1. Hohensalzburg Kalesi
Hohensalzburg, Festungsberg Dağı'nın tepesinde gururla oturuyor (Fotoğraf kaynağı: Derleme)
Şehrin her köşesinden ziyaretçiler, Festungsberg Dağı'nın zirvesinde gururla konumlanan ve 900 yılı aşkın süredir Salzburg'un ölümsüz bir bekçisi gibi duran Hohensalzburg Kalesi'ni görebilirler. Avrupa'nın en iyi korunmuş Orta Çağ kalelerinden biri olan bu kale, Salzburg'un en önemli turistik yerleri listesinde vazgeçilmez bir yer.
Kaleye yaklaşmak için tarihi Festungsbahn fünikülerine bindiğiniz andan itibaren, yolculuk sanki bir Orta Çağ romanına adım atmış gibi hissettiriyor. Kalın taş duvarlar, heybetli gözetleme kuleleri ve sarayın iç avluları, ziyaretçilere şehrin görkemli geçmişine canlı bir bakış sunuyor.
Kalenin tepesinden, Salzburg'un panoramik manzarasının keyfini çıkarabilirsiniz: Eski çatılar, yemyeşil orman ve hafif kıvrımlı nehirle harmanlanıyor. Öğleden sonra, Salzburg'u gün batımının yumuşak altın rengine dalmış halde hissetmek için ideal bir zaman; zaman sanki durmuş gibi.
2. Mirabell Sarayı ve çiçek bahçesi
Mirabell Sarayı, şehrin kalbinde kusursuz bir sanat eseri gibi öne çıkıyor (Fotoğraf kaynağı: Derleme)
Salzburg'un sayısız turistik mekanı arasında, Mirabell Sarayı şehrin kalbinde kusursuz bir sanat eseri olarak öne çıkıyor. 1606 yılında Başpiskopos Wolf Dietrich tarafından bir aşk anıtı olarak inşa edilen Mirabell Sarayı, Barok tarzının zarif güzelliğini yansıtırken, aynı zamanda birçok şiirsel aşk hikayesine de ev sahipliği yapıyor.
Saray lobisinin hemen önünde bulunan Mirabell Bahçesi, saf güzelliği sevenler için ideal bir durak. Arnavut kaldırımlı patikalar, sıra sıra antik taş heykeller, rengarenk mevsimlik çiçek halıları ve zarif Pegasus çeşmesi, klasik Avrupa tarzıyla dolu bir alan yaratıyor. Efsanevi "The Sound of Music" filminde de yer alan bu mekan, Salzburg'un bu turistik yerini yaşayan bir kültürel sembol haline getirmiş. Antik taş bankta oturup hafif esintiyle sallanan çiçek bahçesini izlerken, ziyaretçiler hayatın yavaş ve huzurlu temposunu, eski şehrin kalbinde yankılanan hafif bir sonat gibi, kolayca hissedebilirler.
3. Salzburg Katedrali (Salzburger Dom)
Salzburg Katedrali, antik kentin kalbinde atan bir kalp gibi görünüyor (Fotoğraf kaynağı: Derleme)
Büyük ve görkemli Domplatz meydanının ortasında, Salzburg Katedrali, antik şehrin kalbinde atan bir kalp gibi görünüyor. Sadece görkemli bir mimari eser olmakla kalmıyor, aynı zamanda Salzburg'un yüzyıllardır süren iniş çıkışlarının izlerini taşıyan ve Salzburg'un turistik mekanlarının tipik tarihi görünümünün oluşumuna katkıda bulunan bir yer.
Salzburg Katedrali, zarif beyaz mermer cephesi, zümrüt yeşili kubbeleri ve iki görkemli çan kulesiyle etkileyicidir. Büyük ahşap kapılardan içeri adım attığınızda, canlı freskler, özenle elle boyanmış tavanlar ve vitray pencerelerden süzülen doğal ışıkla büyüleyici bir iç mekanla karşılaşırsınız. Büyük besteci Wolfgang Amadeus Mozart'ın bebekken vaftiz edildiği yer burasıdır.
