1. Özgürlük Heykeli
Özgürlük Heykeli, özgürlüğün, barışın ve inancın simgesidir. (Fotoğraf kaynağı: Derleme)
ABD'deki tarihi yerlerden bahsederken, özgürlüğün, barışın ve inancın simgesi olan Özgürlük Heykeli'nden bahsetmemek olmaz. 1886 yılında Fransa tarafından ABD'ye hediye edilen heykel, geçmişte milyonlarca göçmene kucak açan Amerikan rüyasının ölümsüz bir sembolü olarak Özgürlük Adası'nda dimdik ayakta duruyor.
Kaidesiyle birlikte 90 metreden yüksek olan Özgürlük Heykeli, tarihin çalkantılı ama bir o kadar da parlak bir dönemine tanıklık ediyor. Sağ elinde bir meşale, sol elinde Bağımsızlık Bildirgesi ve ayaklarının dibinde kırık zincirler var; hepsi de sonsuz özgürlük arzusunun sözsüz bir beyanı.
Gözlem güvertesine adım atan ziyaretçiler, muhteşem New York şehrinin panoramik manzarasını hayranlıkla izleyebilecekler. Ancak bu güzelliğin ötesinde, tarihle diyalog halinde olma, yüzyıllar öncesinin hayatını değiştirme arzusunun yankılarını dinleme, okyanusu aşan ve sınırsız umut taşıyan gemilerin hikayesini dinleme hissi de var.
2. Bağımsızlık Salonu
Bağımsızlık Salonu, antik Philadelphia'nın kalbinde yer almaktadır (Fotoğraf kaynağı: Derleme)
Antik Philadelphia'nın kalbinde, tarihi Amerikan anıtı Bağımsızlık Salonu, modern demokrasinin mütevazı ama görkemli bir tanığı olarak yükseliyor. 1776'da, Amerika Birleşik Devletleri'nin doğuşunun temellerini atan Bağımsızlık Bildirgesi burada imzalanmıştı.
Bina, kasvetli kırmızı tuğlaları, zarif beyaz kubbeleri ve yükselen çan kulesiyle klasik Gürcü mimarisine sahiptir. Ana salonda atılan her adım, eski konferans masasına her bakış, bildirgenin her kelimesini çekiçle döven demir bir kalemin sesini, özgürlük ve eşitlik ideallerinin yankısını dinlemek gibidir.
Bağımsızlık Sarayı sadece bir bina değil, bir ulusun doğum yeridir. Kurucu ataların tiranlıksız bir gelecek hayal ettiği, halkın sesinin tüm kurumların temeli olduğu yerdir. Buraya gelen insanlar, demokrasinin ruhuna dokunuyor, adaletin ebedi değerine olan inançlarını yeniden canlandırıyor gibi görünüyor.
3. Rushmore Dağı
Rushmore Dağı, Güney Dakota'nın ortasında taştan bir destan gibi görünüyor (Fotoğraf kaynağı: Toplandı)
Güney Dakota'nın bulutlarla kaplı dağlarında yer alan Mount Rushmore, taştan bir destan gibi görünüyor. Granit kayalığa dört ABD başkanının görkemli resimlerinin oyulmuş olduğu bu yer, Amerika'nın görkemli ve manevi tarihi anıtlarından biri olarak kabul ediliyor.
George Washington, Thomas Jefferson, Theodore Roosevelt ve Abraham Lincoln – bu dört yüz, yalnızca dört farklı tarihi dönemi temsil etmekle kalmıyor, aynı zamanda cesareti, öncü idealleri, reform politikalarını ve birlik arzusunu da temsil ediyor. Kayaya oyulmuş her yüz özelliği, büyük bir gücün büyümesini ve gelişimini tasvir eden bir tarih kesitidir.
Rushmore Dağı'nın eteklerinde duran insanlar, doğanın ihtişamı ve tarihin büyüklüğü karşısında bir anda küçülüyor. Burası sadece ünlü bir turistik yer değil, aynı zamanda zamanın değerini, bir ulusun yıkıntı ve bölünmeden barış ve kalkınmaya uzanan yolculuğunu tefekkür etmek için de bir yer.
4. Alcatraz
Alcatraz, Amerika'nın en özel tarihi mekanlarından biri haline geldi (Fotoğraf kaynağı: Derleme)
Diğer anıtlar özgürlüğü yüceltirken, Alcatraz tam tersini, yani hapsedilmeyi çağrıştırıyor. Ama San Francisco açıklarındaki bu küçük adayı Amerika'nın en özgün tarihi mekanlarından biri yapan da bu.
Bir zamanlar askeri bir kale, ardından da maksimum güvenlikli bir hapishane olan Alcatraz, Al Capone ve George "Makineli Tüfek" Kelly gibi kötü şöhretli suçlulara ev sahipliği yaptı. Soğuk duvarlar, yalnız hücreler, demir kapıların kapanma sesi; hepsi bizi suç ve adaletin su kenarında mücadele ettiği zamanlara geri götürüyor.
Ancak Alcatraz sadece suçla ilgili değil. Aynı zamanda bir mücadele sembolü. Yerli Amerikalı tutsaklar, 1969-1971 Sivil Haklar Hareketi sırasında adayı işgal etmiş ve bu da Alcatraz'ı modern Amerikan tarihinde önemli bir direniş sembolü haline getirmiştir.
Alcatraz'a yapacağınız bir ziyaret, sınırların dünyasına bir yolculuktur: doğru ile yanlış, özgürlük ile tecrit, geçmişin yankıları ile bugünün sesleri arasında. Unutulmaz ama bir o kadar da ürkütücü bir yolculuk.
5. Gettysburg
Gettysburg, 1863'te Amerikan İç Savaşı'nın en şiddetli savaş alanıydı (Fotoğraf kaynağı: Derleme)
Amerika'daki tüm tarihi yerler arasında Gettysburg belki de en yürek burkanıdır. Amerikan İç Savaşı'nın en çetin savaş alanı olan bu yer, Temmuz 1863'te sadece üç gün içinde 50.000'den fazla askerin öldüğü bir yerdi.
Bugün bu huzurlu topraklar bir zamanlar bombalar ve kurşunlarla yarılmış, kardeşlerin birbirleriyle savaştığı, genç bir ulusun kaderinin belirlendiği yerdi. Başkan Abraham Lincoln, özgürlüğün bağışlanmadığını, kan ve gözyaşlarıyla kazanıldığını hatırlatan kısa ama derin bir metin olan ünlü Gettysburg Konuşması'nı burada yapmıştı.
Ziyaretçiler yemyeşil tarlalarda ve sessiz mezarlıkta tarihin her esintisini hissedebilirler. Gettysburg sadece bir anma yeri değil, aynı zamanda ulusal şifa ve birliğin de sembolüdür. Tarihin uyumadığı, her Amerikalının kalbinde sonsuza dek yaşadığı bir yerdir.
Amerika'daki her tarihi mekan, renkli ve duygusal bir sayfa açan bir kapıdır. Sadece güzel değil, aynı zamanda zamanın ve anlamın derinliğini de taşıyan bir gezi arıyorsanız, Amerika'daki tarihi mekanları ziyaret etmek harika bir seçim olacaktır. Bu, sadece güzel fotoğraflar çekmek için değil, aynı zamanda kendi destanını yavaş yavaş yazan bir milletin ölümsüz yankılarını kalbinizde yaşatmak için de bir fırsattır.
Kaynak: https://www.vietravel.com/vn/am-thuc-kham-pha/di-tich-lich-su-o-my-v17356.aspx
Yorum (0)