![]() |
Arsenal artık çok korkutucu. |
Bayern Münih'e karşı alınan 3-1'lik galibiyet, Arsenal'in Şampiyonlar Ligi'ndeki yenilmezlik serisini sürdürmekle kalmadı. Arteta'nın riski nasıl yöneteceğini, üstesinden nasıl geleceğini ve en önemlisi gerçek bir büyük takım gibi nasıl oynayacağını bilen bir takım kurduğunu da gösterdi. Bayern, sekiz yılda sadece üç grup maçı kaybetmiş olarak Londra'ya namağlup geldi. Ancak Emirates'ten ikinci yarıda bunalmış bir şekilde ayrıldılar. Bu şans değildi. Mesaj buydu.
Büyük maçlardan gelen büyük cesaret
Bugünün Arsenal'i, geçmiş yılların Arsenal'inden farklı. Artık maçtan maça duygulara bağlı değiller. Artık patlayıcı bir şekilde oynayıp sonra enerjileri tükenmiyor. Temelleri yüksek bir istikrar seviyesine ulaştı.
Matt Upson haklı: Arsenal artık her zaman "7/10" seviyesinde ve şans verildiğinde 9/10 gibi bir oranla patlama yaşıyorlar. Büyük bir takımın en korkutucu yanı en iyi maçları değil, en sıradan maçları. Ve Arsenal artık çıtayı çok yükseğe koyuyor.
Arteta, Bayern'i "Avrupa'nın en iyi takımı" olarak nitelendirdi. Bu sadece bir nezaket gösterisi değildi. Bayern, formdaydı: iyi organize olmuş, uyumlu bir şekilde baskı kurmuş ve her an maçı bitirebilecek bireysel yeteneklere sahipti. Ancak Arsenal sadece karşılaşmadı. Galip geldiler.
İkinci yarıda Arsenal sahanın her yerinde adam adama mücadele etti. Harika bir tekniğe ve baskıyla başa çıkma alışkanlığına sahip bir takıma karşı sinir bozucu bir sınavdı. Ancak Arsenal, yoğunluğu, ikinci toplarda aldığı paslar ve azmiyle kazandı. Declan Rice, bunun "bu sezonun taktiksel açıdan en zor maçı" olduğunu söylediğinde, bu boş bir övgü değildi. Arsenal'in ne kadar geliştiğinin bir göstergesiydi.
![]() |
Arsenal, Şampiyonlar Ligi'nde Bayern Münih'i ezici bir üstünlükle mağlup etti. |
Arsenal geçen yıl üst düzey rakiplerine karşı sık sık direndi. Bu yıl ise hücuma geçtiler ve baskı kurdular. Kilit nokta: Arsenal maça üç forvetsiz çıktı. Gyokeres, Havertz ve Jesus tamamen oyundan çıktı. Ama Arteta korkmuyordu. Madueke ve Martinelli'yi yedek kulübesinden oyuna sokabilirdi ve ikisi de fark yarattı.
Madueke, zorlu bir maçta kulübü adına ilk golünü attı. Martinelli, Şampiyonlar Ligi'ndeki gol serisini sürdürdü. Ardından Odegaard geri döndü ve takıma anında zihinsel ve teknik bir destek sağladı.
Bu, önemli bir ilerlemeyi temsil ediyor: Arsenal sadece en iyi kadroya sahipken güçlü değil. Kadroları kısa olsa bile güçlüler. Manchester City de yıllardır bunu yapıyor. Bir takım, ancak kadro derinliği her hafta, her müsabakada standardı koruyacak kadar yeterli olduğunda gerçek bir şampiyonluk adayı olabilir.
Arsenal'in hangi yüzü?
Arsenal Avrupa'nın en iyi takımı mı? Hayır. Ama en güçlüsü mü? Belki.
Arsenal, Manchester City'nin eleme turlarındaki deneyimine rakip olamaz. 2004'ten beri yerel bir şampiyonluk kazanamadılar ve Avrupa Kupası'nı da kazanamadılar. Ancak yarattıkları şey, rakiplerin ilk hissettiği "müthiş" bir kalite.
Arsenal, büyük sahneye alışıkmış gibi oynadı. Baskı uygulandığında paniğe kapılmadılar. Oyun kaotik bir hal aldığında da formlarını kaybetmediler. Ne zaman hızlanıp ne zaman yavaşlayacaklarını biliyorlardı. Bunlar, birkaç yıl önce eksik oldukları olgunluğun işaretleriydi.
![]() |
Arsenal bu sezon Lig Aşaması ve Şampiyonlar Ligi'ndeki tüm maçlarını kazandı. |
En korkutucu takımlar en güçlü olanlar değil, mükemmel olmasalar bile sizi yenebilecek kadar tehlikeli olduklarını hissettirenlerdir. Arsenal şu anda bu hissi yaşıyor.
Arsenal kadar derin bir kadroya sahip bir takım, soyunma odasında istikrarını kaybetme riskiyle karşı karşıyadır. Herkes ilk 11'de başlamak ister. Herkes kullanılmak ister. Ancak Arsenal'i bir takım olarak tehlikeli kılan şey, her bir bireyin kabul görmesidir.
Madueke ve Martinelli'den Havertz ve Jesus'a kadar, ilk 11'de başlamayan herkes şikayet etmeden, mücadeleci bir ruhla sahaya çıkacaktır. Bu ancak koçun adalete, role ve kendini ifade etme hakkına güven duymasıyla gerçekleşebilir.
Upson haklı: "Arsenal, oyuna girip anında etki yaratan oyunculara sahip." Manchester City eskiden bununla övülürdü. Arsenal artık bu yeteneğe sahip. Peki Arsenal nerede?
Şampiyonlar Ligi'nin tamamını kazanan tek takım onlar. Sezon boyunca namağlup bir takımı yendiler. Sağlam bir savunmaları, güçlü bir orta sahaları ve çok yönlü bir hücumları var. Derinlikleri var. Disiplinleri var. Ruhları var. Ama en önemlisi: inançları var.
Arsenal henüz Avrupa'nın en iyi takımı değil. Önümüzde hâlâ eleme maçları var. Peki hangi takım daha güçlü yükseliyor, hangi takım kalan "büyükleri" tedirgin ediyor, hangi takım gerçek bir aday havasında?
Cevap açık. Bu, neredeyse yirmi yıldır görülen en cesur, en keskin ve en korkutucu yeni Arsenal.
Kaynak: https://znews.vn/arsenal-da-thanh-doi-lon-post1606375.html









Yorum (0)