Ek öğretim ve öğrenme, sınavlara daha iyi hazırlanmak için bilgilerini gözden geçirmeleri ve pekiştirmeleri gereken öğrencilerin meşru ihtiyaçlarıdır. (Kaynak: VGP) |
Milli Eğitim Bakanlığı , 30 Aralık 2024 tarihinde ek öğretim ve öğrenimi düzenleyen 29/2024/TT-BGDDT sayılı Genelgeyi (Genelge 29) yayımlamıştır. 14 Şubat'ta ise Milli Eğitim Bakanlığı'nın ek öğretim ve öğrenime ilişkin Genelgesi yürürlüğe girecektir.
Son zamanlarda, özel ders ve ek öğrenimle ilgili yeni düzenlemeler eğitim camiasının dikkatini çekmiş ve öğretmenler ile veliler arasında kafa karışıklığına yol açmıştır. Ancak aslında bu düzenlemeler öğretmenlerin özel ders vermesini yasaklamamakta, sadece bu faaliyeti yasal bir çerçeveye oturtarak şeffaf ve yasal süreçler yaratmaktadır. Bu, öğretmenlerin özel ders çalışmalarını yasal olarak sürdürmelerine yardımcı olmakla kalmayıp, aynı zamanda öğrencilere ve topluma karşı mesleki sorumluluklarını da desteklemektedir.
Özel ders ve rehberlik, uzun zamandır eğitim sisteminin ayrılmaz bir parçasıdır. Bu, öğrencilerin sınavlara daha iyi hazırlanmak için bilgilerini gözden geçirme ve pekiştirme ihtiyacından doğan pratik bir ihtiyaçtır. Resmi sınıf içi öğrenim düzenlenmiş olsa da, öğrenciler arasındaki öğrenme yeteneklerindeki farklılıklar ve artan öğrenme talepleri nedeniyle birçok öğrencinin programa ayak uydurmak için daha fazla zamana ve desteğe ihtiyacı vardır.
Bu ihtiyaçlarla birlikte, özel ders, öğrencilerin bilgi ve becerilerini geliştirmelerine yardımcı olmak için vazgeçilmez bir unsur haline geliyor. Öğretmenler de özel dersi, öğrencilerin bilgilerini pekiştirmenin ve kişisel gelirlerini artırmanın bir yolu olarak kullanabilirler. Ancak, özel ders ve özel dersin gelişimi, doğru yönetilmediği takdirde birçok olumsuz sonuçla da birlikte gelir.
Bu nedenle, olumsuz ve çarpık yönleri sınırlamak, öğrenci haklarını korumak ve öğretmenlerin mesleki kalitesini korumak amacıyla yeni düzenlemeler çıkarılmıştır. Birçok uzman, kalite ve şeffaflığı sağlamak için ek dersler konusunda net düzenlemeler ve sıkı denetim süreçleri geliştirmenin gerekli olduğuna inanmaktadır. Öğretmenlerin makul ücretler, öğretim kalitesi ve ek derslerin öğrenciler ve veliler için bir yük haline gelmemesini sağlama konusundaki düzenlemelere uymaları gerekmektedir.
Ebeveynlerin, çocuklarının öğretim ve öğrenimini denetleyebilmeleri için ek öğretim ve öğrenimle ilgili yasal düzenlemeleri anlamaları gerekir. (Kaynak: VGP) |
Eğitim ve Öğretim Bakan Yardımcısı Pham Ngoc Thuong, ek öğretim ve öğrenimle ilgili yeni düzenlemeler hakkındaki düşüncelerini paylaştı. Ek öğretim ve öğrenim faaliyetlerinin "yasaklanmadığını", yönetildiğini vurguladı. Hangi ek öğretim ve öğrenim faaliyetlerinin düzenlemelere uygun, hangilerinin uygun olmadığını açıkça tanımlayın; böylece tüm düzeylerdeki yetkililer, kuruluşlar, bireyler ve tüm toplum izleme sürecine katılabilsin.
Dolayısıyla, bu düzenlemeler çerçevesinde öğretmenlerin ek ders vermeleri yasaklanmamakla birlikte, bunu kanun ve meslek etiği hükümlerine uygun olarak yapmaları gerekmektedir. Bu, öğretmenlerin mesleki sorumluluk bilincinin yanı sıra öğrencilerin kişiliklerinin şekillenmesi ve geliştirilmesindeki rolleri konusunda da farkındalık yaratmalarını gerektirmektedir.
Öğretmenlerin, herkes yönetmeliklere uyarsa, dershanelerden yasal bir gelir elde etmeleri ve düzgün çalışmaları tamamen mümkündür. Aksine, dolandırıcılık ve dershaneleri kişisel çıkar sağlamak için kullanma gibi durumlar ortadan kalkacak ve giderek daha temiz bir eğitim ortamı yaratılacaktır. Bu, öğretmenlerin etik olmayan davranışlar nedeniyle imajının zedelenmesinin önlenmesine yardımcı olacaktır.
Ancak herkes bu değişiklikleri kolayca kabullenemez. Alışkanlıkları değiştirmek ve fayda sağlayan eski iş yapma biçimlerini terk etmek kolay değildir. Özellikle serbest çalışan öğretmenler için, düzenlemelere bağlı kalmadan, yasal bir çerçevede çalışmaya geçiş yapmak kararlılık ve çaba gerektirir.
