Man.City, teknik direktör Pep Guardiola'nın teknik direktörlük kariyerindeki en kötü krizi yaşıyor. Guardiola, kısa süre önce Man.City'nin teknik direktörlük yapacağı son takım olduğunu açıkladı. Pep ve takımı, son 10 maçın sadece 1'ini kazandı ve 7'sini kaybetti (tüm kulvarlarda). Tekrar kaybetmek hâlâ bir kriz, ne eksik ne fazla. Aksine, kazanırlarsa, elbette zamanında bir toparlanma olur. İnsanlar şöyle diyecek: Man.City, en zor koşullarda bile derbide Manchester United'ı yendi. Ve bu, doğru zamanda nasıl kazanılacağını bilen güçlü bir takımın ruhudur!
Teknik direktör Ruben Amorim'in Manchester United'ı için de durum aynı, tek küçük fark MU'nun hem hafife alınması hem de deplasmanda oynaması. Her neyse, Manchester City'nin "en büyük bahis" olarak gösterildiği bu maçta her sonuç olabilir. Bay Pep'in takımı artık eskisi gibi değilken, profesyonel bir bakış açısıyla nasıl değerlendirme yapabiliriz ki?
Kurtarıcı olarak görülen Bay Amorim, Old Trafford'a hoş geldin demesine rağmen, dört haftada yeni görevden alınan teknik direktör Erik ten Hag ile aynı puanı topladı. MU'nun bir gecede düzelemeyeceği bilinse de, Amorim, MU'ya hem moral hem de inanç kazandıracak önemli bir maçta önemli bir galibiyet getirebilir. Diyelim ki bir rakip seçebilseydi, Amorim'in aklına "Son şampiyon Manchester City'yi buraya getirin"den başka bir takım gelmezdi! Amorim, bu sezon Sporting Lizbon'u Şampiyonlar Ligi'nde 4-1 yendiğinde ne kadar ünlüydü?
Manchester City'nin 1 numaralı forveti Erling Haaland (solda) formunun düştüğüne dair işaretler veriyor.
Güç açısından, şu anda her iki takımda da sakat oyuncular var, ancak Manchester City daha büyük bir dezavantaja sahip çünkü herkes orta saha oyuncusu Rodri'nin yokluğunun yenilginin ana sebebi olduğuna inanıyor. Oynayamayan sakat oyuncuların çoğu defans oyuncuları (Manchester City'den Nathan Ake, Manuel Akanji, Rico Lewis; MU'dan Luke Shaw, Victor Lindelof). "Kazanmak için oyna" anlayışına ek olarak, bu derbi heyecan verici gol yağmuruna dönüşebilir. Evet, her iki takım da galibiyeti hedeflemeli, her şeyi kurtarmalı. Aksine, kesin galibiyetin bedelini bir yenilgiyle ödemek zorunda kalırlarsa kaybedecek hiçbir şeyleri yok!
Newcastle - Leicester maçı da izlenmeye değer, özellikle Ruud Van Nistelrooy'un Leicester'ın başında başarılı bir başlangıç yapması nedeniyle. Van Nistelrooy, Leicester'dan önce de geçici teknik direktör olarak MU'yu yönetirken de etkileyici bir performans sergilemişti.
Bu hafta, lider Liverpool kendi evinde Fulham'ı konuk edecek. Liverpool fırtına gibi ilerlerken ve Manchester City aniden düşüşe geçerken, Premier Lig'de sessizce gelişen başka bir fenomen var. Bu, Chelsea'nin sessiz yükselişi. Teknik Direktör Enzo Maresca'nın takımı, Liverpool'un sadece 4 puan gerisinde (1 maç daha oynamalarına rağmen) ikinci sıraya yükseldi. Chelsea bu hafta sürpriz Brentford'u yenebilirse, harika işler başarabilir. Bu, üst üste 7. galibiyet olacak (tüm kupalar dahil). Chelsea'nin Premier Lig'deki bir sonraki rakipleri ise sadece Everton, Fulham, Ipswich, Crystal Palace, Bournemouth ve Wolverhampton (bu 6 takımdan 4'ü şu anda son 6'da).
16. TUR MAÇ TAKVİMİ
14 Aralık:
22:00: Arsenal - Everton
Kurtlar - Ipswich Kasabası
Newcastle - Leicester City
Liverpool - Fulham
15 Aralık:
0:30: Nottingham Forest - Aston Villa
21:00: Brighton - Crystal Palace
23:30: Man.City - MU
16 Aralık:
2:00: Southampton - Tottenham
Chelsea - Brentford
Saat 3:00: Bournemouth - West Ham
[reklam_2]
Kaynak: https://thanhnien.vn/qua-giang-sinh-som-cho-ai-185241213204701763.htm











Yorum (0)