Azerbaycan'ın başkenti Bakü'nün tarihi merkezi, çarpıcı İslami mimarisiyle ziyaretçileri kendine çekiyor. (Kaynak: Shutterstock) |
1. Bakü, başkent – Hazar Denizi'nin incisi.
Azerbaycan'ın başkenti Bakü, modernite ve geleneğin eşsiz bir karışımıdır. Burada ziyaretçiler, devasa taş kapılarıyla eski şehirde (İçerişehir) gezinebilir, gizemli Kız Kulesi'ne ve muhteşem Şirvanşah Sarayı'na hayran kalabilirler; bu üç yer de UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer almaktadır.
Şehirde dolaşırken, Gotik bir kiliseyi andıran Mutluluk Sarayı ve petrol kralı Murtuza Mukhtarov'un ikametgahı, Barok tarzındaki Belediye Binası, kale benzeri Sadykhov Evi ve eşsiz Batı Hazar Üniversitesi binası gibi petrol patlaması döneminin izlerini taşıyan mimari yapıları kaçırmayın.
Bakü Devlet Filarmoni Salonu da sanatseverler için popüler bir mekandır. Şehrin silüetinde göze çarpan Alev Kuleleri, geceleri şehri aydınlatan ve Bakü'nün en modern simgesi olan üç meşale şeklindeki gökdelendir.
Özellikle Bakü'nün merkezi, dar sokaklardan, bir zamanlar İpek Yolu yolcularına hizmet veren eski kervansaraylardan, antik camilerden, rengarenk halı dükkanlarından ve yüzyıllar öncesine ait taş mimarinin ortasında inşa edilmiş sözde antik evlerden oluşan gizemli bir labirenttir.
Sahil bulvarı boyunca, Bakü Bulvarı Milli Parkı'nda gezinebilir veya Zaha Hadid'in mimari şaheseri olan Haydar Aliyev Kültür Merkezi'ni ziyaret edebilirsiniz.
Bakü, modern Azerbaycan ve uluslararası mutfaklardan yemekler sunan barları ve restoranlarıyla hareketli gece hayatıyla da cezbedicidir. Özellikle ilkbahar ve sonbahar, hoş iklimi, hafif güneş ışığı ve temiz havasıyla açık hava etkinliklerini her zamankinden daha keyifli hale getirdiği için Bakü'yü ziyaret etmek için ideal zamanlardır.
2. Şeki Antik Kenti – İpek Yolu'nun Önemli Bir Noktası
Göz kamaştırıcı şebeke pencereleriyle Yaz Sarayı. (Kaynak: İslam Mimari Mirası) |
Görkemli Kafkas Dağları'nın eteklerinde yer alan Şeki, Azerbaycan'ın en eski şehirlerinden biridir ve bir zamanlar efsanevi İpek Yolu'nun önemli bir durağıydı.
Buradaki en dikkat çekici yapı, özellikle tutkal veya çivi kullanılmadan tamamen el işçiliğiyle monte edilen şebeke vitray pencereleriyle, enfes mimarisiyle öne çıkan Han Şeki'nin Yazlık Sarayı'dır.
Eski şehirde dolaşırken ziyaretçiler geleneksel atölyelere, eski buhar banyolarına rastlayabilir ve yöresel şekerbura hamur işinin tadını çıkarabilirler.
Yaz aylarında Şeki, sıklıkla açık hava konserlerine ve el sanatları fuarlarına ev sahipliği yaparak atmosferi daha da canlı hale getiriyor.
3. Lahij – Geçmişin ruhuyla yoğrulmuş bir köy.
Lahij'de eski bir kaldırım taşı sokağı. (Kaynak: Azerbaijan Travel) |
Lahij, Kafkas Dağları'nın güney yamaçlarında yer alan küçük bir köydür ve dünyanın en eski sürekli yerleşim görmüş köylerinden biridir. Köy, bronz oymacılığı ve halı dokumacılığı gibi geleneksel el sanatlarıyla ünlüdür. Eski taş evler ve dar Arnavut kaldırımlı sokaklar, geçmiş bir dönemi anımsatmaktadır.
