![]() |
Salah, Frankfurt maçında yedek kulübesinde kalmak zorunda kaldı. |
Ancak şimdi, 'Mısır Kralı' Arne Slot'un saltanatının en büyük sorunu haline geliyor; egosu, Liverpool'un inşa ettiği takım ruhuyla çatışıyor.
"Mısır Kralı" takım için nasıl oynanacağını unuttuğunda
Liverpool'un 23 Ekim sabahı Şampiyonlar Ligi aşamasında Eintracht Frankfurt'u 5-1 yendiği maç, Mohamed Salah'ın hayal kırıklığı yaratan performansı olmasaydı mükemmel bir gece olabilirdi. 84. dakikada kaleci Michael Zetterer ile karşı karşıya kaldı. Ceza sahasının ortasında boşta duran Florian Wirtz, gol atmak için hafif bir pasa ihtiyaç duyuyordu.
Ama Salah pas vermedi. Çok dar bir açıdan, çok kötü bir tercihle şut çekti. Top bloklandı, Wirtz hayal kırıklığıyla ellerini havaya kaldırdı ve Liverpool yedek kulübesi ölüm sessizliğine gömüldü.
Bu, sıradan bir isabetsizlikten çok daha fazlasıydı. Salah ile Liverpool arasındaki o anki çatışmanın, bireysel içgüdüler ile kolektif felsefe arasındaki çatışmanın simgesiydi.
Klopp döneminde Liverpool'un tüm hücum oyunları Salah'a yönelikti. O, "nihai silah", her kombinasyonun son noktasıydı. Ancak Arne Slot geldi ve farklı bir felsefe getirdi: onun futbolu sistem, hız ve paylaşım üzerine kuruluydu.
Bu düzende Salah gereksiz, hatta daha da kötüsü, kayıp durumda. Hala içgüdüleriyle hareket ediyor, paslaşmak yerine karar vermeye çalışıyor ve her fırsatın kendi golüyle sonuçlanması gerektiğine inanıyor.
Slot'un onu iki Şampiyonlar Ligi maçında üst üste yedek kulübesinde tutması tesadüf değildi. Fiziksel gücünden değil, zihniyetinden dolayı. Liverpool dönüşüyor, Salah değil.
![]() |
Salah kendini kaybediyor. |
Bu sezon 12 maçın ardından Salah sadece 3 gol attı; bir zamanlar tüm Premier Lig'i korkutan bir oyuncu için bu çok az. Gol atma yeteneğini, patlayıcı gücünü ve daha da önemlisi takım arkadaşlarının güvenini kaybetti.
Yorumcu Troy Deeney açık sözlü bir şekilde şunları söyledi: "İşte gerçek Salah bu. Her zaman önce gol atmayı ister, önce kendini düşünür. Ama şimdi Liverpool'un pas vermeyi bilen, fedakarlık yapmayı bilen bir oyuncuya ihtiyacı var. O bunu yapamıyor."
Bu arada Adrian Durham şunları vurguladı: “Wirtz'e pas verilmemesi her şeyi anlatıyor. Eğer böyle devam ederse, Salah uzun süre yedek kulübesinde kalacak. Arne Slot, bir kişinin egosuna göre takım kurmaz.”
Bu açık sözlülük acı gerçeği gözler önüne serdi: Salah artık Anfield'ın baş karakteri değil.
Wirtz ve Zıtlıklar Aynası
Diğer tarafta ise Liverpool'un en pahalı transferi Florian Wirtz, bambaşka bir şekilde değerini kanıtlıyor. 22 yaşındaki oyuncunun öne çıkmak için gol atmasına gerek yok; pas veriyor, koşuyor, asist yapıyor ve takım arkadaşlarının daha iyi oynamasını sağlıyor.
Frankfurt maçında yaptığı iki asist, Wirtz'in Slot felsefesini ne kadar hızlı kavradığını gösterdi. Doğru pası veriyor, doğru anı seçiyor ve en önemlisi: her zaman takımı kendisinden önce düşünüyor.
Salah bir zamanlar buna sahipti, ama şimdi kaybetti.
![]() |
Salah, 33 yaşında her süperstarın yüzleşmek zorunda olduğu bir döneme giriyor: Zaman ve ego. |
33 yaşındaki Salah, tüm süperstarların karşılaştığı bir döneme giriyor: zaman ve ego. Hâlâ aç, ama bu açlık, kimliğini bulmaya çalışan bir takım için bir yüke dönüştü.
Eğer değişmezse, geride kalacak. Modern futbolda artık tek başına parlayan yıldızlara yer yok. Ve Arne Slot'un dengeli ve patlayıcı bir takım kurmak istediği Liverpool'da Salah, en çok kayıp parça konumunda.
Arne Slot'un bir "Mısır Kralı"na değil, yoldaşlarıyla ışığı paylaşabilecek bir savaşçıya ihtiyacı vardı.
Liverpool bu hafta sonu Brentford'a konuk olacak; Slot'un bu maçta Ekitike, Gakpo, Szoboszlai ve Wirtz'e güvenmeye devam etmesi muhtemel. Salah yine yedek kulübesinde oturabilir ve eğer bu olursa, bu artık bir "uyarı" değil, taktiksel bir karar olacaktır.
Salah, bir kahraman olmaktan çıkıp yerini başkasının alması tehlikesiyle karşı karşıya. Tek bir seçenek var: Uyum sağlamak için değişmek ya da geçmişte kalmayı kabul etmek.
Kaynak: https://znews.vn/pha-bong-ich-ky-phoi-bay-su-that-ve-salah-post1596169.html













Yorum (0)