Kiliseyi ziyaret eden ziyaretçiler, sadece sanatsal güzelliğe hayran kalmakla kalmıyor, aynı zamanda her taş kemerden kadim seslerin hâlâ yankılandığı meditatif bir alana adım atıyorlar. Burası, manevi ve sanatsal değerlerin tam bir dinginlik içinde harmanlandığı bir yer.
4. Getreidegasse
Getreidegasse ünlü bir yürüyüş caddesidir (Fotoğraf kaynağı: Derleme)
Salzburg'un turistik yerlerinden bahsederken, antik güzelliği korumak için zamanın durduğu ünlü yaya caddesi Getreidegasse'den bahsetmemek olmaz. UNESCO tarafından Dünya Mirası Alanı olarak tanınan eski kent merkezinde yer alan Getreidegasse, tarih, kültür ve moda tutkunları için harika bir durak.
Dar Arnavut kaldırımlı sokaklar boyunca uzanan eski evler, özenle oyulmuş cepheleri, çiçeklerle kaplı balkonları ve asılı ferforje tabelalarıyla eşsiz birer sanat eseri. Burası aynı zamanda Mozart'ın doğum yeri ve 9 numaralı ev artık popüler bir müze.
Bu caddede yürürken, şirin küçük fırınlara, el sanatları dükkanlarına veya klasik Avusturya tarzı kafelere kolayca kapılabilirsiniz. Buradaki mekan, hamur işlerinin aroması, kilise çanlarının sesi ve yerel halkın güler yüzlü gülümsemeleriyle yazılmış, canlı bir Salzburg günlüğü gibi.
5. Hellbrunn Sarayı ve büyülü çeşme
Hellbrunn'u ünlü yapan özellik "Trick Fountains" çeşme sistemidir (Fotoğraf kaynağı: Toplandı)
Rahatlatıcı ve şaşırtıcı bir deneyim arıyorsanız, Hellbrunn Sarayı Salzburg gezi rotanızda mutlaka görmeniz gereken bir durak. Şehir merkezine yakın bir konumda bulunan bu yazlık saray, antik aristokrasinin mizah anlayışının ve yaratıcılığının bir kanıtı.
Hellbrunn'u ünlü kılan özellik, 17. yüzyılda Başpiskopos Markus Sittikus'un seçkin konuklarını eğlendirmek için inşa edilmiş bir dizi sofistike su oyunu olan "Trick Fountains" sistemidir. Ziyaretçiler, ziyaretleri sırasında taş banklardan, bronz heykellerden veya görünüşte zararsız duvarlardan fışkıran su jetleriyle şaşırabilirler. Su oyunları, küçük de olsa, çocukların kraliyet sarayının ortasındaki büyüyü keşfetmesi gibi kahkaha ve eğlence getirir.
Hellbrunn, sadece eğlencenin ötesinde, geniş bir bahçesi, berrak bir gölü ve ağaçlıklı patikalarıyla göz alıcı bir yeşil alandır. Zihninizi dinlendirmek, kuş cıvıltılarını dinlemek ve Salzburg'un turistik cazibesinin vazgeçilmez bir parçası olan bozulmamış doğal güzelliğin tadını çıkarmak için ideal bir yerdir.
Salzburg'un turistik yerlerini ziyaret etmek sadece coğrafi bir yolculuk değil, aynı zamanda bir sanat şehrinin ruhuna da bir yolculuktur. Buradaki her adım geçmişin, müziğin, mimarinin ve sonsuz aşk hikayelerinin esintileriyle doludur. Gürültülü veya telaşlı olmayan Salzburg, antik Avrupa'nın ortasında yankılanan yumuşak bir senfoni kadar çekicidir ve ziyaret eden herkesin bir kez daha geri dönmek istemesini sağlar.
Kaynak: https://www.vietravel.com/vn/am-thuc-kham-pha/dia-diem-du-lich-salzburg-v17301.aspx






Yorum (0)