İmmünoterapi, kanser tedavisinde yeni bir ilerleme adımı olup, kemoterapiye göre daha az yan etkiyle, bağışıklık sistemini yeniden harekete geçirerek kötü huylu hücreleri bulma ve yok etme yeteneğini artırmaya yardımcı olur.
Kanser tedavisinde immünoterapi, bağışıklık sisteminin çalışma şeklini iyileştirmek veya değiştirmek amacıyla laboratuvarda oluşturulan bağışıklık sistemi bileşenlerine benzer maddelerin vücuda verilmesi yöntemidir; bu sayede yabancı, tehlikeli hücrelerin tespit edilip onlara saldırılmasına yardımcı olunur.
Ho Chi Minh şehrindeki Tam Anh Genel Hastanesi Onkoloji Bölümü Başkanı Dr. Tran Vuong Thao Nghi, hastalara konsültasyon hizmeti veriyor. |
Doğal bağışıklık sistemi vücudun her yerine dağılmış olup, vücudu virüslerden, bakterilerden, parazitlerden, kanser hücrelerinden vb. korur. Yabancı hücreler ortaya çıktığında, ister iyi huylu ister kötü huylu olsunlar, bağışıklık sistemi onları tanır ve onlara karşı bir saldırı başlatır.
Ancak bağışıklık sisteminin bazı sınırlamaları vardır: kanser hücrelerini tespit edebilir ancak yanıtı yeterince güçlü değildir; yabancı hücreleri tanıma işlevi engellendiği için kanser hücrelerini tanıyamaz... Bağışıklık sistemi zayıfladığında, kanser hücreleri kolayca kaçabilir ve çoğalabilir.
Aynı zamanda, kanser hücreleri bağışıklık sistemini geçici olarak devre dışı bırakma, kontrolü aşan veya bağışıklık sisteminin onları bulup saldırmasını engelleyen maddeler salgılama yeteneğine sahiptir. Birçok durumda, hastaların bağışıklık sistemleri sağlıklıdır ancak yine de kanser hücreleri gelişir.
Bu nedenle, kanser tedavisinde immünoterapi araştırmacıları, doğal bağışıklık sisteminin kanser hücrelerini erken tanımasına ve onlara saldırıp yok etme yeteneğini artırmasına yardımcı olmayı amaçlamaktadır. İmmünoterapi, hayatta kalma oranlarını artırdığı ve hastaların yaşam kalitesini iyileştirdiği için kanser tedavisinde bir atılım niteliğindedir.
Örneğin, ilerlemiş küçük hücreli olmayan akciğer kanserinde, tümör yayılır ve karşı akciğere veya uzak organlara metastaz yapar.
New England Journal of Medicine'de 2018 yılında yayınlanan ve 616 hastayı kapsayan bir çalışmada, kemoterapi ile birlikte immünoterapi uygulanan hastaların 12 ay sonraki hayatta kalma oranının yaklaşık %69,2 olduğu; kemoterapi ile birlikte plasebo alan hasta grubunun ise 12 aylık hayatta kalma oranının yaklaşık %49,4 olduğu bulunmuştur.
İmmünoterapinin, üçlü negatif meme kanseri olan hastalarda da etkili olduğu gösterilmiştir. Bu kanser türü hızlı büyür ve evre 1-3 üçlü negatif meme kanseri olan hastaların yaklaşık %40'ı tedavi sonrası nüks eder.
Kanser tedavisinde immünoterapi şunları içerir: Monoklonal antikorlar: Laboratuvarda üretilirler, doğal antikorların çalışma şeklini taklit ederler, kanser hücrelerinin yüzeyindeki belirli reseptörleri tanır ve onlara bağlanarak onları yok ederler...
Özgül olmayan immünoterapi: Monoklonal antikorlara benzer şekilde çalışarak doğal bağışıklık sistemini kanser hücrelerini tanımaya ve yok etmeye teşvik eder. Doktorlar özgül olmayan immünoterapiyi kemoterapi ve radyoterapi ile birlikte kullanabilirler.
Spesifik olmayan immünoterapinin iki türü vardır: Böbrek ve cilt kanseri olan kişiler için uygun olan, bağışıklık sistemini kötü huylu hücreleri tanıyıp yok edebilen antikorlar üretmeye teşvik eden ilaçlar; ve kanser hücrelerinin büyümesini engelleyen ilaçlar.
Onkolitik viral terapi: Laboratuvarda geliştirilen bu terapi, kanser hücrelerini öldürmede etkilidir.
T hücre tedavisi: Beyaz kan hücrelerindeki (T hücreleri) genleri değiştirerek kanser hücrelerini tanıma ve yok etme yeteneğini aktive ederek çalışır; genellikle lösemili çocuklara ve lenfomalı yetişkinlere reçete edilir.
Bağışıklık kontrol noktası inhibitörleri: Kanser hücreleri, bağışıklık sisteminin kontrolünü aşmak için bağışıklık sistemini geçici olarak devre dışı bırakma yeteneğine sahiptir.
Bağışıklık kontrol noktası inhibitörleri, kanser hücrelerinin bağışıklık sistemini devre dışı bırakma yeteneğini bloke ederek, bağışıklık sisteminin kanser hücrelerini tanımasına ve yok etmesine yardımcı olur ve böylece kanser tedavisinin etkinliğinin artmasına katkıda bulunur.
Bağışıklık kontrol noktası inhibitörleri, akciğer kanseri, meme kanseri, rahim ağzı kanseri, mesane kanseri, kolorektal kanser, baş ve boyun kanseri, Hodgkin lenfoma gibi birçok kanser türünde kullanılmaktadır...
Doktor, hastanın durumuna ve vücudunun verdiği yanıta bağlı olarak, bağışıklık sistemini baskılayan ilaçların uygulama yöntemini belirleyecektir.
Hastalar, damar yoluyla veya enjeksiyon odası aracılığıyla enjeksiyon yoluyla ilaç alabilirler; veya hap şeklinde immünoterapi ilaçları alabilirler. Cilt kanseri için kullanılan bazı immünoterapi ilaçları, cilde uygulanabilen jel formundadır.
İmmünoterapinin tedavi rejimi ve süresi, kanser türüne, hastalığın evresine, ilerleme derecesine ve hastanın vücudunun yanıtına bağlıdır. Her tedaviden sonra hasta, yeni sağlıklı hücrelerin yenilenmesi ve dinlenmesi için bir süre geçirir.
Kemoterapiye göre daha az yan etkisi olmasına rağmen, immünoterapi ile tedavi edilen kanser hastalarında aşırı bağışıklık yanıtı nedeniyle uyuşukluk, yorgunluk, ateş, titreme, kabızlık, kan hücrelerinde azalma, kan pıhtılaşması riski ve organ fonksiyon bozukluğu görülebilir.
Hamile kadının gebelik sırasında bu ilacı kullanması durumunda fetüsün doğum kusurlarına sahip olma olasılığı yüksektir. Tedavi sırasında hasta, kontrol altına alınması ve uygun şekilde tedavi edilmesi gereken olağandışı semptomları doktoruyla görüşmelidir.
[reklam_2]
Kaynak: https://baodautu.vn/lieu-phap-mien-dich-dot-pha-trong-dieu-tri-ung-thu-d224719.html










Yorum (0)