ABD-Çin ilişkileri bir yıllık çalkantı ve gerginliğin ardından çözülme noktasına geldi, ancak önümüzde birçok zorluk var.
ABD Başkanı Joe Biden ile Çin Devlet Başkanı Şi Cinping arasında 15 Kasım'da San Francisco'da gerçekleşen dört saatlik zirve, iki gücün üst düzey iletişim kanallarını neredeyse tamamen kestiği bir yılın ardından ABD-Çin ilişkilerinde yeni bir ivme kazanılması umudunu artırdı.
Görüşmeden bir aydan fazla bir süre sonra, Washington ve Pekin ilişkileri yeniden canlandırma sinyalleri veriyor. İki ülke, Çin'in Ağustos 2022'den beri dondurduğu askeri diyaloğu, dönemin ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi'nin Tayvan ziyaretinin ardından 22 Aralık'ta yeniden başlattı.
ABD Genelkurmay Başkanı Charles Brown ile Çin Merkez Askeri Komisyonu Ortak Kurmay Başkanlığı Kurmay Başkanı Orgeneral Liu Zhenli arasında çevrimiçi yapılan görüşmeden edinilen bilgiye göre, ABD ve Çin, diyaloğun sürdürülmesinin her iki taraf için de önemli olduğuna inanıyor.
Bir hafta sonra, Bay Xi, Çin'de iş yapan 270'ten fazla Amerikan şirketini temsil eden Washington merkezli kar amacı gütmeyen bir kuruluş olan ABD-Çin İş Konseyi'nin (USCBC) kuruluşunun 50. yıldönümü dolayısıyla bir tebrik mektubu gönderdi.
Mektupta, dünyanın ikinci büyük ekonomisinin emlak krizinden toparlanmakta zorlandığı ve yabancı yatırımcıların ülkeyi terk ettiği endişeleri arasında, Çin'de faaliyet gösteren ABD şirketleri için daha elverişli bir iş ortamı yaratma sözü verildi.
Çin liderleri, ABD Merkez Bankası ve üyelerine "dostça değişim köprüleri kurma" ve iki ülke arasındaki iş birliğini genişletme çağrısında bulundu. Bu, dünyanın en önemli ikili ilişkisinin ısınmaya devam ettiğinin bir işareti.
Başkan Biden (solda) ve Başkan Xi Jinping, 15 Kasım'da Filoli malikanesinde. Fotoğraf: Reuters
ABD tarafında ise, ABD-Çin ilişkilerinin yeniden canlandırılmasında önemli bir muhatap olan Hazine Bakanı Janet Yellen olumlu bir sinyal verdi. Yellen, iki ülkenin diplomatik ilişkilerinin 45. yıldönümünü kutlayacağı 2024 yılında Çin'e ikinci bir ziyaret gerçekleştirmeyi planlıyor. Yellen'ın ziyaretteki odağı, iki ülke arasındaki "geri kalan zorlu konuları" tespit etmek olacak.
"Amerika Birleşik Devletleri ve Çin'in güçlü bir şekilde fikir ayrılığına düştüğü birçok konu var. Her iki ülkeyi de etkileyen şok riski her zaman mevcut. Her anlaşmazlığı çözmeye veya her şoktan kaçınmaya çalışmıyoruz. Bu tamamen imkansız," dedi.
Yellen, ABD'nin amacının "anlaşmazlıklar ve şoklar yaşandığında esnek bir diyaloğa yardımcı olmak ve yanlış anlamaların tırmanarak her iki tarafa da zarar vermesini önlemek" olduğunu söyledi.
İkinci olumlu nokta ise iki ülke arasında mali ve ekonomik konuları ele almak üzere kurulan çalışma gruplarının düzenli olarak bir araya gelmesidir.
"Askeri liderlerin bir krizin kontrolden çıkmasını önlemek için hızlı ve güvenilir bir iletişim kanalına ihtiyaç duydukları iyi anlaşılıyor," dedi. "Finansal bir krize müdahale eden ekonomik politika yapıcılar için, kime hızla ulaşabileceklerini bilmek önemlidir. Bunu yapmak için Amerika Birleşik Devletleri ve Çin, mali düzenleyicileri arasındaki iletişimi kolaylaştıracak."
Straits Times analisti Bhagyashree Garekar'a göre, iki ülke arasındaki ilişkiler bu yılın başından bu yana hafifçe ısındı. İkili ilişkiler, ABD'nin Güney Carolina açıklarında casus cihaz olarak değerlendirdiği bir Çin balonunu Şubat ayında düşürmesiyle dibe vurdu. Pekin, olayı kınayarak bunun başıboş bir hava balonu olduğunu söyledi.
