1. Hans Christian Andersen Müzesi
Hans Christian Andersen Müzesi, yazarların ruhlarının saklandığı yerdir (Fotoğraf kaynağı: Derleme)
Odense şehrinin turistik yerlerinden bahsederken, yüzlerce ölümsüz masal yazan yazarın ruhunun korunduğu Hans Christian Andersen Müzesi'nden bahsetmeden geçemeyiz. "Küçük Deniz Kızı"ndan "Cesur Teneke Asker"e, "Kar Kraliçesi"nden "Çirkin Ördek Yavrusu"na kadar her şey, onun hassas ruhundan ve sınırsız hayal gücünden geliyor.
Müze, yazarın doğduğu yerde, eski şehrin kalbinde inşa edilmiştir. İç mekan, ışık, ses ve multimedya sanatının bir araya gelerek ziyaretçileri masalın her bölümüne götürdüğü duygusal bir labirent gibi tasarlanmıştır. El yazısıyla yazılmış el yazmalarına ve Andersen'in hatıra eşyalarına hayran kalmanın yanı sıra, masalların gözlerinizin önünde canlandığı hayali hikaye anlatımı odalarına da dalabilirsiniz. Burası Odense'de sadece yetişkinler için bir turistik yer değil, aynı zamanda çocuklar için de büyülü bir cennettir; her neslin kalbindeki çocuğu bulabileceği bir yerdir.
2. Odense Katedrali
Aziz Canute Kilisesi, beyaz kireçtaşından yapılmış bir destan gibi dimdik ayakta duruyor (Fotoğraf kaynağı: Derleme)
Antik Odense'nin kalbinde, Aziz Canute Kilisesi (Domkirke), destansı bir beyaz kireçtaşı gibi yükselir. 900 yılı aşkın tarihiyle, Danimarka'nın en eski ve en kutsal kiliselerinden biridir. Her taş levha ve vitray pencere, yüzyıllar boyunca Orta Çağ'ın, kralların, keşişlerin ve duaların hikâyesini fısıldar.
Odense Katedrali'ni Odense şehrinin turistik yerlerinden biri yapan şey, yalnızca görkemli ve görkemli Gotik mimarisi değil, aynı zamanda burayı saran kutsal ve sessiz atmosferidir. Büyük katedralde, camdan süzülen güneş ışığı, kırmızı tuğla zemine yayılan ışıltılı renk bantları oluşturarak, gezginin ruhunu tanrıların bir fısıltısı gibi sakin ve aydınlık kılar.
Burası aynı zamanda Danimarka Kralı IV. Canute'nin de mezarıdır; ülke tarihindeki tek aziz ilan edilmiş kraldır. Kiliseye adım attığınızda, yalnızca mimarinin ihtişamını değil, aynı zamanda manevi ve tarihi derinliğin gizemini de hissedeceksiniz.
3. Odense Eski Kenti
Odense Eski Kent (Fotoğraf kaynağı: Derleme)
Zamanda bir yolculuk yapıp geçmişe dokunmak istiyorsanız, Odense Eski Kenti tam size göre. Odense'nin en popüler turistik yerlerinden biri olan bu bölge, dar Arnavut kaldırımlı sokaklar, sıcak renkli ahşap evler, kır çiçekleriyle dolu pencereler ve ıssız teraslarda gizlenmiş kafelerin bir araya geldiği bir yer.
Eski şehirde attığınız her adım, anıları geri çağıran bir davul ritmi gibi. Çanak çömlek, tekstil veya el yapımı takılar satan küçük el sanatları dükkanları, ziyaretçilere eski bir pazarda kaybolmuş hissi veriyor. Sokak sanatçılarının country müzik eşliğinde sıcak bir fincan kahvenin tadını çıkarabilir veya kadim bir meşe ağacının altında oturup yoldan geçen insanların akışını izleyebilirsiniz. Eski şehir, Odense'nin simgesel bir turistik noktası olmanın yanı sıra, anıların ve bugünün huzurlu bir melodide bir arada var olduğu şehrin kalbidir.