Ziyaretçiler buraya sadece eşsiz el yapımı hediyelik eşyalar satın almak için değil, aynı zamanda yerel halkın gerçek misafirperverliğini deneyimlemek ve pitoresk dağ manzarası eşliğinde yavaşlamak için de geliyorlar.
Lahij'deki Orta Çağ'da inşa edilen ve hala faaliyette olan antik kanalizasyon sistemi de bölgenin uzun süredir devam eden teknolojik gelişmelerinin bir kanıtıdır.
Sabahın erken saatlerinde, sis henüz dağılmamışken köyde bir yürüyüş yapmak, Lahij'in sakin güzelliğini tam anlamıyla takdir etmenin harika bir yoludur.
4. Quba – Sakin doğası ve çeşitli kültürü
Quba'da huzurlu bir köşe. (Kaynak: Shutterstock) |
Kuba, Azerbaycan'ın kuzeydoğusunda yer alan, hoş iklimi ve pitoresk manzarasıyla dikkat çeken dağlık bir şehirdir. Ayrıca, Kafkasya bölgesinde kalan az sayıdaki bağımsız Yahudi topluluğundan biri olan Krasnaya Sloboda köyündeki dağlık Yahudi topluluğuyla da bilinir.
Quba, Avrupa'nın en yüksek ve en izole köylerinden biri olan ve kendine özgü dilini ve geleneklerini hala koruyan Khinalug köyünü keşfetmek için de ideal bir başlangıç noktasıdır. Quba ayrıca, ülkenin ünlü elmalarının kaynağı olan geniş elma bahçelerine de ev sahipliği yapmaktadır.
Ziyaretçiler sonbaharda elma toplama etkinliğine katılabilir ve kuzu kebabı ve yabani mantarlı pilav gibi yöresel yemeklerin tadını çıkarabilirler. Ayrıca, Quba'nın merkezindeki geleneksel pazarlar, yerel yaşamı keşfetmek ve eşsiz el yapımı halılar satın almak için idealdir.
5. Gobustan – Yeryüzü ve gökyüzü arasında bir kaya müzesi.
Çamur volkanları, Qobustan Hiyeroglif Koruma Alanı içinde yer almaktadır. (Kaynak: Getty Images) |
Bakü'nün yaklaşık 60 km güneybatısında yer alan Gobustan (veya Qobustan), 12.000 yıldan daha uzun bir süre önce yaşamış tarih öncesi insanların yaşamını tasvir eden binlerce kaya resmiyle ünlü bir Dünya Mirası alanıdır.
Bu bölgede ayrıca nadir görülen bir jeolojik olay olan garip "çamur volkanları" da bulunmaktadır. Bu açık hava müzesi, ziyaretçileri zamanda geriye götürerek, Azerbaycan topraklarında bir zamanlar var olmuş erken bir medeniyetin izlerine dokunmalarına olanak tanır.
Özellikle Gobustan Milli Parkı'nın girişinde , ziyaretçiler bölgede bulunan dört "şarkı söyleyen kaya"dan biri olan Gaval Dash ile karşılaşacaklar. Bu kayalara vurulduğunda davul benzeri sesler çıkaran Gaval Dash, arkeolojiye ve büyüleyici doğaya ilgi duyan ziyaretçiler için eşsiz bir deneyim sunuyor.
Bazı turlar Gobustan'ı Hazar Denizi kıyılarını keşfetmekle veya nefes kesen yarı çöl manzaraları arasında piknik yapmakla birleştiriyor.
6. Goygol – Ormanın yeşil incisi
Göygöl Gölü'nde nefes kesen manzara. (Kaynak: Azerbaycan Seyahat) |
Gence şehrine yakın konumda bulunan Göygöl, 12. yüzyılda meydana gelen büyük bir depremin ardından oluşmuş ve deniz seviyesinden 1500 metreden fazla yükseklikte yer alan Azerbaycan'ın en güzel doğal göllerinden biridir.
"Göygöl" adı, gölün kristal berraklığındaki zümrüt mavisi suyunu doğru bir şekilde tanımlayan "mavi göl" anlamına gelir. Gölün çevresi, meşe, köknar ve çam ormanlarından oluşan zengin ekosistemiyle ünlü Göygöl Milli Parkı'nın bir parçasıdır ve birçok nadir kuş türüne ev sahipliği yapmaktadır.
