Yazarlar, insan solunumunun iklim değişikliğindeki rolünün hafife alındığını ve daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulduğunu savunuyorlar.
Araştırmacılar, 328 çalışma katılımcısının nefesindeki gaz bileşimini ölçtükten sonra, insan nefesinin İngiltere'deki metan (CH4) emisyonlarının %0,05'ini ve nitrojen oksit (N2O) emisyonlarının %0,1'ini oluşturduğu sonucuna vardı.
Çalışmada her iki gazın da "karbondioksitten (CO2) çok daha yüksek küresel ısınma potansiyeline sahip olduğu" belirtiliyor.
İngiltere Ekoloji ve Hidroloji Merkezi'nden atmosfer fiziği uzmanı Nicholas Cowan liderliğindeki ekip, "İnsan kaynaklı emisyonların ihmal edilebilir düzeyde olduğunu varsayarken dikkatli olunmasını öneriyoruz" dedi.
Cowan, "İnsan nefesindeki CO2'nin iklim değişikliğine katkısı esasen sıfırdır" çünkü bitkiler CO2'nin neredeyse tamamını emer, ancak bu iki gaz da atmosferde kalır, diye açıkladı.
Metan, atmosferdeki ilk 20 yılında CO2'den 80 kat daha fazla ısıyı hapseder. Deney deneklerinin beslenme düzenlerinin ayrıntılı bir analizi, et yiyenlerin daha fazla gaz ürettiğine dair bir kanıt bulamadı. Tüm deney denekleri nitröz oksit solurken, sadece %31'i metan soludu.
Makalede "metan üreticileri" olarak adlandırılan bu kişilerin kadın ve 30 yaş üstü olma olasılığı daha yüksekti, ancak araştırmacılar bunun nedenini belirleyemedi.
Yazarlar, çalışmalarının yalnızca nefes alıp vermeyi incelediği konusunda uyarıyor ve insan emisyonlarının tam resminin daha iyi anlaşılması için daha fazla araştırma yapılması çağrısında bulunuyor. Daha fazla araştırma, "yaşlanan nüfus ve değişen beslenme biçimlerinin gezegen üzerindeki etkisi" hakkında daha fazla bilgi ortaya çıkarabilir.
Minh Hoa (Tuoi Tre ve Lao Dong tarafından bildirildi)
[reklam_2]
Kaynak
Yorum (0)