Kültür, Spor ve Turizm Bakanlığı Turizm Genel Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada, "Tatil Mülkiyeti" sözleşmesi imzalanmadan önce bilgi edinilmesi zorunluluğunun vurgulanması amacıyla İl ve İlçe Turizm Müdürlüğü'ne 906/TCDL-KS sayılı yazının gönderildiği belirtildi.
Belgede, Turizm Genel Müdürlüğü'nün son zamanlarda vatandaşlardan "tatil sahipliği" hizmetlerinin satın alınmasıyla ilgili çok sayıda dilekçe ve mektup aldığı belirtiliyor. Dilekçenin içeriğinde, alıcının (tatil haftası sahibi) tatil sağlayıcısına sözleşme bedeli üzerinden ödeme yükümlülüğünün yanı sıra, her yıl için düzensiz olarak artan veya azalan yıllık ücretler veya bakım ücretleri de ödemesi gerektiği, bunun da sahibine zarar verdiği; reklam faaliyetleri yoluyla alıcının kafasını karıştırdığı veya ürün, hizmet ve diğer bazı içerikler hakkında eksik, yanıltıcı ve yanlış bilgi vererek gizlediği belirtiliyor.
Halkın meşru haklarının güvence altına alınması için Turizm Genel Müdürlüğü, Ulusal Rekabet Komisyonu ve Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın önerileri doğrultusunda yerel turizm işletme müdürlüklerinin halk arasında "tatil sahipliği" modeli hakkında farkındalık yaratmasını öneriyor.
Dolayısıyla, insanların ürün ve hizmetlerin niteliğini, faydalarını ve potansiyel risklerini net bir şekilde anlamaları gerekir. "Tatil sahipliği" tanıtımı ve sunumu yapılan bir etkinliğe katılmaya karar vermeden önce, etkinlikte tanıtılacak ürün ve hizmet türleri ve tedarikçi hakkında medya aracılığıyla veya etkinliğe katılmış ya da ürünü kullanmış arkadaş ve akrabaları aracılığıyla bilgi edinmeleri; faydalar ve riskler konusunda endişe duyulan konuları önceden belirleyerek proaktif olarak daha fazla açıklama talep etmeleri gerekir.
Bir sözleşme imzalamaya karar vermeden önce, kişilerin sözleşmenin tamamını talep etmeleri, özellikle kendi ihtiyaçları, ailelerinin uzun vadeli ihtiyaçları gibi konularda dikkatlice araştırma yapmaları gerekir. Ayrıca, kişilerin işletmenin reklamını yaptığı, sunduğu veya "sözlü taahhütlerini" taslak sözleşmedeki resmi hükümlerle karşılaştırmaları gerekir. Özellikle sunulan bilgiler ile sözleşme arasında bir tutarsızlık varsa veya sözleşmede belirsiz hükümler ve şartlar varsa, tüketicilerin işletmeden açıklama, netleştirme, düzeltme ve ekleme yapmasını istemeleri gerekir.
Ayrıca, sözleşme süresince ödenmesi gereken tüm masraflar açıkça belirtilir. Mevcut tatil mülkiyeti sözleşmelerinin çoğu uzun vadeli sözleşmelerdir ve başlangıçtaki sabit ücrete ek olarak, tüketicilerin uygulama sürecinde ortaya çıkan bakım ücretleri, yıllık ücretler, yönetim ücretleri, işletme ücretleri, tesis yeri değiştirme hakkını kullanma ücretleri gibi birçok başka ücreti de ödemeleri gerekecektir. Bu masraflar yalnızca sözleşmede belirtilebilir, reklam bilgilerinde veya satış tekliflerinde belirtilmeyebilir ve açıkça ve tam olarak belirtilmemiş olabilir.
Dolayısıyla, alıcının tatil hakkından yararlanma ve devretme konusunda hangi koşulları ve kısıtlamaları dikkate alması gerekir; örneğin, tatil hakkının ne zaman kullanılmaya başlanabileceği, bu hizmetin başka bir kişiye devredilip devredilemeyeceği, devredilebiliyorsa, sözleşmenin imzalanmasından veya hizmetin kullanılmasından ne kadar sonra devredilebileceği, buna bağlı herhangi bir koşul olup olmadığı...
Bununla birlikte, sözleşmedeki olumsuz şartların açıklığa kavuşturulması gerekir. Örneğin, alıcının şikayet ve dava hakkının kısıtlanması; tüketicilerin sözleşmeyi feshetmelerine izin verilmemesi; iki taraf arasındaki ihlaller için haksız yaptırımlar; hizmet sağlayıcının sorumluluktan muaf tutulduğu durumlar, örneğin devlet kurumu tarafından inşaat ruhsatı verilmemesi (projeli/otel tipi için) veya üçüncü tarafın iş birliğine devam etmemesi (projesiz/otel tipi için)...
Yerel yönetimlerin ayrıca seyahat hizmetleri, turistik konaklama tesisleri ve "tatil sahipliği" hizmetleri sunan diğer birimler sağlayan işletmelerden reklam yapmalarını ve eksiksiz ve doğru bilgi sağlamalarını; alıcının şikayet etme veya dava açma hakkını kısıtlayan gibi tüketiciler açısından olumsuz koşullar içermeyen açık tatil satın alma sözleşmeleri yapmalarını talep etmesi gerekiyor...
Yerel yönetimlerin ayrıca, yasal düzenlemelere uyulmasını ve tüketicilere sunulan ürün ve hizmetlerin kalitesini sağlamak amacıyla "tatil mülkiyeti" hizmeti veren birimlerin denetim ve gözetimini güçlendirmeleri; yetkileri doğrultusunda vatandaşlardan gelen dilekçe ve şikayetleri en kısa sürede alıp çözmeleri gerekmektedir...
[reklam_2]
Kaynak






Yorum (0)