Mutluluğu göstermek eğlenceli, peki ya ne? - İllüstrasyon: QUANG DINH
Bana göre, herkesin başarılarını, sevinçlerini ve kazanımlarını özgürce ifade etme ve paylaşma hakkı vardır. Bu eylemler yasaya veya ahlaka aykırı olmadığı sürece, hayattaki olumlu şeylerle övünme hakkı vardır.
Mutluluğun gösterişli bir şekilde anlatılması ilk kez olmuyor.
Ben erken 8X kuşağına aitim. İnternetin henüz yeni ortaya çıkmaya başladığı ve hayatımızı beklenmedik şekillerde değiştirdiği dönemi yaşıyorum.
Sonra Yahoo! Messenger'ın doğuşu ve yükselişi, internette dolaşmaya başladığım ilk günleri hatırlıyorum, o zamanlar "batnapquantai-honnguoiyeulancuoi", "duongxa-taditimem", "beyeucuaanh" gibi takma adlar (hesap adları) popülerdi.
O dönemde "havalı" bir isme sahip olmak da tepki çekiyordu; her ismin kendine özgü bir hikayesi vardı, kendine özgü bir tarzı ve kişiliği vardı. Bu, her bireyin kendini ifade etme fırsatı bulduğu, çeşitli ve canlı bir çevrimiçi topluluk yaratıyordu.
Sonra Yahoo! kapanınca, bütün sevinçler, üzüntüler, kazançlar, kayıplar anılara dönüştü.
Sonrasında birçok farklı sosyal medya platformunda hesabım oldu. Facebook'tan Instagram'a, Twitter'dan Zalo'ya, TikTok'a... hayatın her anını paylaşabileceğimiz, eski dostlarla bağlantı kurabileceğimiz veya yeni ilişkiler kurabileceğimiz yeni bir kapı aralıyor gibiydi.
Sosyal ağlarda isim vermek, resim, durum veya video paylaşmak artık günlük hayatın vazgeçilmez bir parçası haline geldi.
5 Mart'ta Facebook'ta bir erişim sorunu yaşandı. Kalbim aniden tekledi, bu da hayata dönüp bakmanın bir yolu!
Yani duyguların iniş çıkışlı, mutluluktan başarıya, başarısızlıktan zorluğa kadar nasıl bir yelpazede seyrettiğine tanıklık etmiş biri olarak, önemli olan, sevincin paylaşıldığını, hatta biraz övünmenin bile sadece gurur duymak veya dikkat çekmek için olmadığını, sosyal ağlarda paylaşılan her bir hikâyenin, anın artık sadece kişisel hayatın bir parçası değil, aynı zamanda içinde yaşadığımız çağın da bir parçası olduğunu görmeyi öğrendim.
Herkes gösteriş yapsın, ne kaybeder?
İnsanların sosyal medyada mutluluklarını ve başarılarını sergilemelerine ve paylaşmalarına izin verin, çünkü bu sadece kendilerine fayda sağlamakla kalmaz, aynı zamanda toplum için olumlu ve destekleyici bir ortam yaratır.
Öncelikle, övünmek ve sevincimizi paylaşmak insan doğasının bir parçasıdır. Mutluluğumuzu ve başarılarımızı her zaman sevdiklerimiz ve arkadaşlarımızla paylaşmak isteriz. Sosyal medyada bunu yapmak her zamankinden daha kolay ve aynı zamanda unutulmaz anları kutlamanın da bir yolu.
İkincisi, insanların övünmesine izin vererek olumlu ve motive edici bir çevrimiçi alan yaratırız. Başkalarının başarılı olduğunu gördüğümüzde cesaretlenir ve motive oluruz. Aynı zamanda, başkalarının mutluluklarını paylaştığını görmek, hayata daha iyimser bakmamıza da yardımcı olur.
Üçüncüsü, neşeyi göstermek ve paylaşmak olumlu bir dalga etkisi yaratabilir. Bir kişi neşesini paylaştığında, bu neşe toplumdaki diğer insanları da olumlu yönde etkileyebilir ve yayılabilir. Bu, herkesin başkaları tarafından cesaretlendirildiğini ve desteklendiğini hissettiği olumlu bir sarmalın oluşmasına yardımcı olur.
Sosyal medyada neşe ve mutluluk paylaşarak, yalnızca olumlu bir alan yaratmakla kalmıyor, aynı zamanda başkalarının kendilerini ifade etmelerine olanak tanıyan ve destekleyen bir ortam yaratıyoruz. Bu, her bireyin duygularını özgürce ifade edebileceği, başarılarını paylaşabileceği ve topluluktan cesaret alabileceği bir ortam.
Sosyal ağlarda neşe ve mutluluğu göstermek hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce mutluluğumuzu kendimize ve sevdiklerimize mi saklamalıyız? Lütfen görüşlerinizi tto@tuoitre.com.vn adresinden paylaşın. Tuoi Tre Online size teşekkür eder.
[reklam_2]
Kaynak






Yorum (0)