Okullar normal şekilde işliyor, ancak perde arkasında veliler ve öğretmenler, Başkan Donald Trump'ın ikinci döneminde eğitim politikalarında değişiklik yapılacağına dair endişelerini dile getiriyor.
Yeni eğitim-öğretim yılının en büyük sorunlarından biri bütçe yetersizliği. Trump yönetimi, devlet liselerine ayrılan fonları askıya aldı ve üniversitelerin araştırma bütçelerini kıstı.
Amerikan eğitimi, siyasi faktörlerin yanı sıra ekonomik ve sosyal dalgalanmalardan da etkileniyor: enflasyon, gümrük vergileri endişeleri, sınıflarda yapay zekanın yükselişi veya cep telefonlarını yasaklama hareketi. Uzmanlar, bu eğitim-öğretim yılının anahtar kelimesinin "belirsizlik" olduğunu söylüyor.
En dikkat çekici hamlelerden biri, Trump yönetiminin okullara çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık (DEI) girişimlerinden çekilmeleri yönündeki baskısıydı. Yürütme kararnamesinde DEI "tehlikeli ve ahlaksız" olarak nitelendirildi. Hükümet , bunu uygulamak için medeni haklar yasalarını ihlal ettiği düşünülen okullara federal fon sağlamayı kesti. Baskı altında birçok okul, programlarını kapattı veya isimlerini değiştirdi.
Üniversite düzeyinde ise, federal fonlara olan yoğun bağımlılık nedeniyle etki daha da şiddetli. Columbia Üniversitesi, ayrımcılık karşıtı soruşturmayı sona erdirmek için 220 milyon dolarlık bir anlaşmayı kabul etti. Harvard'ın 2 milyar dolarlık fonu donduruldu ve bu da davalara yol açtı. Los Angeles'taki Kaliforniya Üniversitesi de yaklaşık 600 milyon dolar kaybetme riskiyle karşı karşıya. Özellikle cinsiyet ve ırk alanlarındaki araştırma fonları önemli bir hedef haline geldi.
K-12, yani devlet okulları için Kongre tarafından onaylanan yaklaşık 7 milyar dolarlık fon, dağıtılmasından hemen önce donduruldu. Para daha sonra serbest bırakılsa da, gecikme birçok okulu harcama planlarını kısmaya zorladı.
New York Üniversitesi'nde çalışan Profesör Kris DeFilippis, yeni kararname ve politikaların hâlâ netlik kazanmadığını ve bu durumun finansman sağlamayı zorlaştırdığını söyledi. Genel olarak devlet okulları için, politikaların değiştirilmesi, okulların faaliyetlerini sürdürme, öğretmen alımı ve maaşlarını ödeme veya eğitim kalitesini iyileştirme kapasitesini doğrudan etkileyecektir.
Ayrıca, göç politikaları sıkılaştırılıyor. Birçok göçmen aile, izlenme endişesi taşıyarak çocuklarının eğitimini kısıtlıyor; bu da birçok çocuğu okuma yazma bilmeme riskiyle karşı karşıya bırakıyor ve toplumda mesafe yaratıyor. Yükseköğretimde ise uluslararası öğrenci sayısı azalıyor ve bu durum geliri ve akademik çeşitliliği tehdit ediyor.
2025-2026 eğitim-öğretim yılı aynı zamanda yaygın telefon yasaklarının ilk yılı olacak. Yapay zeka da dahil olmak üzere hızlı teknolojik gelişmelerin etkisiyle en az 31 eyalet şimdiden yasaklar uygulamaya koydu. Öğrencilerin telefon kullanmasına izin verilmeyecek olsa da, okullar öğrencilerin yapay zekayı etik ve insani bir şekilde kullanmaya alışmalarına yardımcı olacak yollar bulmalıdır.
Profesör Kris, bu değişiklikler karşısında şunları kaydetti: "Okullar izole bir şekilde faaliyet göstermez, her zaman okul bölgelerinin, eyalet hükümetlerinin ve hükümetin kontrolü altındadır. Bu nedenle, herhangi bir değişikliğin okullar üzerinde büyük bir etkisi vardır ve en büyük etki öğrenciler ve öğretmenler üzerindedir."
Kaynak: https://giaoducthoidai.vn/my-nam-hoc-moi-ngon-ngang-thach-thuc-post745966.html






Yorum (0)