Öz-öğrenme, tamamen başkalarına bağımlı olmadan bilgiyi aktif olarak arama, özümseme ve uygulama sürecidir. Sadece okulla sınırlı değildir, hayatın her alanında devam eder.
Okuma alışkanlığı edinmek, çocukların kendi kendine çalışma becerilerini geliştirmenin yollarından biridir. Hafta sonu Ho Chi Minh şehrinde bir kitapçıda çekilen fotoğraf - Fotoğraf: N.HUY
Aslında iyi öz öğrenme yeteneğine sahip kişiler, toplumsal değişimler karşısında eleştirel düşünme ve esneklik geliştireceklerdir.
Hızla gelişen teknoloji ortamında, okulda öğrenilenler yalnızca ilk temellerdir. Kendi kendine öğrenme ve yaşam boyu öğrenme becerisi olmadan, insanlar hızla geride kalırlar.
Yaşam boyu öğrenme zihniyetine sahip bir birey, inovasyonun risklerinden korkmayacak, aksine bunu büyümeye devam etmek için bir fırsat olarak görecektir.
Bir organizasyonda, kendini öğrenme ruhuna sahip çalışanlardan oluşan bir ekip, organizasyonun yenilik yapmasına ve özellikle günümüzün akışkanlaştırma devriminde günlük değişimlere hızla uyum sağlamasına yardımcı olacaktır.
Taahhütte bulunmaya cesaret edin
Kendi kendine öğrenme, yalnızca bilgi edinmekle ilgili değil, aynı zamanda eleştirel düşünmeyi geliştirmek ve problem çözme becerilerini geliştirmekle de ilgilidir. Kendi kendine öğrenenler hata yapmaktan korkmazlar, hatalarını öğrenme sürecinin bir parçası olarak görürler.
Sürekli öğrenerek ve deneyerek sağlam bir bilgi temeli oluştururlar, bu da yaratıcı düşünmeyi ve karar alma konusunda güveni geliştirir.
Aksine, pasif öğrenmeye alışkın kişiler hata yapmaktan korkar, başarısızlık korkusuyla karar almaya cesaret edemez ve kendi yargılarına güvenemezler. Bu da onları yeni fırsatlar karşısında tereddütlü kılar, iş ve yaşamda denemeler yapmaya veya atılımlar yapmaya cesaret edemezler.
Kendi kendine öğrenme zihniyetine sahip kişiler yalnızca özgüvenli olmakla kalmaz, aynı zamanda yeni şeylere girişmeye de cesaret ederler. İleriyi düşünmeye, soru sormaya ve cevap bulmak için harekete geçmeye cesaret ederler. Kendi kendine öğrenme, insanların bağımsız düşünme becerilerini geliştirmelerine, zorluklarla yüzleşme cesareti kazanmalarına ve hem hayatta hem de kariyerlerinde proaktif olmalarına yardımcı olur.
İnsanlar kendi kendilerine öğrenme becerisine sahip olduklarında, okula kadar pasif bir şekilde beklemezler; kendilerini geliştirebilir, becerilerini geliştirebilir ve yeni trendleri takip edebilirler. Bu, günümüzün ve geleceğin değişen koşullarında her zaman geçerlidir.
Kendi kendine çalışarak başarıya ulaşan tipik örnekler arasında Thomas Edison ve Elon Musk yer alır. Tarihin en büyük mucitlerinden biri olan Edison, yalnızca birkaç ay resmi eğitim almış olmasına rağmen, kendi kendine çalışarak elektrik ampulünü, fonografı ve binlerce başka icadı araştırmış ve icat etmiştir.
Benzer şekilde, Tesla ve SpaceX'in kurucusu Elon Musk da roketçilik alanında resmi bir eğitim almamış, ancak yüzlerce teknik kitap okuyarak uzay teknolojisini kendisi araştırmış ve geliştirmiş, uzay endüstrisinin değişmesine katkıda bulunmuştur.
Her ikisi de öz çalışmanın insanların kendine güvenen, yaratıcı ve cesur fikirler peşinde koşmaya cesaret eden bireyler olmalarına yardımcı olduğunun açık bir kanıtıdır.
Kendi kendine çalışma becerisine sahip olmak için ne yapılmalı?
Kendi kendine öğrenme önemli olsa da, herkes bu beceriyi kolayca uygulayamaz. En büyük engellerden biri muhtemelen eğitim sisteminin başarıya ve sınavlara aşırı odaklanması ve bağımsız düşünmeyi teşvik etmemesidir.