Ziyaretçiler orman patikalarında yürüyüş yapabilir, kamp kurabilir veya huzurlu ortamda oturup gölü seyredebilirler.
Göygöl'de her mevsim kendine özgü bir güzellik sunuyor: canlı altın sarısı sonbaharlar, kışın karla kaplı ormanlar ve kır çiçekleriyle dolup taşan ilkbaharlar; yazlar ise serin ve keyifli olup açık hava maceraları için idealdir.
Ayrıca ziyaretçiler, 19. yüzyıldan beri bir Alman topluluğuna ev sahipliği yapmış olan ve Avrupa tarzı ahşap evleri ve kendine özgü eski bir kilisesiyle dikkat çeken yakındaki Goygol köyünü ziyaret ederek gezilerini birleştirebilirler.
7. Ganja – Şiir ve Tarih Şehri
Ganja'daki İmamzade İslam külliyesi. (Kaynak: Shutterstock) |
Bakü'den sonra ikinci büyük şehir olan Ganja, kadim güzelliği, geniş bahçeleri ve zengin tarihi mekanlarıyla büyüleyici bir yerdir. Ortaçağ Fars edebiyatının önemli isimlerinden büyük şair Nizami Ganjavi'nin doğum yeridir.
Ziyaretçiler, şair Nizami'nin görkemli türbesini, Meryem Ana Kilisesi'ni (eski bir Arnavut kalesi) keşfedebilir veya 1967'de İbrahim Caferov tarafından inşa edilen ve II. Dünya Savaşı'nda ölen kardeşinin anısına dış cephesini çeşitli boyutlarda on binlerce cam şişeyle kapladığı "Şişeler Evi"ni ziyaret edebilirler.
Ganja, Roma döneminden antik Pers dönemine kadar birçok medeniyetin izlerini de barındırmaktadır; bunlar arasında Alexander Nevsky Rus Ortodoks Kilisesi, Cuma Camii, Javad Han Türbesi ve Çokak Hamamı sayılabilir. Bahar aylarında Ganja çiçek festivali, şehrin dört bir yanındaki canlı çiçekleri hayranlıkla izlemek için birçok turisti kendine çekmektedir.
Şehir ayrıca, yerlilerin hafta sonu piknik için tercih ettiği bir yer olan Goygol Gölü kıyısında birçok klasik tarzda kafe ve dinlenme alanına da ev sahipliği yapıyor.
8. Naftalan – Şifalı Yağlar Şehri
Naftalan'da yağ banyosu. (Kaynak: Azerbaycan Seyahat) |
Naftalan, Azerbaycan'da popüler bir sağlık turizmi merkezidir çünkü şehir, dünyadaki tek tıbbi naftalin yağı yatağına ev sahipliği yapmaktadır ve sağlık yararları arayan binlerce insanı kendine çekmektedir.
Sovyet döneminden beri burası, ziyaretçilerin eklem, cilt ve nörolojik rahatsızlıklar için koyu renkli, yoğun yağ dolu küvetlerde yıkanabileceği bir sağlık merkezi olmuştur. Tedavi kaplıcalarının yanı sıra Naftalan'da bir tıp müzesi ve bu değerli yağın tarihini sergileyen bir galeri de bulunmaktadır.
Burada tedavi, dinlenme, ekoturizm ve yüksek kaliteli eğlenceyi bir araya getiren modern tatil köyleri inşa edildi.
Şehri çevreleyen küçük ormanlar, özellikle ilkbahar ve yaz aylarında, dinlendirici yürüyüşler veya günübirlik piknikler için de uygundur.
9. Lankaran – Güneyin lezzetleriyle yoğrulmuş bir diyar
Lankaran, Azeri kültürünün önemli bir merkeziydi. (Kaynak: Getty) |
İran sınırına yakın ve Hazar Denizi kıyısında yer alan Lankaran, çay tarlaları, portakal bahçeleri ve subtropikal iklimiyle yemyeşil bir bölgedir. Şehir bir zamanlar antik Talış Krallığı'nın başkentiydi ve hala güçlü Güney kültürü etkilerini korumaktadır. Lankaran, kendine özgü baharatlı pilavı, kuzu çorbası ve koyu siyah çayıyla ünlüdür.
