Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın Rusya ve Türkiye'ye yaptığı ziyaret, Gazze Şeridi'nde barışa yönelik çözüm bulmak için tüm tarafların çabalarını yansıtıyor.
| Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Filistinli mevkidaşı Mahmud Abbas, 13 Ağustos'ta Moskova'da. (Kaynak: AFP) |
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, 12-14 Ağustos tarihlerinde Rusya'yı ziyaret ederek mevkidaşı Vladimir Putin ile görüştü. Bir gün sonra Ankara'ya giderek Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne hitap etti ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile görüştü. Peki, Abbas'ın "sıcak su ve ateş" ortamındaki ziyaretinde neler yaşandı?
Kazan-kazan
Moskova'da, Devlet Başkanı Mahmud Abbas, ev sahibi mevkidaşı Vladimir Putin ile altı yıl aradan sonra ilk kez bir araya geldi. Önceki toplantıdan farklı olarak, bu kez görüşmenin, Gazze Şeridi'nin İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) ile Hamas hareketi arasındaki çatışmanın savaş alanına dönüştüğü bir dönemde gerçekleşmesi dikkat çekiciydi.
Ziyaretten hemen önce, 10 Ağustos'ta, İsrail'in Hamas askeri üssü olduğunu iddia ettiği Gazze Şehri'ndeki bir okula düzenlenen IDF hava saldırısında 93 kişi hayatını kaybetti ve Ekim 2023'ten bu yana öldürülen Filistinli sayısı 40.000'in üzerine çıktı. Ancak IDF, Hamas'ın 10 Ağustos'taki okul saldırısındaki can kaybı sayısını abarttığını iddia etti.
Bu bağlamda, iki Filistinli ve Rus lider arasındaki görüşmenin odak noktasının Gazze Şeridi ve Orta Doğu'daki durum olduğunu anlamak zor değil. Abbas, "Birleşmiş Milletler (BM), ABD'nin baskısı altında, Filistin halkının haklarını koruyacak bir çözüm üretemedi." dedi. Aynı zamanda, "Bölgeyi koruma konusunda sabırlı ve kararlıyız ve çatışmaların sona ermesini, Filistinlilerin yerinden edilmesinin durdurulmasını ve insani yardımların artırılmasını talep ediyoruz." diye vurguladı.
Abbas'ın yukarıdaki açıklamayı yapması dikkat çekicidir; BM Güvenlik Konseyi, Cezayir'in talebi üzerine Orta Doğu'daki durumla ilgili acil bir toplantı düzenlerken, toplantının odak noktası Gazze meselesiydi. Genel Sekreter Antonio Guterres, okula yapılan saldırıyı eleştirdi ve Mısır, Katar ve ABD'nin ateşkese doğru ilerleme, rehineleri serbest bırakma ve insani yardım sağlama girişimlerini memnuniyetle karşıladı. Rusya'nın BM Daimi Temsilciliği Başkan Yardımcısı Dmitry Polyanskiy ise Güvenlik Konseyi'nin Gazze'deki gerginliği azaltmaya katkıda bulunabilecek, bu bölgeye yönelik ortak bir denetim planı gibi çözümleri değerlendirmesi gerektiğini söyledi.
Bu arada, Orta Doğu'dan bir konukla yaptığı görüşmede Devlet Başkanı Vladimir Putin, "bölgede kalıcı, istikrarlı ve sürdürülebilir bir barışın sağlanması için tam teşekküllü bir Filistin devleti kurulması gerektiğine" inanıyor. Rus Dışişleri Bakanı, ülkesinin Filistin'deki "büyük acıyı önemsediğini ve anladığını" belirtti. Rusya, şimdiye kadar Gazze Şeridi'ne her türlü ihtiyaç malzemesi ve eşyayı içeren 700 ton yardım gönderdi.
Ancak bazı gözlemcilere göre Rusya'nın Gazze Şeridi'ndeki çatışmada daha aktif bir rol oynaması gerekiyor. Ekim 2023'te, Rusya'nın Güvenlik Konseyi'nde Gazze Şeridi'nde ateşkese ilişkin önerdiği karar tasarısı ABD, İngiltere, Fransa ve Japonya tarafından veto edildi.
Şubat 2024'te Rusya'nın başkanlığında Filistin'de Hamas, Fetih ve İslami Cihat arasında düzenlenen konferans sonuçsuz kaldı. Oxford Üniversitesi'nden (İngiltere) "Afrika'da Rusya" kitabının yazarı Profesör Samuel Ramani, Sayın Putin ile Sayın Abbas arasındaki görüşmenin yalnızca Rusya'nın Filistin konusundaki görüşlerini ifade etmekle kalmayıp, aynı zamanda ülkenin Orta Doğu'daki yumuşak gücünü güçlendirmeye de katkıda bulunduğunu belirtti.
Abbas da, BM Güvenlik Konseyi daimi üyesi Rusya'nın Filistin meselesine verdiği desteği yineledi ve Moskova'yı İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki askeri operasyonlarına destek vermemeye çağırdı. Bu durum, Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zaharova'nın 10 Ağustos'taki İsrail saldırısıyla ilgili açıklamasında da dile getirildi. Zaharova, İsrail'i "sivillere saldırmayı bırakmaya" ve "böyle bir faaliyet için hiçbir neden olmadığına inanıyoruz" çağrısında bulundu.
Yeni arkadaş
Bu arada, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın Türkiye ziyareti, iki ülke arasındaki giderek yakınlaşan ilişkilerin bir yansıması. Türk basınına göre, ülkenin Abbas'ı parlamentoya gelip konuşma yapması için davet etmesi, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun 24 Temmuz'da ABD Kongresi'nde yaptığı ve sıcak bir karşılama ve alkışlarla karşılanan konuşmasına bir yanıt niteliğinde.
Gazze Şeridi'ndeki çatışmanın patlak vermesinden bu yana Ankara, Yahudi Devleti'ni sert bir şekilde eleştirerek ikili ilişkilere ciddi zarar verdi. Mayıs ayı başlarında Türkiye, 6,8 milyar ABD dolarına (2023) ulaşan İsrail'e tüm ithalat ve ihracatını askıya aldı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Filistinlilere yardım etmek için "İsrail'e" asker gönderme olasılığını bile açık bıraktı, ancak bu olasılığın düşük olduğu belirtiliyor. Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) üyesi olan Ankara, Gazze Şeridi'ndeki çatışma nedeniyle blok ile İsrail arasındaki iş birliğini engelleme yönünde oy kullandı.
Sayın Abbas'ın törenle karşılanması, Türkiye'nin Gazze Şeridi'ndeki çatışmaya ilişkin net duruşunu yansıtmakta, özellikle Körfez Müslüman ülkeleriyle ilişkilerini ve genel olarak da Ortadoğu bölgesindeki konumunu ve rolünü güçlendirmektedir.
Filistin tarafında ise ziyaret, birçok ülke ve bölgenin, çatışmanın sona erdirilmesi ve çalkantılı ve acı dolu Gazze topraklarında barışın yeniden sağlanması nihai hedefiyle bu ülkeyi desteklemeye devam ettiği gerçeğini yansıtmaktadır.
[reklam_2]
Kaynak: https://baoquocte.vn/tong-thong-palestine-toi-nga-va-tho-nhi-ky-chuyen-tham-dac-biet-282680.html






Yorum (0)