27 Temmuz'da Golan Tepeleri'ndeki bir futbol sahasına düzenlenen ve 12 gencin ölümüne yol açan roket saldırısı, İsrail ile Lübnan'daki Hizbullah hareketi arasında bir çatışma riskini gündeme getirdi.
| İsrail'in Lübnan'ın güney sınırındaki bir noktadan düzenlediği topçu ateşinin ardından dumanlar yükseliyor. (Kaynak: AFP) |
Reuters haber ajansı, İsrail Başbakanlık Ofisi'nin 28 Temmuz'da yaptığı açıklamada, güvenlik kabinesinin Başbakan Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant'a, ülkenin bir gün önce Golan Tepeleri'ne düzenlenen roket saldırısına vereceği yanıtın ölçeği ve zamanlaması konusunda karar verme yetkisi verdiğini bildirdi.
İsrail ve ABD, olayın sorumluluğunu Hizbullah'a yüklerken, Lübnan hareketi ise suçlamayı reddederek saldırıda herhangi bir sorumluluğu olmadığını savundu.
Aynı gün, ABD Senatosu Çoğunluk Lideri Chuck Schumer, CGS News'e yaptığı açıklamada, saldırıya ilişkin yaptığı açıklamada, İsrail'in Hizbullah'a karşı kendini savunma hakkına sahip olduğunu söyledi.
Bölgesel savaş riski
Mısır, 27 Temmuz'da İsrail işgali altındaki Golan Tepeleri'ndeki Mecdel Şems köyündeki bir futbol stadyumuna düzenlenen saldırının ardından Lübnan'da yeni bir çatışma cephesi açılma riski konusunda uyarıda bulundu.
Mısır Dışişleri Bakanlığı aynı gün yaptığı açıklamada, "son gelişmelerin Ortadoğu'yu tam kapsamlı bir bölgesel savaşa sürükleyebileceğini" vurgulayarak, Lübnan'ın, halkının ve kurumlarının "felaketten" korunması ve desteklenmesi çağrısında bulundu.
Bakanlık ayrıca, Mısır'ın küresel barış ve güvenliği tehdit edebileceği uyarısında bulunduğu çatışmanın tırmanmasının yol açabileceği felaketli sonuçları önlemek için uluslararası toplumu derhal müdahale etmeye çağırdı.
Mısır ayrıca Gazze'deki tehlikeler konusundaki uyarılarını yineleyerek, taraflara, Gazze'deki insani felaketin en kısa sürede sona erdirilmesi ve bölgede güvenlik ve istikrarın yeniden sağlanması için derhal kapsamlı bir ateşkes sağlanması çağrısında bulundu.
Bölgede gerginliğin yaşandığı bir dönemde, yine 28 Temmuz'da Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Filistinlilere destek amacıyla İsrail'e saldırı tehdidinde bulunmuş, bunun üzerine Tel Aviv karşı saldırıya geçmişti.
Ancak Reuters, 29 Temmuz'da üst düzey bir İsrail savunma yetkilisine dayandırdığı haberinde, ülkenin Hizbullah'a saldırmak istediğini ancak bölgeyi tam kapsamlı bir savaşa sürüklemek istemediğini söyledi.
Kaynaklar, İsrail'in birkaç gün içinde Hizbullah ile çatışma olasılığına karşı hazırlık yaptığını söylüyor.
ABD tarafında ise Axios haber portalı, ismi açıklanmayan ABD'li ve İsrailli yetkililere dayandırdığı haberinde, Washington'un Ortadoğu'daki yakın müttefiki Hizbullah'ı, Lübnan'ın başkenti Beyrut'taki Hizbullah hedeflerine saldırma niyetinin, hareketin misilleme yapması durumunda kontrolden çıkacak bir duruma yol açabileceği konusunda uyardığını bildirdi.
İsmi açıklanmayan bir ABD'li yetkili Axios'a yaptığı açıklamada, Washington'un İsrail'in Beyrut'taki hedeflere yönelik bir askeri saldırısının "Hizbullah için potansiyel bir kırmızı çizgi" olduğuna inandığını söyledi.
