Zamanla biriken duygular, insanların yüzlerine düşündüğümüzden daha fazla yansıyabiliyor.
Kişilik ve Sosyal Psikoloji Dergisi'nde yayınlanan bir araştırma, insanların yüzleri doğal halleriyle gözlemleyerek, bir kişinin zengin mi yoksa fakir mi olduğunu şansa göre daha doğru bir şekilde belirleyebildiğini ortaya koydu.
Bu sonuç ilginçtir çünkü psikolojideki bilindik bir soruya değinmektedir: Yaşam ve çevre, yüzde görünür izler bırakabilir mi?
Uzun vadeli duygular yüzünüzde iz bırakır
Toronto Üniversitesi yazarlarına göre, kalıcı duygusal izler en büyük fark yaratan etkendi. Daha iyi maddi koşullara sahip kişiler daha az kronik kaygı yaşama eğilimindeydi.

Çalışmada kullanılan yüzlerden bazıları. Soldaki dört kişinin geliri, sağdaki dört kişiden daha yüksek (Fotoğraf: RB).
Bu rahatlık sadece kişinin tavrına değil, aynı zamanda yüzüne de yavaş yavaş yansır. Yüz kaslarının yıllar boyunca tekrarlayan hareketleri, belirgin çizgiler oluşturur ve başkalarının farkına bile varmadan farkı fark etmesini mümkün kılar.
Lisansüstü öğrencisi ve çalışmanın ortak yazarı R. Thora Bjornsdottir, sürdürülebilir mutluluk ile sosyal sınıf arasındaki bağlantının daha önceki çalışmalarda defalarca gösterildiğini söylüyor.
Bu araştırmanın yeni yanı, gençlerin yüzlerinde, güçlü ifadeler yapmasalar bile, sinyalin açıkça mevcut olduğunu bulmuş olmaları.
Araştırmacılar 81 öğrenciyle bir deney gerçekleştirdi. Öğrencilere, 18 ila 35 yaşları arasında, dövmesiz ve küpesiz, erkek ve kadın olmak üzere 160 siyah beyaz fotoğraf gösterildi.
Fotoğraflardaki kişiler gelirlerine göre iki gruba ayrıldı. Yılda 150.000 dolardan fazla kazananlar zengin, 35.000 dolardan az kazananlar ise işçi sınıfı olarak sınıflandırıldı. Tüm fotoğraflar, manipülasyon veya düzenleme miktarını sınırlamak için çevrimiçi arkadaşlık sitelerinden alınmıştır.
Her yüzün sosyal sınıfını tahmin etmeleri istendiğinde, öğrenciler %68 oranında doğru tahminde bulundu. Bu sayı Profesör Nicholas Rule'u şaşırttı çünkü yüzler arasındaki farklar o kadar küçüktü ki, normal gözlemle hemen fark edilemiyordu.
İlginçtir ki, çoğu öğrenci neden bu seçimi yaptığını açıklayamıyor. Bjornsdottir'e göre, bu değerlendirme süreci neredeyse bilinçsizce gerçekleşiyor.
Gözler ve ağız en çok dikkat çeken yerlerdir.
Ekip, yüzün belirli bölgelerine yakınlaştırıldığında, insanların yalnızca gözleri veya ağzı tahmin etmede hâlâ oldukça iyi olduklarını gördü.
Ağız genellikle olumlu duyguları yansıtır ve gözler, göz kenarlarındaki kırışıklıklar gibi tekrarlanan gülümsemelerin izlerinin saklandığı bir yerdir. Bu özellikler her zaman belirgin olmasa da, genel bir rahatlık veya gerginlik hissi yaratmaya yeter.
Bjornsdottir, yıllarca tekrarlanan duyguların yüz kaslarının yapısını etkilediğini açıklıyor. Kronik kaygı yaşayan kişiler, çenelerini daha fazla gerer ve dudaklarını daha fazla büzer.
Pozitif bir ruh halindeki insanların ağızlarında ve gözlerinde farklı kas grupları bulunur. Profesör Rule'a göre yüz, duygusal geçmişimizin bir kaydı gibidir. Hiçbir şey ifade etmediğimizi düşünsek bile, yüzümüzde geçmiş durumların izleri kalır.
Ekip ayrıca fotoğraflardaki kişilerden gülümsemelerini istedi. Gülümsediklerinde, öğrencilerin zengin ve fakir arasındaki ayrımı yapma becerileri önemli ölçüde azaldı; bu da gülümsemenin ince ipuçlarını maskeleyebileceğini gösteriyor.
Ayrıca izleyicinin görüntüyü birkaç saniye veya yarım saniye izlemesi fark etmeksizin sonuçlar hemen hemen aynıydı; bu da değerlendirme tepkisinin çok hızlı gerçekleştiğini ve her zaman bilinçli olmadığını gösteriyordu.
Bilinçsiz önyargı, insanların olaylara bakış açısını etkiler
Deneyin sonunda öğrencilerden, sosyal sınıfla hiçbir ilgisi olmayan muhasebe gibi bir meslek için kimin uygun olabileceğini tahmin etmeleri istendi. Yine de çoğu öğrenci varlıklı gruptan yüzler seçti.
Bu sonuç, değerlendiricinin farkında olmasa bile ekonomik statü yanlılığının yeterlilik ve meslek algılarını güçlü bir şekilde etkileyebileceğini göstermektedir.
Araştırmacılar, bu keşfin, günlük yaşamda neden çoğunlukla kökenlerini tam olarak anlamadığımız çok küçük işaretlere dayanarak başkalarını yargıladığımızı açıklamaya yardımcı olduğunu söylüyor.
Araştırma aynı zamanda yaşam ortamlarının ve uzun vadeli duygusal durumların insan görünümünü nasıl şekillendirdiği konusunda yeni anlayış yolları açıyor.
Source: https://dantri.com.vn/khoa-hoc/khoa-hoc-tiet-lo-khac-biet-tren-guong-mat-nguoi-giau-va-nguoi-ngheo-20251121071424745.htm






Yorum (0)