Donald Trump'ın geri dönüşü yalnızca Amerikan siyasetinde bir dönüm noktası olmakla kalmıyor, aynı zamanda özellikle Güney Yarımküre'de uluslararası ilişkiler üzerinde de derin bir etki yaratacak gibi görünüyor.
| "Önce Amerika" sloganıyla, "Trump 2.0" dönemi Güney Yarımküre'de derin ve geniş kapsamlı etkilere yol açabilir. (Kaynak: South China Morning Post) |
Uluslararası ilgiyi üzerine çeken ABD başkanlık seçimleri, Donald Trump'ın rakibi Kamala Harris'e karşı Beyaz Saray'a başarılı "dönüşü" ile sonuçlandı. Bu tarihi geri dönüşün, özellikle Ukrayna, Gazze Şeridi ve Hint-Pasifik bölgesindeki durumlar olmak üzere, dünya üzerinde birçok etkisi olması bekleniyor. Özellikle, son akademik çevrelerde tartışılan önemli bir konu, seçilmiş başkan Trump'ın görev süresinin Güney Yarımküre üzerindeki etkisidir.
Güney Yarımküre'deki yükselen güçler, örneğin Brezilya, Meksika, Hindistan, Endonezya ve Güney Afrika, dünya siyasetinde giderek daha önemli bir rol oynamaktadır. Son BRICS zirveleri (Kazan 2024) ve G20 zirvesi (Yeni Delhi 2023), Güney Yarımküre'deki bu yükselen yıldızların çok taraflı sistemi yeniden yapılandırmadaki etkisinin somut kanıtıdır ve süper güçleri artık uluslararası ilişkilerde tek itici güç olmaktan çıkarmaktadır.
"Trump 1.0" döneminde, Güney Yarımküre ülkeleri Çin ile ilişkilerinde mesafeyi koruma baskısıyla karşı karşıya kaldı. Özellikle Yeni Delhi, Dörtlü Güvenlik Diyaloğu (Quad) aracılığıyla ABD'nin Hint- Pasifik stratejisinin bir parçası haline geldi. Tarihsel olarak, Yeni Delhi ve Pekin arasında çözülmemiş birçok anlaşmazlık vardı ve iki ülke arasındaki sınır gerilimleri Güney Asya'daki jeopolitik ve güvenlik durumunu sık sık bozdu.
Trump'ın ikinci bir dönem başkanlık yapması, özellikle göçmenlik konusundaki çatışmacı yaklaşımı göz önüne alındığında, Meksika ile diplomatik gerilimlere yol açabilir. Meksika, çıkarlarını ABD'ninkilerle yakından uyumlu hale getirmezse, ciddi jeopolitik istikrarsızlıkla karşı karşıya kalabilir. Yeni Washington yönetimi Meksika'ya yönelik güvenlik taahhütlerini azaltırsa, Latin Amerika ülkesinin savunma özerkliğini güçlendirmesi gerekecektir.
Seçilmiş Başkan Trump'ın korumacı tutumu nedeniyle "Trump 2.0" dönemi Güney Yarımküre'de ekonomik çalkantılara yol açabilir. Kampanyası sırasında Trump, ABD ithalatına uygulanan gümrük vergilerini artırmaktan bahsetmişti; bu durum gelişmekte olan ülkeleri etkileyebilir, işgücü için önemli sonuçlar doğurabilir ve özellikle Asya ve Latin Amerika'da piyasa istikrarsızlığına neden olabilir. Dahası, Trump elektrikli araçlara (EV'lere) karşı olduğunu ve göreve gelir gelmez zorunlu EV düzenlemelerini yürürlükten kaldıracağını açıklamıştı.
Trump, Çin'den yapılan ithalata yaklaşık %60 oranında gümrük vergisi uygulama, Pekin'in En Çok Tercih Edilen Ulus (MFN) statüsünü iptal etme ve potansiyel olarak ABD-Çin ticaret savaşını yeniden başlatma sözü verdi. Pekin'in MFN listesinden çıkarılması durumunda, iki süper güç arasındaki gerilimler, işletmelerin üretim tesislerini Güney Yarımküre'deki diğer ülkelere taşımalarına neden olabilir.
ABD'nin seçilmiş başkanı uluslararası ithalata faiz uygularsa, bunun sonucu enflasyon olacaktır. Bunu ele almak için Washington'ın faiz oranlarını yükseltmek üzere mali politikayı ayarlaması gerekecektir. Bu, küresel ticaret akışlarını bozabilir, çünkü ABD doları şu anda küresel ekonomik büyümenin bir göstergesi olarak kabul edilmektedir.
"ABD hapşırınca dünya nezle olur" sözünde olduğu gibi, Trump'ın Beyaz Saray'a dönüşü, ABD'nin yeni başkanının selefi Joe Biden'ın politikalarını tersine çevirip ilk döneminin politikalarını yeniden uygulamaya koyması beklendiği için küresel piyasalarda dalgalanmalara yol açabilir.
Washington, "Amerika'yı Yeniden Büyük Yap" sloganını ve "Önce Amerika" ilkesini kullanarak, uluslararası kuruluşlara sağlanan fonları azaltabilir ve Avrupa Birliği gibi müttefiklerine ekonomik ve siyasi zorluklar çıkarabilir.
[reklam_2]
Kaynak: https://baoquocte.vn/ong-donald-trump-tai-xuat-cuc-dien-nam-ban-ca-u-co-da-o-chie-u-294681.html






Yorum (0)