Adaylar, Tuoi Tre gazetesinin düzenlediği festivalde üniversite ve kolej kabulü hakkında bilgi ediniyor, isteklerini seçiyor ve soruları yanıtlıyor - Fotoğraf: QUANG DINH
Geçtiğimiz kayıt döneminde yaklaşık 852 bin aday kayıt yaptırmış, toplam 7,6 milyon dilek dilemişti.
Bu sayı, başvuru yöntemlerindeki ani ve istikrarsız değişiklikler bağlamında adayların kafa karışıklığını ve yön eksikliğini az çok yansıtmaktadır.
2025 yılında erken kayıt uygulamasının kaldırılması, lise bitirme sınav sonuçlarının açıklanmasının ardından tüm yöntemlerin "tıkanmasına", sistemin aşırı yüklenmesine, adaylar üzerinde psikolojik baskı oluşmasına ve okullar arası sağlıklı rekabetin etkilenmesine yol açacaktır.
Bu bağlamda, Bakanlığın 2026 yılında kabul yönetmeliklerini değiştirip tamamlayacağı ve aynı zamanda 2027'den itibaren uygulanacak kapsamlı bir kabul reformu projesi oluşturacağı bilgisi olumlu bir sinyaldir. Ancak endişe verici olan, politikadaki tutarlılık ve istikrarın büyük bir soru işaretine dönüşmesidir.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın kabul sürecini iyileştirmek için çaba sarf ettiği yadsınamaz; ancak değişikliklerin uygulanma hızı ve biçimi, hem üniversitelerin hem de adayların "tepki vermesini" zorlaştırıyor gibi görünüyor.
Bakanlık, eğitim kurumlarının 2026 yılı için kayıt yöntemlerini Ekim 2025'ten itibaren duyurmasını zorunlu kılıyor; ancak yeni yönetmeliğin nasıl değiştirileceği henüz bilinmiyor. Peki okullar kayıt planlarını neye göre yapacak?
Yıllardır süregelen tartışmalardan biri de lise transkripti ile kayıt yöntemi etrafında dönüyordu; bu yöntem, 2025'teki toplam kayıt hedefinin %42,4'ünü oluşturuyor.
Bu yöntem bir zamanlar esnek bir çözüm olarak kabul ediliyor, kayıt çeşitliliğini artırıyor ve sınav baskısını azaltıyordu. Ancak bu yöntem aynı zamanda "akademik kayıtları güzelleştirme" olgusu için de "verimli bir zemin" olarak görülüyor ve bu da kayıtlarda dürüstlük ve adaleti şüpheli hale getiriyor.
Sorun sadece öğrenci kayıtlarında transkript kullanımının devam ettirilmesi veya kaldırılması değil, okulların bu yöntemi kullanmadaki gerçek kapasitelerinin, lise transkriptlerinin kalitesinin ve yeni genel eğitim programına göre öğrenci değerlendirme sürecindeki tutarlılığın değerlendirilmesi gibi kapsamlı bir bakış açısını gerektirmektedir.
Lise transkriptine dayalı kabul uygulamasının, hem fırsatların çeşitlendirilmesini hem de eğitim kalitesinin ve adaletinin korunmasını sağlayacak bir kontrol mekanizması, şeffaflık ve net kriterlerle birlikte yürütülmesi gerekmektedir.
2027'den itibaren kayıt sistemini yeniden düzenleme projesi, Milli Eğitim Bakanlığı'nın yeni genel eğitim programıyla uyumlu, temel ilkelere dayalı bir kayıt sistemi oluşturması için bir fırsattır: adalet, şeffaflık, kapasitenin doğru değerlendirilmesi, kaliteyi feda etmeden sınav baskısını azaltmak.
Ancak 2026 ve 2027 adaylarının istikrarsız deneyler için "deney faresi" haline gelmesine izin vermeyin. Sürdürülebilir reform, yalnızca yöneticilerin değil, okulların, öğrencilerin ve toplumun da dinlemesiyle başlamalıdır.
Mevzuatın sürekli değişmesi ve net bir yol haritasının olmaması, yıllık kabulleri, riskin her zaman adayın tarafında olduğu bir "kumar" haline getiriyor.
Kaynak: https://tuoitre.vn/tuyen-sinh-can-ro-rang-va-on-dinh-20250928072934122.htm
Yorum (0)