
Uzayda dört boyut vardır: uzunluk, genişlik, yükseklik ve zaman - Fotoğraf: NASA
Bir asırdan fazla bir süre önce, bilim insanı Albert Einstein evrenin durağan olduğuna inanıyor ve "kozmolojik sabiti" öne sürüyordu. Ancak daha sonra astronomik keşifler her şeyi değiştirdi: Evren durağan değil, zamanla sürekli genişliyor.
Daha da şaşırtıcı olanı, evrenin tek bir "merkezi"nin olmamasıdır. Bunu anlamak için dünyaya tamamen yeni bir bakış açısıyla bakmamız gerekir.
Durağan evren hipotezi
Albert Einstein, 1915 yılında insanlığın uzay ve zamanı anlama biçimini değiştiren genel görelilik teorisini yayınladı. Einstein, evrenin durağan olduğunu varsaydı: Boyutu ve şekli zamanla değişmiyordu. Galaksiler sonsuz, ebedi bir uzayda hareketsiz duruyordu.
Ancak bir süre sonra gökbilimciler daha güçlü teleskoplarla uzak galaksileri gözlemlemeye başladılar ve bu galaksilerden gelen ışığın "kırmızıya kaydığını" keşfettiler. Bu fiziksel fenomen, galaksilerin Dünya'dan uzaklaştığını gösteriyordu.
Özellikle gökbilimci Edwin Hubble iki devrim niteliğinde keşifte bulundu.
Hubble, 1920'lerin başında bilim insanlarının bahsettiği "ada evrenlerin" aslında galaksiler olduğunu ve Samanyolu'ndan çok daha uzakta olduklarını gösterdi.
Aynı on yılın sonlarında, ortalama olarak tüm galaksilerin bizden uzaklaştığını keşfederek dünyayı daha da şok etti.
Bu, o zamanlar inanması zor bir gerçeği ifade ediyordu: Evren durmuyordu. Hubble'ın keşfi, kozmolojide yeni bir çağı başlattı ve bugün bildiğimiz şekliyle genişleyen evren kavramının temellerini attı.
Bu, tarihi bir dönüm noktasıydı: Evren durmuyor, sürekli genişliyordu. Einstein daha sonra ilk varsayımının yanlış olduğunu kabul etmek zorunda kaldı ve bunu "hayatının en büyük hatası" olarak nitelendirdi.
Evren genişliyor ama bir "merkezi" yok

Evren, insanların tam olarak anlayamadığı sayısız gizem barındırıyor - Fotoğraf: AI
Kulağa tuhaf geliyor: Evren genişliyorsa, merkezi nerede? Dünya merkezde mi?
Cevap hayır.
Şunu hayal edin: Teleskopla galaksilere her yönden baktığımızda, hepsi bizden uzaklaşıyormuş gibi görünür. Aslında, galaksiler ne kadar uzaksa, o kadar hızlı uzaklaşırlar. Bu, Dünya'nın merkezde olduğu anlamına gelmez, tüm uzayın aynı anda genişlediği anlamına gelir.
Başka bir deyişle: Galaksiler "uçup gitmiyor", ancak aralarındaki boşluk zamanla genişliyor.
Bilinen bir örnek balondur. Bir balonun yüzeyine noktalar yapıştırdığınızı düşünün. Balonu şişirdikçe, noktalar yüzeyde hareket etmeseler bile birbirlerinden uzaklaşırlar. Mesafe, noktaların hareket etmesinden değil, balonun yüzeyinin genişlemesinden kaynaklanır.
Aynı şey evrende de geçerlidir. Galaksiler yüzeydeki noktalar gibidir ve uzay, topun kabuğudur. Evren genişledikçe, tüm galaksiler sabit bir merkez olmaksızın aynı anda birbirlerinden uzaklaşırlar.
Uzay, zaman ve "dördüncü boyut"
Evreni gözümüzde canlandırmakta zorlanmamızın nedenlerinden biri, sezgilerimizin dünyayı üç boyutlu görmeye alışmış olmasıdır: uzunluk, genişlik, yükseklik. Ancak evrenimizin yalnızca üç boyutu değil, aynı zamanda dördüncü bir boyutu daha vardır: zaman.
Genel görelilikte, uzay ve zaman "uzay-zaman" adı verilen tek bir kavramda birleşir. Evren genişledikçe, yalnızca galaksiler arasındaki mesafe değişmekle kalmaz, zaman da bu değişimin bir parçasıdır.
Dolayısıyla "Evrenin merkezi nerede?" sorusu esasen cevaplanamaz. Bu, "Bir topun yüzeyinin merkezi nerede?" diye sormak gibidir. Tek bir nokta yoktur. Evrendeki her nokta aynıdır ve hangi galaksiye bakarsanız bakın, sizden uzaklaşan başka galaksiler görürsünüz.
Bilim insanları, evrenin giderek artan bir hızla genişlemesine neyin sebep olduğunu hâlâ anlamaya çalışıyor. Birçok teori, bunun henüz tam olarak anlaşılamamış bir enerji türü olan karanlık enerjiden kaynaklandığını öne sürüyor. Ancak teknoloji ne kadar gelişmiş olursa olsun, evren hâlâ insan hayal gücünün ötesinde gizemler barındırıyor.
Evrenin genişlemesini anlamak, bize yalnızca evrenin tarihini keşfetmemizde yardımcı olmuyor, aynı zamanda Dünya'nın ve insanlığın uzay ve zamanın büyük planındaki yerine dair yeni bir bakış açısı da sunuyor.
Kaynak: https://tuoitre.vn/trung-tam-vu-tru-nam-o-dau-2025090814153114.htm






Yorum (0)