| Dijital çağda, yaşam boyu öğrenme artık sadece bir seçenek değil, aynı zamanda olmazsa olmaz bir gereklilik haline geldi. (Kaynak: VGP) |
Genel Sekreter To Lam'ın "Ömür Boyu Öğrenme" başlıklı makalesi, öğrenmenin ve bilgi ve becerileri sürekli güncellemenin önemini vurguladı. Öğrenmek, insanların hızlı değişimlere uyum sağlamasına yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda yenilikçi düşünmeyi, düşünmeye, konuşmaya, yapmaya, sorumluluk almaya cesaret etmeyi, gelecekte yetenekli ve zeki vatandaşlar olmayı da geliştirir...
Günümüzde teknoloji hızla gelişiyor ve değişiyor; yaşam boyu öğrenme sadece bir trend değil, aynı zamanda temel bir hayatta kalma becerisi haline geliyor. Dahası, sürekli öğrenme, eski işlerin ve bilginin giderek geçerliliğini yitirdiği ve sürekli yeni ihtiyaçların ortaya çıktığı modern toplumda her bireyin uyum sağlama ve gelişme yeteneğini de yansıtıyor.
| İlgili haberler |
| |
Dijital çağ bize sayısız kolaylık sağlamanın yanı sıra önemli zorluklar da yaratıyor. Bilgi teknolojileri, yapay zekâ, otomasyon ve çevrimiçi araçlar, her gün çalışma ve öğrenme şeklimizi değiştiriyor. Geleneksel işlerin yerini robotlar, yazılımlar veya yeni teknolojiler alabilirken, insan beceri gereksinimleri sürekli değişiyor. Bu nedenle, öğrenme ve yeni bilgileri güncelleme alışkanlığımızı sürdürmezsek, kolayca geride kalabiliriz.
Yaşam boyu öğrenme, yalnızca yeni teknik bilgiler edinmekle ilgili değil, aynı zamanda problem çözme, eleştirel düşünme ve çeşitli ve sürekli değişen bir ortamda çalışma becerisi gibi sosyal becerileri geliştirmekle de ilgilidir. Öğrenme, resmi sınıflarla sınırlı değildir; çevrimiçi kurslar, bireysel çalışma ve hatta gerçek yaşam deneyimleri aracılığıyla da gerçekleşebilir. Çevrimiçi öğrenme platformlarının gelişmesiyle birlikte öğrenme giderek daha da kolaylaşmaktadır.
Dijital çağda yaşam boyu öğrenmenin bir hayatta kalma becerisi olmasının önemli nedenlerinden biri, yaratıcı ve yenilikçi olma becerisidir. Teknoloji sürekli değişirken, açık fikirli olmak, sürekli öğrenmek ve denemek, yalnızca değişimle başa çıkmamıza değil, aynı zamanda değişim yaratmamıza da yardımcı olacaktır. Yaşam boyu öğrenme, yaratıcı düşünmeyi, yeni çözümler bulmayı ve zorluklarla yüzleşmeye her zaman hazır olmayı teşvik eder. Bu faktörler, her bireyin yalnızca işindeki konumunu korumasına değil, aynı zamanda güçlü bir şekilde gelişmesine ve her türlü duruma iyi uyum sağlamasına da yardımcı olacaktır.
Dijital çağda kariyer istikrarı artık garanti değil. Şirketler her zaman yaratıcı, esnek ve yeni teknolojileri işlerine uygulayabilen kişileri arıyor. Hayatları boyunca öğrenmeyi ve kendilerini geliştirmeyi bilen kişilerin terfi alma veya en azından değişken bir çalışma ortamında pozisyonlarını koruma şansları daha yüksek olacaktır.
Öğrenmeyi geliştirmek için, bireysel farkındalığı değiştirmeyi, eğitim sistemini yeniden düzenlemeyi, teknolojiyi kullanmayı ve aile ve toplumu desteklemeyi bir araya getiren kapsamlı bir çözüme ihtiyaç vardır. Bu faktörler senkronize edilip etkili bir şekilde uygulandığında, yaşam boyu öğrenme kişisel ve sosyal gelişim yolculuğunun vazgeçilmez bir parçası haline gelecektir.
