Kanın filtrelenmesinin kalp hastalığı ve felci önlediği gerçeği

Son zamanlarda popüler olan "süper teknoloji kan filtrasyonu" trendi, kardiyovasküler hastalıkları, aterosklerozu ve felci önleyebileceği yönündeki reklamlarıyla birçok kişinin dikkatini çekti. Ancak bu yöntemin birçok ciddi potansiyel riski bulunuyor.

Son zamanlarda popüler olan "süper teknoloji kan filtrasyonu" trendi, kardiyovasküler hastalıkları, aterosklerozu ve felci önleyebileceği yönündeki reklamlarıyla birçok kişinin dikkatini çekti. Ancak bu yöntemin birçok ciddi potansiyel riski bulunuyor.

Son zamanlarda bazı sağlık kuruluşları ve sosyal paylaşım siteleri, sadece 2-3 saatte on milyonlarca dong'a mal olan ve felç, kalp krizi ve hatta kanseri önleyeceğini vaat eden "süper teknoloji kan filtreleme" trendini destekliyor. Reklamlarda, bu yöntemin kan yağlarını, iltihaplı maddeleri, ağır metalleri ve bakterileri yok edebileceği ve diyabet, böbrek yetmezliği, inme, beyin damar hastalığı, kalp krizi, kardiyovasküler hastalık vb. gibi hastalıkları önleyebileceği iddia ediliyor.

Bu işlem, hastanın damarından kan alınarak, plazmasının ayrılması ve içindeki safsızlıkların giderilmesi için filtrelerden geçirilmesini içerir. Plazma temizlendikten sonra kanla birleştirilerek vücuda geri verilir.

Ancak Vietnam Kardiyovasküler Derneği Başkan Yardımcısı Doçent Dr. Pham Nguyen Vinh, diyalizin felç veya miyokard enfarktüsünü önleyebileceğini gösteren bilimsel bir dayanak olmadığını belirtti. Miyokard enfarktüsüne yol açan başlıca faktörler, yıllar içinde birikerek hastalığa neden olan ateroskleroz, yüksek tansiyon, diyabet, sigara ve lipid bozukluklarıdır.

Ateroskleroz, günlük yiyeceklerdeki yağ, kolesterol, kalsiyum ve diğer maddelerden oluşan plaklardan kaynaklanır. Bu, gençken başlayan ve yaşamımız boyunca devam eden doğal bir yaşlanma sürecidir. Diyaliz cihazı kanı filtrelerken iyi kolesterol (HDL) ile kötü kolesterol (LDL) arasında ayrım yapamaz, bu nedenle kan damarları ve kalp sağlığı için zararlı olan faydalı kolesterolü yok edebilir.

Ayrıca, kan filtrasyon işlemi, kandaki önemli bir protein olan albümini ve elektrolit dengesini bozan maddeleri de uzaklaştırarak sağlığı olumsuz etkileyebilir. Doçent Dr. Vinh, "Kan filtrasyonunun yanlış yapılması enfeksiyonlara ve diğer ciddi komplikasyonlara yol açabilir," diye uyardı.

Aynı görüşü paylaşan Hanoi Tıp Üniversitesi Hastanesi Direktörü Doçent Dr. Nguyen Lan Hieu, düşük maliyetli ve kısa süreli "kan filtrasyonu ve detoksifikasyon" reklamlarının bilimsel dayanağı olmadığı konusunda uyardı. Kan filtrasyonunun yalnızca hastanın böbrek yetmezliği veya akut pankreatit gibi belirli bir teşhisi olduğunda endike olduğunu belirtti.

Benzer şekilde, Ho Chi Minh Şehri Tam Anh Genel Hastanesi Nöroloji Bölümü Başkanı Dr. Nguyen Thi Minh Duc, kan filtrasyon tekniklerinin risk faktörlerini değiştiremeyeceğini, dolayısıyla felç ve kalp krizlerini önleyemeyeceğini belirtti.

Diyaliz, yalnızca tıbbi tedavilerin etkisiz kaldığı durumlarda endikedir. Dr. Dung, "Diyalizin yanlış reçete edilmesi, hastaların para kaybetmesine ve sakatlık yaşamasına neden olabilir," diye vurguladı.

Hemodiyaliz, modern cihazlarla donatılmış, steril bir ortamda, uzmanlaşmış tıbbi tesislerde gerçekleştirilmesi gereken karmaşık bir tekniktir.

Uzmanlara göre, diyaliz yanlış uygulandığında Hepatit B, C veya tehlikeli alerjik reaksiyonlar gibi hastalıklara yakalanma riski ortaya çıkabiliyor. Üstelik bu yöntem sağlık sigortası kapsamında olmadığı için, ruhsatsız merkezlerde bu tür tedavilerin uygulanması son derece riskli.

Kaynak: https://baodautu.vn/su-that-viec-loc-mau-ngua-benh-tim-mach-va-dot-quy-d253425.html