Ziyaretçiler bölgedeki antik kaleleri, hamamları keşfedebilir veya kaplıcalarda rahatlayabilirler. Ayrıca Lankaran, ziyaretçilerin dinlendirici bir tatili büyüleyici ekolojik keşiflerle birleştirebileceği Hirkan gibi doğa rezervlerine de ev sahipliği yapmaktadır.
Bahar aylarında, portakal çiçeği tarlaları ve hoş kokulu atmosferiyle Lankaran, romantik bir destinasyon haline gelir.
10. Şahdağ Milli Parkı – Kafkasya'da Beyaz Kar
Şahdağ Milli Parkı, Azerbaycan'ın en güzel kayak pistlerinden bazılarına ev sahipliği yapıyor. (Kaynak: Shutterstock) |
Dağlık arazisi ve uzun kışlarıyla Şahdağ, Azerbaycan'ın en modern kayak merkezidir. Aynı adı taşıyan Milli Park içinde yer alan merkez, her seviyeden kayakçıya uygun çok çeşitli pistlerin yanı sıra Kafkas Dağları'nın muhteşem manzaralarını da sunmaktadır.
Şahdağ, kış aktivitelerinin yanı sıra dağcılık, doğa yürüyüşü ve kampçılık gibi aktivitelerle de yıl boyunca ziyaretçi çekmektedir. Otelleri, tatil köyleri ve kış sporları merkezleri uluslararası standartlara uygun olup, Şahdağ'ı spor ve doğa severler için vazgeçilmez bir destinasyon haline getirmektedir.
Yaz aylarında, ovaların kavurucu sıcağının ortasında burası serin bir tatil beldesine dönüşerek hem yerli hem de yabancı turistleri kendine çekiyor.
11. İsmailî – Şarap ve yeşil ormanlar diyarı
İsmailî bölgesi yukarıdan görünümü. (Kaynak: Vikipedi) |
Kafkas Dağları'nın güney yamaçlarında yer alan İsmailî, geniş çam ormanları, vadileri ve üzüm bağlarıyla sakin bir kırsal bölgedir. Uzun bir şarapçılık geleneğine sahip olan bölge, ekoturizmi de geliştirmektedir.
Ziyaretçiler şarap bağlarını gezebilir, vadide at binebilir veya 19. yüzyıldan beri Molokan Rus topluluğuna ev sahipliği yapan İvanovka köyündeki antik Arnavut manastırını keşfedebilirler.
Yaz aylarında bölge, kültürel ve gastronomi açısından büyüleyici bir deneyim sunan yemek ve şarap festivallerine de ev sahipliği yapıyor. Dağların arasına kurulmuş, geleneksel ev yemekleri sunan pansiyonlar, yerel hayata kendinizi kaptırmak için ideal bir seçimdir.
12. Hirkan Milli Parkı – Hazar Denizi'nin masalsı ormanı
Hirkan Milli Parkı, dünyanın en nadir bozulmamış ve ıssız bölgelerinden biridir. (Kaynak: Azer Haber) |
Hirkan, Hazar Denizi kıyısında kalan nadir bakir ormanlardan biridir ve nadir bulunan İran leoparı da dahil olmak üzere birçok endemik bitki ve hayvan türüne ev sahipliği yapmaktadır. Ilıman iklimi ve bol bitki örtüsü, onu yıl boyunca yemyeşil ve bereketli bir masal diyarı gibi göstermektedir.
Burası, doğa yürüyüşü yapmaktan ve el değmemiş ekosistemleri keşfetmekten hoşlanan doğa severler için ideal bir yer.
Bu bölge, Güney Kafkasya bölgesindeki biyoçeşitliliğin araştırılması ve korunmasında da önemli bir rol oynamaktadır. Park içindeki patikalar hem yeni başlayanlar hem de deneyimli dağcılar için uygundur.
Kaynak: https://baoquocte.vn/hanh-trinh-kham-pha-12-vien-ngoc-bi-an-cua-azerbaijan-313705.html






Yorum (0)