Ülkemizde eğitim, en önemli ulusal politikalardan biri olarak kabul edilmektedir. 30 Temmuz 2021 tarihli ve 1373/QD-TTg sayılı Başbakan Kararı ile onaylanan "2021-2030 Dönemi Öğrenen Bir Toplum Oluşturma" projemiz, öğrenen bir toplum inşa etmede köklü bir değişim yaratmayı amaçlamaktadır. Bu hedef, 2030 yılına kadar tüm insanların açık, çeşitli, esnek, birbirine bağlı ve modern bir eğitim sistemine erişimde eşit fırsatlara ve muameleye sahip olmasını sağlayacaktır. Ancak, yaşam boyu öğrenme hedefini gerçekleştirmek ve öğrenen bir toplum yaratmak için, öğrenmeyi her zaman, her yerde erişilebilir kılmak önemlidir.
Aileler, çocuklarda yaşam boyu öğrenme alışkanlıklarının şekillenmesinde ve geliştirilmesinde hayati bir rol oynar. Günümüzün hızla değişen teknolojik, ekonomik ve sosyal dünyasında, araştırma ve keşfetme ruhunu beslemek, çocukların akademik başarılarına yardımcı olmanın yanı sıra, onları sürekli değişen bir dünyaya uyum sağlamaya ve gelişmeye de hazırlar.
Olumlu bir öğrenme ortamı, yalnızca masa ve kitap gibi fiziksel koşulları değil, aynı zamanda çocukları keşfetmeye ve yaratıcı olmaya teşvik eden bir alanı da içerir. Ebeveynler, kitaplar, gazeteler veya çevrimiçi öğrenme araçları gibi zengin öğrenme kaynakları sağlayabilir.
Ailenin sorumluluğu sadece bilgi sağlamak değil, aynı zamanda çocukları eleştirel düşünme ve öğrenme ruhu geliştirmeye teşvik etmektir. Ebeveynler, ilginç sorular sorarak, cevapları kendi başlarına bulmalarına yardımcı olarak veya bilgilerini geliştirmelerine yardımcı olacak ders dışı etkinliklere katılmalarını teşvik ederek çocukların merak ve keşfetme duygularını uyandırabilirler. Öğrenme ve gerçek yaşam deneyimleri arasında bir bağ kurmak, çocukların öğrenmenin sadece kitaplardan öğrenmek olmadığını, aynı zamanda çevrelerindeki dünyayı keşfetmenin sürekli bir süreci olduğunu anlamalarına yardımcı olacaktır. Çocuklar gördükleri ve deneyimledikleri şeylerden çok şey öğrenirler. Ebeveynler öğrenme, keşfetme ve kendilerini geliştirme alışkanlığını sergilerse, çocuklar da onları takip edecektir.
Ayrıca, ebeveynler sadece bilgi değil, iletişim, ekip çalışması, yaratıcılık ve problem çözme gibi sosyal becerilerin de geliştirilmesine odaklanmalıdır. Yaşam boyu öğrenme her zaman kolay değildir; çocukların zorluklarla ve zorluklarla karşılaşacağı zamanlar olacaktır. Bu dönemde, ailenin sağlam bir destek kaynağı olması, çocukları denemeye devam etmeleri ve pes etmemeleri için cesaretlendirmesi gerekir. Ne kadar küçük olursa olsun, çabaları takdir etmek ve takdir etmek, çocukların öğrenmeye devam etmeleri için kendilerine güvenmelerini ve motive olmalarını sağlayacaktır.
Ailenin, çocuklara sadece temel bilgileri aktaran bir yer değil, aynı zamanda çocukların yaşam boyu öğrenme alışkanlığı geliştirmeleri için temel oluşturan bir yer olduğu söylenebilir. Olumlu bir öğrenme ortamı yaratmak, merakı teşvik etmek, örnek olmak ve motive etmek, çocukların sadece akademik başarıya ulaşmalarına değil, aynı zamanda kendi kendine öğrenen, yaratıcı ve uyumlu bireyler olmalarına da yardımcı olacaktır.
Yaşam boyu öğrenme, insanların ve toplumun kaçınılmaz ihtiyaçları nedeniyle uzun zamandır dünya çapında özel bir ilgi odağı olmuştur. 4.0 Sanayi Devrimi öncesinde bu ihtiyaç her zamankinden daha önemliydi. İnsanlar, doğadaki, bilimdeki ve teknolojideki değişimlere sürekli olarak yenilik yapma, öğrenme ve uyum sağlama zorunluluğuyla karşı karşıyadır. Dolayısıyla, çağa ayak uydurmak için değişim, öğrenme ve etkileşim kurmayı bırakırsak geride kalırız. Günümüzde yaşam boyu öğrenme yalnızca bir seçenek değil, aynı zamanda olmazsa olmaz bir gereklilik haline gelmiştir...






Yorum (0)