Sevdiğiniz kişiye sevgi, şefkat ve ilgi göstermek de 8 Mart'ta tatlı bir hediyedir - Fotoğraf: QUANG DINH
Hediyeler ve çiçekler sadece birer 'araç'tır
Saigon'da büyük bir çiçekçi dükkanının sahibiyim. Her 8 Mart'ta, öğleden sonra, hatta gece 10'dan sonra, kadınlarına çiçek almaya gelen birçok müşteri görünce şaşırıyorum. 8 Mart akşamı, gündüzden bile daha kalabalık oluyor.
O sırada adamlar hem sevimli hem de komik görünüyorlardı: Bir adam aceleyle içeri girip çiçek almaya gitti, "Herhangi bir çiçek sorun değil, görevi bitirmek için hemen geri dön" dedi; bir adam sarhoştu, sendeleyerek dükkana girdi, kelimeleri geveledi ve bir buket çiçekle çıktı. Bir diğeri aceleyle bir hediye getirdi ve "Çiçeklerle birlikte paketle, geç oldu, acele et, ne olursa olsun" dedi.
Acaba çiçekleri ve hediyeyi bu şekilde aldığında nasıl hissedecek? Aceleyle çiçek alıp gece geç saatlerde vermek, büyük ihtimalle onun hoşuna gitmeyecek çiçeklerle sonuçlanacaktır.
8 Mart'ın özel bir gün olduğunu düşünüyordu ama kocası eve hiç gelmiyordu. Gece geç saatlerde, elinde çiçek sepetiyle "erişte" kadar sarhoş bir halde çıkageldi. Çok mutluydu.
8 Mart'ta kocası hiçbir şey söylemedi, tek bir tatlı mesaj bile atmadı, işe gitmeden önce alnına bir öpücük bile kondurmadı. Gün boyunca karısıyla hiçbir şekilde iletişim kurmadı ve günün sonunda hiçbir çiçek veya hediye onu kurtaramadı.
Birçok erkek, kadınların hediyenin kendisine değil, "hediyenin ardındaki şeye" ihtiyaç duyduğunu anlamıyor. Yani kadınların sevilmeye, bakılmaya, değer verilmeye ve şefkat görmeye ihtiyacı var ve hediyeler ve çiçekler, erkeklerin bunu ifade etmelerinin birçok "aracından" sadece ikisi.
Peki "hediyenin ardında" ne var?
Arkadaşım karısına yıllardır, hatta 8 Mart'ta bile çiçek veya hediye vermiyor, ama karısı kocasından her zaman memnun. Her seferinde ondan gururla bahsediyor. Toplantılarda ve partilerde kocasına sevgi dolu gözlerle baktığını görüyorum.
Bir erkek karısına hayatı boyunca çiçek veya hediye vermez ama karısı yine de mutlu olur, neden?
Anlaşılan bu adam karısını her zaman en ince ayrıntısına kadar önemsiyormuş. Kadın, öğleden sonra işten sonra, ayakkabı tabanları gevşek olduğu için verandada ayaklarını sürüyerek yürüyormuş. Ertesi sabah ayakkabılarını giydiğinde, adamın haberi olmadan gizlice düzelttiğini görünce çok etkilenmiş. Her zaman beyaz ve temiz çarşaflı bir yatakta uyumak istemiş. Karısının isteklerini bilerek, beş takım güzel beyaz çarşaf almış.
Çarşafları her zaman ayrı yıkardı ki yeni gibi beyaz kalsınlar. Hatta rahatlaması için kokulu mumlar bile yakardı.
Karısı mutfağa her girdiğinde, sessizce bıçakları kontrol eder ve bilerdi. Bıçaklar her zaman keskindi. Karısı mutfakta "dans ederken", o da yardımcı rol oynardı. Karısı yemek pişirirken, o da bulaşıkları ve mutfak gereçlerini yıkardı. Yıkadıktan sonra sebzeleri toplamaya ve bulaşıkları yerleştirmeye yardım ederdi.
Karısı kendisi kanepede yatarken yerleri silerken "çok garip" olduğunu düşünüyor, bu yüzden "o yerleri silerken yapacak bir şeyler arıyordu." Tuvaleti temizlemiyorsa çamaşırları asıyor, çamaşırları asmıyorsa mobilyaları topluyordu.
Bahsedilen küçük şeyleri, herkesten çok karısı bilir; kocasının bunları sevgi ve şefkatle yaptığını. Eşi, onu bu kadar çok seven bir kocayla yaşadığı için ne kadar şanslı olduğunu bilir. Bu nedenle, 8 Mart ve diğer bayramlarda çiçek ve hediye almak eğlencelidir, almamak da sorun değildir. Kısacası, kocasından her gün "kalp çiçekleri" almıştır.
Bir arkadaşımın paylaşımını da okudum: "Eşim, baktığımda çok nazik. Saatimin pili bittiğinde hemen fark edip değiştirdi. Ayrıca hangi numara ayakkabı ve elbise giydiğimi de biliyor. 8 Mart'ta her zaman proaktif bir şekilde hediyeleri birkaç gün önceden alır. Üstelik bunları büyük bir özenle alır, seçim yaparken çok zaman harcar."
Her 8 Mart'ta hâlâ bir tartışma var: "Çiçek ve hediye almalı mıyız, almamalı mıyız?", "İçtenlikle birlikte yaşamak yeterli, neden ayrıntıya girelim?", "Kadınların hediyeye bu kadar ihtiyacı var mı?"... Cevap zaten yukarıdaki öykülerde.
Kadınlar hediye talep etmezler, onların asıl ihtiyacı olan o hediyenin ardındaki sevgi, şefkat ve ilgidir.
[reklam_2]
Kaynak






Yorum (0)