
Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ), küresel mal ticaretinin bileşik endeksi olan küresel mal ticareti barometresinin (GTB), ithalatçıların tarife dalgası beklentisiyle büyük miktarlarda mal satın almasıyla Mart 2025'teki 102,8 seviyesinden 103,5'e yükseldiğini duyurdu. Ancak, yeni ihracat siparişleri endeksi 97,9'a geriledi ve bu da 2025 yılı sonuna kadar ticaret büyümesinde yavaşlamaya işaret ediyor.
DTÖ rakamları, uzun süreli bir yavaşlama endişeleri arasında ticaret örgütlerinin görüşleriyle uyumlu. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü'nün (OECD) son tahminlerine göre, küresel GSYİH 2025 yılında yalnızca yaklaşık %2,9 oranında artabilir; bu, tarihsel ortalamanın altında ve aynı zamanda Covid-19 pandemisinden bu yana en düşük seviye. Uluslararası Para Fonu (IMF) %3,3'lük bir büyüme tahminiyle daha iyimser olsa da, risklerin olumsuz yönde olduğunu vurguluyor.
Asıl endişe, karmaşık ve kontrol edilmesi zor jeopolitik eğilimlerden kaynaklanıyor. IMF Genel Müdür Yardımcısı Gita Gopinath, "Şu anda en tehlikeli şey, jeopolitik şokların sıkı para politikasıyla birlikte ortaya çıkması. Petrol fiyatları aylarca varil başına 110 doların üzerinde seyrederse, merkez bankaları faiz oranlarını beklendiği gibi düşüremeyecek ve küresel ekonomi teknik bir durgunluk riskiyle karşı karşıya kalacak." değerlendirmesinde bulundu.
Bu değerlendirme gerçeğe yakın, çünkü İran ve İsrail arasındaki çatışma bölgesel bir savaşa dönüşme tehlikesini sürdürüyor. Küresel ham petrolün yaklaşık %20'sinin taşındığı Hürmüz Boğazı, enerji piyasası için potansiyel bir darboğaz haline geldi. Brent petrolünün fiyatı Haziran başından bu yana varil başına yaklaşık 10 dolar arttı.
Birçok analist, çatışma devam ederse petrol fiyatlarının varil başına 110 doları aşabileceğine inanıyor. Özellikle Avrupa ve Japonya gibi büyük enerji ithalatçısı ekonomiler için domino etkisi hafife alınmamalı.
Bu arada, Rusya-Ukrayna savaşı da sonu görünmeden devam ediyor. Bu çatışmanın etkisi artık enerji sektörüyle sınırlı değil, tarım ürünleri, metaller vb. tedarik zincirine de yayılmış durumda.
İhracat ve siyasi istikrara büyük ölçüde bağımlı olan Avro Bölgesi, 2025 yılında büyümenin sadece %1,0-1,3 seviyesinde gerçekleşmesinin beklenmesiyle geri planda kalıyor. Eski Kıta'da enflasyon yavaşlamış olsa da, Avrupa Merkez Bankası (ECB) riskleri kontrol altına almak için ortalamanın üzerinde faiz oranları uygulayarak yatırım ve tüketimi zayıflatıyor.
ABD ve Çin ekonomileri artık geçmişteki gibi büyümenin lokomotifleri değil. ABD, ticaret politikalarının daha da sertleşmesiyle bir dönüm noktasıyla karşı karşıya.
Beyaz Saray'ın Çin ve Meksika'dan yapılan ithalata yeniden gümrük vergisi koyması, yalnızca iç tüketici maliyetlerini artırmakla kalmıyor, aynı zamanda küresel tedarik zincirleri üzerinde olumsuz etkilere de yol açıyor.
Gayrimenkul krizi, yüksek genç işsizliği ve ABD-Çin ticaret gerginliği gibi sistemik sorunların yaşandığı Çin'de 2025 yılı büyüme tahmini sadece yüzde 4,3-4,7 civarında.
Pekin, kamu yatırımlarını ve iç tüketimi artırmak için mali teşvik paketleri uygulamaya başladı, ancak etkisi belirsiz. Bu zorlu tablonun ortasında, yüksek emtia fiyatları ve sermaye maliyetlerinin baskısına rağmen Hindistan ve Güneydoğu Asya ekonomileri parlak noktalar olarak öne çıktı.
2025'in ikinci yarısında küresel ekonominin görünümü karmaşıktır ve karanlık noktalar hâlâ hakimdir. Ancak, büyük ekonomiler makroekonomik istikrarı korur ve esnek politika koordinasyonuna sahip olursa, fırsatlar devam etmektedir.
Yatırım portföyünü ayarlamak, dinamik gelişen pazarlara ve enerji, tarım, akıllı üretim teknolojileri gibi temel sektörlere yönelmek uygulanabilir bir strateji olacaktır.
OECD Başekonomisti Clare Lombardelli, küresel büyümenin birçok yönden baskı altında olduğu bir ortamda ekonomilerin sıcak büyüme yerine istikrara öncelik vermesi gerektiğini söyledi.
Mevcut senaryoya göre, 2025'in ikinci yarısında küresel ekonomi, hem hükümetlerin hem de işletmelerin tüm politika kararlarında temkinli davranmasını, uyum sağlamasını ve yenilikçi olmasını gerektiriyor. Bu, yalnızca fırtınayı atlatma dönemi değil, aynı zamanda dünya ekonomik sisteminin dayanıklılığının ve sürdürülebilir toparlanmasının da bir sınavı.
Kaynak: https://hanoimoi.vn/trien-vong-kinh-te-toan-cau-6-thang-cuoi-nam-2025-tang-truong-mong-manh-trong-song-gio-707328.html






Yorum (0)