4. Odense Botanik Bahçesi
Odense Botanik Bahçesi'nde öğleden sonra yürüyüşünden daha rahatlatıcı bir şey yoktur (Fotoğraf kaynağı: Toplandı)
Yeşilin huzur veren bir halı gibi yayıldığı, kuş cıvıltılarının ve taze çimen kokusunun hayatın melodisine karıştığı Odense Botanik Bahçesi'nde öğleden sonra yürüyüşünden daha rahatlatıcı bir şey yoktur. 8 hektardan fazla bir alana sahip olan botanik bahçesi, şehrin değerli yeşil akciğeri ve Odense'nin en sevilen turistik yerlerinden biridir.
Bahçe, yerli bahçeden, şifalı bitki bahçesine, tropikal ve nadir bitkilerin sergilendiği bir seraya kadar çeşitli alanlara ayrılmıştır. Kıvrımlı patikalar, derelerin üzerindeki küçük köprüler ve rustik ahşap banklar, durup dinlenmeniz ve temiz havayı içinize çekmeniz için sizi davet ediyor.
İlkbaharda bahçe binbir çeşit çiçekle uyanıyor: laleler, nergisler, şakayıklar renklerini sergilemek için yarışıyor. Sonbaharda ise sarı yapraklar patikaları kaplayarak tablo gibi bir manzara yaratıyor. Her mevsimin kendine has bir güzelliği var; botanik bahçesi, doğanın bize gönderdiği nazik bir mesaj; sadece dinlersek, kalbimizin yumuşadığını hissedeceğiz.
5. Egeskov Kalesi
Egeskov Kalesi, huzurlu doğanın ortasında bir masal rüyası gibi görünüyor (Fotoğraf kaynağı: Derleme)
Odense şehir merkezine arabayla sadece 30 dakika uzaklıktaki Egeskov Kalesi, huzurlu bir doğanın ortasında masalsı bir rüya gibi görünüyor. Burası sadece Avrupa'nın en güzel Rönesans kalelerinden biri değil, aynı zamanda Odense şehrinin en gözde turistik yerlerinden biri. Merkezin dışında yer almasına rağmen, Egeskov bu şiirsel şehri keşfetme yolculuğunda her zaman kaçırılmaması gereken bir seçenektir.
Kale, mavi bir hendekle, canlı bir geometrik tablo gibi özenle düzenlenmiş bahçelerle ve ufka kadar uzanan masalsı ormanlarla çevrilidir. Kalenin içinde, Orta Çağ'dan kalma bir dizi değerli eser, demir zırhlar, antik portreler ve büyüleyici bir klasik otomobil müzesi bulunmaktadır.
Egeskov, tarih meraklıları için ideal bir yer olmasının yanı sıra, açık hava oyun alanları, yeşil labirentleri, ormanın üzerindeki asma köprüleri ve bir dizi canlı açık hava aktivitesiyle küçük çocuklu aileler için de bir cennettir. Buraya geldiğinizde, doğanın güzelliği, mimarisi ve eski anılar arasında zamanın durduğunu hissedeceksiniz.
Odense gürültülü ve gösterişli değil. Bu şehir, sessizliğin ve derinliğin güzelliğine sahip; sadece keşfetmek için değil, aynı zamanda hissetmek, sevmek ve hatırlamak için de gidiyorsunuz. Odense şehrinin turistik yerleri, öylece uğrayıp gideceğiniz yerler değil, hem ruhu hem de renkleri olan bir şehrin ritmini uzun süre dinleyip durmak isteyeceğiniz yerlerdir. Sadece görmek değil, aynı zamanda hissetmek için de bir yolculuk arıyorsanız, Odense şehrinin en iyi 5 turistik yeri, rüyalar diyarından size nazik bir davettir.
Kaynak: https://www.vietravel.com/vn/am-thuc-kham-pha/dia-diem-du-lich-thanh-pho-odense-v17231.aspx






Yorum (0)