"Pandora'nın kutusu"nun açılma tehlikesiyle karşı karşıya kalan ABD, Norveç ve İrlanda, 29 Temmuz'da vatandaşlarını Lübnan'dan ayrılmaya çağırdı.
| Golan Tepeleri'nde 12 gencin ölümüne yol açan saldırı, Orta Doğu'da tehlikeli bir 'Pandora'nın Kutusu'nun açılmasına neden olma riski taşıyor. (Kaynak: Getty Images) |
"Yangını söndürmek" için uluslararası çabalar
Yukarıdaki durum karşısında birçok ülke tüm taraflara itidal çağrısında bulunurken, İsrail'den de ateşkesi talep etti.
29 Temmuz'da TASS haber ajansı şöyle bir alıntı yaptı: Rusya'nın İsrail Büyükelçisi Anatoly Viktorov, "Derhal ateşkes sağlanması önemli. İsrail yönetimine bir sinyal gönderiyoruz" dedi.
Lübnan ve bölgedeki diğer güçlerin İsrail'e karşı büyük çaplı bir savaş başlatma niyetinde olmadığını değerlendiren Rus Büyükelçi, tarafları itidal göstermeye çağırarak, "Bu kısır döngünün kırılması gerekiyor, aksi takdirde şu anda yaşananlardan çok daha büyük bir felaket yaşanacak" dedi.
Benzer şekilde, yeni seçilen İngiliz Başbakanı Keir Starmer, ateşkese doğru acil adımlar atılması, rehinelerin serbest bırakılması ve çaresiz insanlara daha fazla insani yardım ulaştırılması gerektiğini söyledi, ancak aynı zamanda "İsrail'in uluslararası hukuk uyarınca kendini savunma hakkına destek" verdiğini de yineledi.
Avrupa Birliği (AB), daha önce 28 Temmuz'da tüm tarafları dikkatli olmaya ve tırmanmaktan kaçınmaya çağırmıştı.
AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, 28 Temmuz'da X adlı sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Golan Tepeleri'ndeki şiddeti sert bir dille eleştirerek, bağımsız bir uluslararası soruşturmanın gerekliliğini vurguladı.
Lübnan tarafında ise Başbakan Necip Mikati, gerginliğin tırmanmasını önlemek için ülkenin güneyinde kapsamlı bir ateşkes sağlanması ve BM'nin 1701 sayılı kararının tam olarak uygulanması çağrısında bulundu.
Lübnan Hükümeti'nin sivillere yönelik her türlü şiddeti kınadığını vurgulayan Mikati, daha fazla insan kaybının önlenmesi ve sahadaki durumun daha da kötüleşmesinin önüne geçilmesi için tek uygulanabilir çözümün tüm cephelerde kalıcı bir ateşkes olduğunu belirtti.
Başbakan Mikati, mevcut olağanüstü durumu ve İsrail'in Lübnan'a yönelik tehditlerini izlemek amacıyla bir dizi diplomatik ve siyasi temas gerçekleştirdi.
Bu arada Lübnan Dışişleri Bakanı Abdullah Bu Habib, saldırının sorumluları hakkında "gerçeği öğrenmek" için uluslararası bir soruşturma başlatılması veya ülkedeki Birleşmiş Milletler Barış Gücü'nün (UNIFIL) organize edeceği üçlü bir komisyonun toplantıya çağrılması çağrısında bulundu.
Üçlü komisyonda Lübnan ve İsrail'den askeri yetkililerin yanı sıra UNIFIL temsilcileri de yer aldı.
[reklam_2]
Source: https://baoquocte.vn/vu-tan-cong-cao-nguyen-golan-hop-pandora-se-mo-lebanon-khan-cap-keu-goi-dieu-tra-quoc-te-the-gioi-no-luc-dap-lua-280577.html






Yorum (0)