Özerklik sadece bir slogan değil, pek çok alanda gösterilmelidir: İşe alım, kaynak tahsisi, eğitim planlaması ve öğretim yöntemi seçimi.

Eğitimin anlamlı olabilmesi için okulların yukarıdan gelecek talimatları pasif bir şekilde beklemek yerine yaratıcı ve proaktif merkezler haline gelmeleri gerekir.
Bu dönemde, her okul kendi güçlü yönlerini öne çıkaracak, yerel pratik ihtiyaçlarla bağlantı kuracak ve daha dinamik bir eğitim ortamı yaratacak koşullara sahiptir. Öğretmenler yaratıcı olmaya teşvik edilirken, öğrencilerin sadece bir kalıbı takip etmek yerine kişiliklerini ve yeteneklerini geliştirmelerine olanak tanınır.
Ancak, denetimsiz özerklik, disiplin gevşekliğine ve hatta yetkinin kötüye kullanılmasına yol açabilir. Bu riski önlemek için bağımsız bir teftiş ve değerlendirme sistemi, şeffaf mali denetimler kurulması ve sonuçların toplumsal denetim için kamuoyuna duyurulması gerekmektedir.
Okullar sadece "güçlendirilmekle" kalmıyor, aynı zamanda eğitim kalitesinden idari verimliliğe ve bütçe kullanımına kadar her konuda net bir şekilde "hesap vermek" zorunda kalıyor. Yetki sorumlulukla birleştiğinde, özerklik bir ayrıcalık değil, inovasyonun itici gücü haline gelecektir.
Okullar, disiplin çerçevesinde yaratıcı olmak için daha fazla alana sahip olacak ve ebeveynlerin ve toplumun güvenini kazanacak. Özerklik ve sorumluluk, görünüşte birbirine zıt iki gerekliliği uzlaştırmanın yoludur: Disiplin ve yaratıcılık.
Bu aynı zamanda ülkenin artan inovasyon taleplerini karşılayan, hem esnek hem de sürdürülebilir, önemli bir eğitim inşa etmenin yoludur.
Kaynak: https://baolaocai.vn/tang-quyen-tu-chu-cho-truong-hoc-gan-trach-nhiem-ro-rang-post882048.html
Yorum (0)