Frank farklı bir konsept ortaya attı: Saldırı yine serbestti ama disiplin ve dikkatli hesaplamalara dayanıyordu. |
Ancak bu duygu sadece Danimarkalı teknik direktörden gelmiyor. Tribünlerdeki binlerce Spurs taraftarı da heyecan, güven ve yenilenen umutla karşılık vermeye başladı.
Belirsizliklerle Dolu Bir Yaz
Tottenham, 2025/26 sezonuna karışık bir ruh haliyle girdi. Beyazlılar, Avrupa Ligi'ni yeni kazanmıştı, ancak aynı zamanda Premier Lig'de 17. sıraya gerilemişti. Ayrılma hırsı aşikardı, ancak yaz transfer dönemi hızla bir dizi hayal kırıklığına dönüştü.
Sadece iki transfer gerçekleşti: West Ham'dan Mohammed Kudus (50 milyon sterlin) ve Bayern Münih'ten kiralık Joao Palhinha. İki büyük transfer - Morgan Gibbs-White ve Eberechi Eze - son dakikada suya düştü ve hava karardı.
James Maddison uzun süreli bir sakatlık nedeniyle forma giyemeyecek, Son Heung-min ise turdan sonra takımdan ayrıldı. Etihad tribünlerinde 3.000 Spurs taraftarının "Levy dışarı" diye tezahürat yapması bu hayal kırıklığını yansıtıyor.
Bu bağlamda, Daniel Levy'nin Ange Postecoglou'yu görevden alıp yerine Thomas Frank'ı atama kararı bir kumar olarak görülüyordu. Ancak sadece iki tur sonra, bu "kumar"ın akıllıca bir karar olduğu ortaya çıkıyor.
Postecoglou'nun Tottenham'ı bir zamanlar heyecan verici ve hücum odaklı bir futbol oynayarak izlemesi keyifli bir takımdı. Geçen sezon Premier Lig'de 64 gol attılar; bu sayı Arsenal'den sadece beş gol eksikti. Ancak bu cömertliğin dezavantajı, savunmalarının 65 gol yemesiydi; bu da attıkları gol sayısından fazlaydı.
Teknik direktörlük koltuğunda Frank'in "sözleşmesi" varsa, Palhinha da oyun tarzındaki uyumun en açık kanıtıdır. |
Frank farklı bir konsept getirdi: Özgürce, ancak disiplin ve titiz hesaplamalara dayalı bir hücum anlayışı. Spurs, Premier Lig'deki ilk iki maçında, Etihad deplasmanındaki galibiyet de dahil olmak üzere, her iki maçta da kalesini gole kapattı; bu hiçbir takım için kolay bir şey değildi.
Brennan Johnson açıkça şöyle dedi: "Özellikle duran toplarda detaylara çok önem verildi. Ama aynı zamanda bize hücum özgürlüğü de verdi. Etihad'a defalarca gittim ve her zaman gol yedim, ama bu farklıydı."
Fark, uyum sağlama yeteneğinde yatıyor. Postecoglou her zaman "bu bizim kimliğimiz" felsefesine bağlı kalırken, Frank çok daha esnek ve pragmatik.
Süper Kupa'da PSG'ye karşı, Dembele'nin "sahte 9" oynamasını engellemek ve Kvaratskhelia'yı sınırlamak için 3-5-2 kullandı. Daha zayıf bir rakip olan Burnley karşısında ise, Bergvall, Gray ve Sarr'dan oluşan genç orta saha üçlüsüne güvenerek 4-3-3'e geçti. Manchester City karşısında ise Frank, 4-3-3'ü kullanmaya devam etti, ancak bu sefer orta sahayı güçlendirmek için Palhinha ve Bentancur'u kullandı.
Eski Manchester City stoperi Micah Richards, bunu "ustalık eseri" olarak nitelendirdi: "Maçı bitirme biçiminde bir zekâ var. Dizilimi ve oyuncuları değiştirme yeteneği, Tottenham'ın eksik olduğu şeydi."
Teknik direktörlük koltuğundaki "sözleşme" Frank ise, Palhinha oyun tarzındaki adaptasyonun en açık kanıtıdır. Bayern'de uygunsuz bir sezonun ardından Portekizli orta saha oyuncusu Premier Lig'e döndü ve hemen orta sahada bir "canavar"a dönüştü.
Etihad'da Palhinha en çok ikili mücadeleyi kazanan (8), en çok müdahale yapan (4) ve Maçın Adamı seçilen isim oldu. Bu sadece etkileyici bir istatistik değil, aynı zamanda Frank'in inşa ettiği sağlamlığın da bir göstergesi; Tottenham'ın yıllardır ihtiyaç duyduğu bir şey.
Thomas Frank gol atmamış veya asist yapmamış olabilir ama Tottenham'ın bu kaotik yaz dönemindeki en önemli transferi olduğunu kanıtlıyor. |
Palhinha, Frank'in Tottenham'a gelme kararında büyük etkisi olduğunu da doğruladı: "Teknik direktör beni doğrudan ikna etti, kulübün projesini gösterdi. Şimdi tek istediğim ailemle bu atmosferin tadını çıkarmak."
Büyük bir kazanç ama önümüzde zorluklar var
Frank, iki galibiyet ve iki maçta kalesini gole kapatarak hayal gibi bir başlangıç yaptı. Ancak gerçekte, Tottenham'ın hâlâ kanıtlaması gereken çok şey var. Kadrolarında zirvedeki rakiplerin derinliği yok ve transfer piyasasındaki şoklar birçok soru işareti yaratıyor.
Ancak şu anda en önemli şey, Tottenham'ın yeniden özgüven kazanması. Taraftarlar sadece skor tabelasındaki sonuçları değil, aynı zamanda uyum sağlamayı ve sonuçları korumayı bilen bir takımı da görüyor. Bu, geçen sezonki dengesiz Tottenham imajından çok uzak.
Tottenham'ın büyük transferler yapamadığı bir yaz döneminde, en değerli yatırım yeni teknik direktör oldu. Frank, yıldız bir oyuncu veya 60 milyon sterlinlik bir transfer değil, ancak Tottenham'ın uzun zamandır eksikliğini hissettiği bir şeyi getiriyor: cesaret, taktiksel esneklik ve yenilenen bir inanç.
Tottenham'ın istikrarsızlık gölgesinden gerçekten kurtulması için pahalı transferlerden fazlasına ihtiyacı var; uyumlu bir takım oluşturabilecek bir lidere ihtiyaçları var. Ve şu anda Thomas Frank tam da bunu yapıyor.
Thomas Frank gol atmamış veya asist yapmamış olabilir ama Tottenham'ın bu kaotik yaz dönemindeki en önemli transferi olduğunu kanıtlıyor.
Kaynak: https://znews.vn/thomas-frank-la-ban-hop-dong-hay-nhat-cua-tottenham-post1579487.html
Yorum (0)