7 Kasım'da çıkarılan tutuklama emirleri, Gazze Şeridi'ndeki savaş sırasında insanlığa karşı suç ve soykırım iddialarına dayanarak toplam 37 kişiyi hedef alıyor.
Listede Netanyahu'nun yanı sıra Savunma Bakanı Yoav Gallant, Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben Gvir ve İsrail Savunma Kuvvetleri Komutanı Herzi Halevi de yer alıyor.
Tutuklama talebi, İsrail'in Gazze'deki sağlık tesislerine düzenlediği hava saldırılarını gerekçe göstererek İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan geldi. Saldırılar arasında Türk-Filistin Dostluk Hastanesi de yer alıyor.
İddianamede ayrıca İsrail'in Gazze'ye uyguladığı abluka ve insani yardım ulaştırmadaki başarısızlığı da ayrıntılı olarak ele alınıyor. Bu durum, İsrail'in ekim ayında yardım gemilerine el koymasıyla daha da kötüleşiyor.

Ankara'nın bu hamlesi İsrail'in sert muhalefetiyle karşılaştı. Olayla ilgili doğrudan konuşan İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, "İsrail iddiaları kesinlikle reddediyor" dedi.
Gazze'deki Hamas hareketi ise kararı memnuniyetle karşılayarak, "Türkiye'nin adalet, insanlık ve mazlum Filistin halkıyla kardeşlik konusundaki samimi duruşunu gösteren bir eylem" dedi.
Türkiye'nin İsrail'e karşı açtığı dava bu ilk değil. Daha önce de Güney Afrika ile birlikte İsrail'e karşı Uluslararası Adalet Divanı'nda (UAD) soykırım davası açmıştı.
Analistlere göre, İstanbul Adliyesi'nin tutuklama emri büyük ölçüde sembolik ve hukuki bir uyarı niteliğinde. Gerçekte ise, Ankara'nın, ilgili kişiler Türkiye'ye veya iade anlaşması olan ülkelere ayak basmadıkça, tutuklama emrini kendi toprakları dışında uygulama olasılığı düşük.
Hamas'ın Gazze sınırına yönelik saldırılarının ardından İsrail, Gazze'ye büyük çaplı bir askeri operasyon başlattı. İsrail saldırılarında hayatını kaybeden Filistinli sayısı yaklaşık 70.000'e ulaşırken, çoğu sivil olmak üzere 170.600'den fazla kişi yaralandı ve Gazze Şeridi'nin neredeyse tamamı moloz yığınına döndü.
Kaynak: https://congluan.vn/toa-an-tho-nhi-ky-ra-lenh-bat-thu-tuong-israel-netanyahu-10317059.html






Yorum (0)