Çocuklar "sınavlara çalışma, sınavlara ders anlatma" tarzında ek dersler almak zorunda kaldıklarında, örnek sorulara alıştıklarında, soru sorma ve daha fazla araştırma yeteneği olmadan sadece kitaptan çalışmayı bilen, kendi kendine çalışma alışkanlığını yavaş yavaş kaybediyorlar.
Pasif öğrenme zihniyetiyle büyüyen çocuklar, problem çözmede bağımlı, proaktif olmayan ve başkalarına kolayca güvenen bireyler olurlar. Bağımsız düşünme temeli olmayan bu kişiler, karar vermeleri gerektiğinde genellikle başarısızlıktan korkarlar çünkü problemleri kendi başlarına yönetme ve çözme alışkanlıkları yoktur.
Kendi kendine öğrenme zihniyetine sahip kişiler, uyum sağlama konusunda her zaman proaktif olacak ve zorlukları fırsata dönüştüreceklerdir. Denemekten korkmazlar, hesaplanmış riskler alırlar ve ilerlemek için başarısızlıktan ders almaya isteklidirler. Bu kişiler her zaman, her yerde öğrenirler ve yeni şeyler karşısında genellikle muhafazakâr değillerdir.
Kendi kendine çalışma, insanların bilgilerini zenginleştirmelerine yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda zorluklarla yüzleşmek için özgüven ve cesaret de kazandırır. Kendi kendine çalışma becerisine sahip olan insanlar, büyük düşünmeye, denemeye cesaret eder, başarısızlıktan korkmaz ve her zaman koşullara uyum sağlamanın yollarını bulurlar.
Ancak eğitim ve toplum, bireyin kendi kendine çalışmasını teşvik etmeyip sadece sınav sonuçlarına odaklanmasını sağlarsa, kişi giderek bağımsız düşünme yeteneğini kaybeder, edilgenleşir ve değişimden korkar.
Düşünmeye ve uygulamaya cesaret eden bir nesil yetiştirmek için, bilgiye yaklaşımımızı değiştirmeli, erken yaşlardan itibaren inisiyatif ve yaratıcılığı teşvik etmeliyiz. Ancak o zaman her birey kendi hayatının kontrolünü gerçekten ele alabilir ve güvenle ilerleyebilir.
Daha da önemlisi, yaşam boyu öğrenme yeteneği büyük ölçüde farkındalığa ve kendi kendine öğrenme zihniyetine bağlıdır. Bir kişi öğrenmenin okuldan sonra bitmediğini anlarsa, kendini sürekli geliştirmeye, bilgisini genişletmeye ve çağın değişimlerine ayak uydurmaya motive olacaktır.
Tam tersine, kendi kendine öğrenme zihniyetinden yoksunlarsa kolayca durağanlığa düşerler, toplumun gelişimine ayak uyduramazlar, iş ve yaşamda birçok fırsatı kaçırırlar.
Lenin bir zamanlar şöyle demişti: "Çalış, daha çok çalış, sonsuza dek çalış." Bu söz, günümüzün modernleşme devriminde daha da anlamlı hale geliyor. İdari aygıttaki her bireyin yeni duruma hızla uyum sağlaması için öz-eğitim ve yaşam boyu öğrenme gereklidir. İş pozisyonu değiştiğinde, idari aygıtta artık bir pozisyon kalmadığında, her bireyin yeni bir iş bulması için öz-eğitim daha da anlamlıdır.
Günümüzde teknoloji, insanların kendi kendine öğrenmesine, hayat boyu öğrenmesine her zaman yardımcı oluyor. Ve kendi kendine öğrenme, yalnızca ileriye gitmenin anahtarı değil, aynı zamanda her bireyin sürekli olarak kendini yenilemesi ve mükemmelleştirmesi için de temel teşkil ediyor.
Günümüz toplumunda başarı, sadece ezber bozan ve dogmatik teorileri izleyenlerin değil, yaratıcı ve proaktif düşünce ve eylemde bulunanların başarısıdır.
Gelişime uyum sağlamak
Yaşam boyu öğrenme, yalnızca kurslara ve eğitimlere katılmak değil, aynı zamanda çeşitli kaynaklar aracılığıyla aktif olarak bilgi aramak ve geliştirmek anlamına gelir. Kendi kendine öğrenme becerisi, bir kişinin dünyanın gelişimine uyum sağlayıp sağlayamayacağı konusunda belirleyici faktördür.
[reklam_2]
Kaynak: https://tuoitre.vn/tu-hoc-de-dam-nghi-dam-lam-20250311230306565.htm






Yorum (0)