Ancak medeni bir toplumda, yasalara uymak her bireyin sorumluluğu ve hakkıdır. Yasalara uygun yaşamayı ve çalışmayı öğrenmek, yalnızca kendimizi korumamıza yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda sağlıklı bir eğitim ortamı ve sürdürülebilir kalkınmanın inşasına da katkıda bulunur.
Tüm bu düzenlemelerdeki en önemli nokta, öğrencilerin her zaman merkezde olmasıdır. Eğitim, yalnızca bilgi açısından değil, aynı zamanda öğrencilerin kişilik ve karakter özellikleri açısından da kapsamlı bir gelişim süreci olarak görülmelidir. Gelecekte cesur, kendine güvenen ve nazik eğitim ürünleri yaratmak için öğretmenlerin iyi örnek olmaları, düzenlemelere uymaları ve öğrencilerin çıkarlarını her zaman ön planda tutmaları gerekir.
Özetle, ek öğretim ve öğrenimle ilgili yeni düzenlemeler, öğretmenlere yalnızca çalışmaya devam edip daha fazla yasal gelir elde etme fırsatı sunmakla kalmıyor, aynı zamanda eğitim kalitesini artırma, şeffaflık ve işte sorumluluk bilincini sağlama fırsatı da sunuyor. En önemlisi, her eylemin ve her kararın, medeni, adil ve gelişmiş bir eğitim sistemi inşa etme ortak hedefine yönelik olması gerektiğidir.
Eğitim ve Öğretim Bakan Yardımcısı Pham Ngoc Thuong, ek öğretim ve öğrenimi düzenleyen Genelge'nin yayınlanmasının birçok mevcut politika ve düzenlemeye uyum sağlamayı ve pratik gereklilikleri karşılamayı amaçladığını söyledi. Şu ana kadar kamuoyunun görüşleri alınarak, Genelge hükümleri toplumdan görüş birliği sağlanmıştır. Böylece, ek öğretim ve öğrenme gibi "büyük ve zor" bir konunun genel yönetimi, 29 No'lu Genelge hükümleriyle ortaya konmuştur. Şimdi, 29 No'lu Genelge'nin gerçekten hayata geçmesi için belirleyici faktörün "tüm tarafların sorumluluklarını anlayıp yerine getirmesi" olduğu uygulama süreci başlamıştır. |
Bunun için öğretmenlerin özel ders verme işini sorumlu bir şekilde yapmalarını, sadece kâr elde etmeyi değil, öğretim kalitesini artırmayı da hedeflemelerini teşvik edecek önlemlere ihtiyaç vardır.
Ayrıca, öğrenciler ve veliler, uygun ek dersleri seçme konusunda da bilgi sahibi olarak donatılırlar ve böylece öğrencilerin çok yüksek ücretli, düşük kaliteli derslere katılması durumu önlenir. Velilerin, çocuklarının eğitim ve öğretimini denetleyebilmeleri için ek öğretim ve öğrenimle ilgili yasal düzenlemeler hakkında bilgi sahibi olmaları gerekir.
Ayrıca eğitim kurumları, öğretmenlerin mesleki yeterliliklerini geliştirmeleri için destekleri artırmalı ve koşullar yaratmalı, okullarda sağlıklı bir öğrenme ortamı oluşturmalı ve öğretmenlerin fazladan ders vererek kar peşinde koşmasını önlemelidir.
Ek öğretim ve öğrenmenin gerçek bir ihtiyaç olduğu, olumsuzlukları önlemek için sıkı bir yönetim gerektiği, ancak aynı zamanda öğrencilerin, velilerin ve öğretmenlerin haklarını güvence altına almak için makul düzenlemelerin yapılması gerektiği söylenebilir. Modern bir toplumda, yönetim ile ek öğretim ve öğrenmenin gerçekliği arasındaki uyum, kaliteli ve sürdürülebilir bir eğitim ortamı oluşturmanın anahtarıdır.
Başbakan, il ve ilçelerdeki Halk Komiteleri ile Eğitim ve Öğretim Bakanlığı'na, ortaokul ve liselere öğrenci alımı ve genel eğitim düzeyinde ek öğretim ve öğrenimin yönetimi konusunda talimat vermeleri için bir telgraf gönderdi. Ek öğretim ve öğrenimin yönetimi konusunda Başbakan, il ve ilçelerdeki Halk Komitelerinden, bölgedeki genel eğitim kurumlarına ek öğretim ve öğrenimle ilgili yönetmelikleri sıkı bir şekilde uygulamaları ve yönetmelik ihlallerini titizlikle ele almaları talimatını vermelerini talep etti. Aynı zamanda, öğrencilere özverili, istekli ve gönülden bağlı kolektif ve bireysel örneklerin çoğaltılmasını da emretti. Başbakan, Milli Eğitim Bakanlığı'ndan, ortaöğretim ve lise kayıtlarına ilişkin yönetmeliklerin, ek ders ve öğretim yönetmeliklerinin sıkı bir şekilde uygulanması konusunda bilgilendirme, propaganda, denetim ve gözetimin güçlendirilmesini, yönetmeliklere aykırılıkların titizlikle ve kamuoyuna açık bir şekilde ele alınmasını istedi. |
Yorum (0)