Nuno Mendes'in 2024/25 sezonu patlayıcı bir sezon olacak. |
Dört yıl önce, Sporting'den gelen ve PSG'ye birçok soru işaretiyle transfer edilen genç yetenek Nuno Mendes'in adı yalnızca Portekiz'de biliniyordu. Ancak bugün, dünyanın en iyi sol beki olarak anılıyor - sadece en iyi hücum yıldızlarını çaresiz bırakmakla kalmayıp, aynı zamanda PSG ile tarihi üçlüye ve "Avrupa Selecao" ile Milletler Ligi şampiyonluğuna büyük katkılarda bulundu.
Nuno Mendes, sadece tam bir defans oyuncusu değil, aynı zamanda bir "stratejik silaha" da dönüştü. Luis Enrique'nin taktiksel şemasında, sadece kanatta koşmakla kalmıyor, aynı zamanda oyuncu sayısını artırmak, geçişleri desteklemek ve arka çizgiden hücuma köprü görevi görmek için sık sık merkeze geçiyor.
Mendes, 2024/25 sezonunda Mohamed Salah, Bukayo Saka veya Lamine Yamal gibi yıldızları kadroda tutmakla kalmayacak, aynı zamanda en önemli anlarda doğrudan gol atacak ve asist yapacak; bu, kıtasal düzeyde daha önce çok az defans oyuncusunun başarabildiği bir şey.
9 Haziran'da İspanya'ya karşı oynanan Milletler Ligi finali zirveydi. Portekiz sıkışmış ve çöküşün eşiğindeyken, Mendes tam zamanında ortaya çıktı. Güçlü bir şutla skoru eşitledi, ardından müthiş bir depar ve Cristiano Ronaldo'nun mükemmel zamanlanmış ortasıyla gol geldi.
UEFA'nın ona "Maçın Adamı" ödülünü verdiğine şüphe yoktu. Bu sadece bir ödül değil, aynı zamanda onun sessiz bir lider olarak rolünün de bir takdiriydi; parlamak için spot ışığına ihtiyaç duymayan biri.
Nuno Mendes, Portekiz'in İspanya'yı Uluslar Ligi finalinde yendiği maçta iyi bir performans sergiledi. |
Ancak bu halenin ardında olağanüstü bir kararlılık hikayesi var. Bu sezon öncesinde Mendes, PSG'nin "kırılgan çocuğu"ydu; büyük bir yetenekti ama sakatlıklarla boğuşuyordu. Oyun tarzındaki fiziksel patlaması onu sürekli bunaltıyordu ve birçok kişi zirvedeki performansını sürdürebileceğinden şüphe ediyordu.
Ancak Luis Enrique tüm bunları değiştirdi. İspanyol teknik direktör, Mendes'in taktiksel operasyonlarının yoğunluğunu ayarlamakla kalmadı, aynı zamanda ona özgür ama bilimsel bir oyun alanı da yarattı; böylece enerjisini en üst düzeye çıkarabilir ve kendine zarar vermeyecek şekilde nasıl kontrol edeceğini bilirdi.
PSG'nin çeyrek finallerde (Aston Villa'ya karşı iki maçta da gol attı) ve finalde (Inter Milan'a karşı) gösterdiği üstün performansla kazandığı Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu, bu olağanüstü olgunluğun bir kanıtıydı. Ardından, bu yüceliği milli takıma da taşıdı - artık Bernardo Silva veya Bruno Fernandes için bir "yedek defans oyuncusu" değil, her kontra atağın merkezi, mücadelenin ilham kaynağı, maçın sonucunu geriden belirleyen kişiydi.
Portekiz basınının Mendes'in adını oybirliğiyle anması şaşırtıcı değil. Hatta bir Bola gazetesi onu "dünyayı cebe indiren adam"la karşılaştırdı. Abartılı bir benzetme, ancak bu bağlamda tamamen doğru. Çünkü 37 maçın ardından milli takım formasıyla attığı ilk gol ve Ronaldo'nun parlamasını sağlayan asistiyle Mendes, sadece Portekiz'e değil, aynı zamanda kendi kendini kanıtlama yolculuğuna da zafer kazandırdı.
Nuno Mendes herkesin aklında isminin yer etmesini sağlıyor. |
PSG, "hazinesini" 2030'a kadar korumakta hiç vakit kaybetmedi. Premier Lig söylentileri artık geçmişte kaldı. Paris'e karışık beklentiler ve şüphelerle gelen genç bir oyuncu olan Nuno Mendes, artık azmin, başarının ve taktiksel zekanın sembolü.
Ve eğer o ve PSG bu hafta sonu FIFA Kulüpler Dünya Kupası'nı kazanırsa, Nuno Mendes'in sezonu sadece bir mucizeden daha fazlası olacak - yeni bir dönemin manifestosu olacak: Sol bekin büyüklüğe giden yolculuğun başrol oyuncusu olabileceği bir dönem.
Kaynak: https://znews.vn/nuno-mendes-dang-la-hau-ve-trai-hay-nhat-the-gioi-post1559555.html
Yorum (0)