ABD'deki Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi'nde Asya güvenliği alanında kıdemli araştırmacı olan Bonny Lin, "Çin hükümet kurumlarının ABD'li mevkidaşlarıyla daha fazla etkileşime girmeye teşvik edildiği bazı olumlu adımlar görüyoruz. Bunlardan biri de üst düzey askeri görüşmelerin yeniden başlaması," dedi.
Ancak gözlemciler, 2023'ün sonundaki olumlu sinyallere rağmen ABD-Çin ilişkilerinin 2024'te de birçok fırtınayla karşı karşıya kalabileceği konusunda uyarıda bulundu.
İlk olarak, Çin'in asi bir eyalet olarak gördüğü Tayvan adasında 13 Ocak'ta seçimler yapılacak. Reuters analistleri Don Durfee ve Antoni Slodkowski'ye göre, Çin'in seçimlere nasıl tepki vereceği, iki süper güç arasındaki ilişkilerin gergin bir duruma geri dönüp dönmeyeceğini belirleyebilir.
Adada daha önce yapılan seçimler gerginliği tırmandırmıştı. Özellikle 1996 yılında Çin'in askeri tatbikatlar ve füze denemeleri gerçekleştirmesi ve ABD'nin Tayvan Boğazı'na bir uçak gemisi göndermesi gerginliği daha da artırmıştı.
Ancak bazı analistler, çatışmayı önlemek amacıyla Xi'nin Çin'in Tayvan seçimlerine yönelik askeri müdahalesini sınırlandıracağına inanıyor.
2024 sonlarında yapılacak ABD başkanlık seçimleri, ikili ilişkiler üzerinde daha da büyük bir etkiye sahip olabilir. Bu yılki seçimler, Çin'e karşı çok sert bir tavır sergileyen eski Başkan Donald Trump ile Biden arasında bir rövanş maçı olabilir.
Beyaz Saray yarışı Çin'de kızışırken, Devlet Başkanı Şi Cinping'in odak noktası Trump'ın yeniden seçilip seçilmeyeceği sorusu olabilir.
ABD'deki Stimson Merkezi Direktörü Yun Sun, "Çinliler gelecek yıl yapılacak seçimleri düşündüklerinde, Trump yine onların en büyük kabusu olacak" dedi.
Trump'ın döneminde ABD-Çin ilişkileri, büyük çaplı bir ticaret savaşı ve Covid-19'un kökenine ilişkin iddialarla oldukça gerginleşti.
Başkan Biden göreve geldikten sonra Trump döneminde uygulanan tarifeleri kaldırmadı, hatta yeni ihracat kontrolleri ekleyerek ve Amerika'nın çok taraflı ittifaklarını güçlendirerek Pekin'e baskıyı artırdı.
Sun, Çin'in Biden'ın birçok politikasından memnun olmasa da, Çin'in onu hâlâ ilişki kurallarına uyan bir lider olarak gördüğünü söyledi. Öte yandan Trump öngörülemez ve beklenmedik kararlar alabiliyor.
Sun, "Trump yönetiminde iki taraf arasında hiçbir alanda anlamlı bir diyalog kurmak neredeyse imkânsız hale geldi, bunun yerine durdurulamaz bir gerilim tırmanışı yaşandı" dedi.
Biden yönetiminin çip ihracat kontrollerinin gelecek yıl güçlendirilmesi muhtemel. Çin, özellikle ekonomik büyümesinin yavaşladığı bir dönemde ABD şirketlerine yönelik misillemelerin Pekin'i yabancı sermayeden mahrum bırakabileceği göz önüne alındığında, ABD kısıtlamalarına yanıt vermekte zorlanıyor.
Çin'in en üst düzey diplomatı Wang Yi (sağda), 19 Haziran'da Pekin'de ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile el sıkışıyor. Fotoğraf: AFP
Gözlemciler, bu nedenle her iki tarafın da geleceğe dair temkinli olacağını söylüyor. Lin, "Her iki ülke de Xi-Biden görüşmesinin sonuçlarının sorgulanıp baltalanabileceği riskinden endişe duyuyor," dedi.
Çin'in Fudan Üniversitesi Amerikan Araştırmaları Merkezi Başkan Yardımcısı Xin Qiang da ABD'yi askeri iletişim kanallarının yeniden canlandırılması konusunda fazla iyimser olmamaları konusunda uyararak, iki taraf arasında "artık önemli bir sorun olmadığını" söyledi.
Ancak Yellen, ikili ilişkilerde istikrarı koruma çabalarının önemini vurguladı. "Ekonomilerimiz, halkımız ve dünya daha güvenli olacak. Bu, Amerika Birleşik Devletleri ve Çin'in ilişkilerimizi sorumlu bir şekilde inşa edip yönetmesi anlamına geliyor." dedi.
Thanh Tam ( Straits Times, Reuters, WSJ'ye göre)
[reklam_2]
Kaynak bağlantısı
Yorum (0)