının uzatma dakikalarında kırmızı kart görmesiyle heyecan suya düştü. O andan itibaren Manchester United, inisiyatifi kaybetti ve hatta rakiplerinin Old Trafford'da üstünlük kurmasına izin verdi. Chelsea fırsatlarını tam olarak değerlendiremese de, gergin son dakikalar Kırmızı Şeytanlar'ın galibiyetini her zamankinden daha kırılgan hale getirdi.

Baskıyı azaltmak için topu kontrol etmeleri gereken bir durumda, en mantıklı tercih Kobbie Mainoo'yu oyuna almak olurdu. Genç İngiliz orta saha oyuncusu, baskıdan kurtulma, dar alanlarda etkili olma ve oyunu kontrol etme yeteneğine sahip; Casemiro'nun yokluğunda Manchester United'ın ihtiyaç duyduğu özellikler.

Ancak Amorim, ikinci yarının başlarında Benjamin Sesko'yu oyundan çıkarıp yerine Manuel Ugarte'yi oyuna dahil etmeyi tercih etti ve Mainoo'nun oyuna girmesini Chelsea'nin beraberlik golünü aradığı 87. dakikaya erteledi. Bu karar birçok kişide şu soruyu uyandırdı: Akademinin "mücevheri" olarak görülen bir oyuncu, maç en iyisini gerektirirken neden bu kadar az kullanıldı?

Mainoo, sezon başından bu yana toplamda sadece 76 dakika oynayabildi.

Mainoo bu sezon toplamda sadece 76 dakika forma giydi. Fırsat eksikliği, özellikle Premier Lig'in en umut vadeden orta saha oyuncularından biri olarak kabul edildiği göz önüne alındığında, genç oyuncunun gelişimini ve motivasyonunu etkileyebilir.

Bu böyle devam ederse, Man Utd sadece 70 milyon sterlinlik bir varlığı boşa harcamakla kalmayacak, aynı zamanda gelecek vadeden genç bir oyuncuyu diğer rakiplerine kaptırma riskiyle de karşı karşıya kalacak. Öte yandan, Amorim'in Premier Lig'deki rekoru pek de iç açıcı değil: 48 maçta sadece 18 galibiyet ve bu sezonki her iki galibiyet de büyük ölçüde şansa bağlı.

Man Utd'nin sorunu

Amorim'in felsefesini oluşturmak için kesinlikle daha fazla zamana ihtiyacı var, ancak Mainoo gibi genç yeteneklerden en iyi şekilde yararlanamaması büyük bir sorun. Kulüp düzeyinde, yerli yetenekleri geliştirmek ve elde tutmak her zaman stratejik öneme sahiptir - hem profesyonel hem de ekonomik açıdan .

Manchester United yönetiminin önündeki soru, Amorim'in doğru formülü bulmasını bekleyecek sabra sahip olup olmadıkları, yoksa genç oyuncunun gelişimini sağlamak için erken harekete geçmeleri gerekip gerekmediğidir. Sonuçta Mainoo, kulübün geleceğinin uzun vadeli bir sembolü olabilirken, yöneticilik rolü her zaman zaman sınırlıdır.

Chelsea galibiyeti kısa vadede sevindirici olsa da bir paradoksu da gözler önüne serdi: Bir tarafta potansiyeli keşfedilmemiş genç bir yetenek, diğer tarafta ise hâlâ önemli kararlarla boğuşan bir teknik direktör var. Dolayısıyla Amorim'in Old Trafford'daki geleceği, Kobbie Mainoo'yu nasıl kullandığına bağlı; sadece taktiksel bir hikaye değil, aynı zamanda Man Utd'nin uzun vadeli vizyon ve inancının da bir ölçüsü.

Kaynak: https://znews.vn/mu-con-lang-phi-mainoo-toi-khi-nao-post1587292.html