Finlandiya ormanları anaokullarına getiriyor

5 yaşındaki Aurora Nikula, kum ve çamurdan "çikolatalı kek" yapıyordu. Üzerine su serpip bir kaşık daha kum eklerken "Çok fazla," dedi. "Daha fazla şeker olsaydı daha iyi olurdu."

Finlandiya Doğal Kaynaklar Enstitüsü baş bilim insanı Aki Sinkkonen de izliyordu. Aurora'nın kekiyle de ilgilendi. "Muhteşem," dedi ve toprak, kum ve yaprakları karıştırıp yüzüne sürme şekline hayran kaldı.

Başka bir anaokulu için bu bir sorun olabilir, ancak Helsinki'deki Humpula anaokulunda çocuklar çamurda oynamaya teşvik ediliyor. Finlandiya genelinde 43 anaokuluna, oyun alanları inşa etmeleri ve çocukların doğadaki bakteri ve mantar gibi mikro biyoçeşitlilikle daha fazla tanışmalarını sağlamaları için toplam 1 milyon avro (1,3 milyon sterlin) hibe verildi.

Doğaya erişim, çocukların gelişimi için hayati önem taşıyor ve yeni araştırma bir adım daha ileri gidiyor. Bu araştırma, biyolojik çeşitliliğin iki katmanını birbirine bağlayan, giderek artan bir araştırma grubunun parçası.

Dış katman var: ormanlarda, oyun alanlarında (veya diğer ortamlarda) yaşayan toprak, su, bitkiler, hayvanlar ve mikroorganizmaları içeren, biyoçeşitliliğin daha tanıdık bir görüntüsü. Ve bir de iç katman var: bağırsak, cilt ve solunum yolu dahil olmak üzere insan vücudunun içinde ve üzerinde yaşayan biyoçeşitlilik.

Giderek daha fazla bilim insanı, sağlığımızın çevremizle ve çevremizdeki dünyanın ekolojik sağlığıyla yakından bağlantılı olduğunu kabul ediyor. İnsanın hayatının ilk 1.000 günü - beynin ve vücudun en hızlı geliştiği dönem - özellikle önemli kabul ediliyor.

Humpula Okulu, bu ilişkiyi yeni bir deneyle araştırdı . Deneyde, bir ormanlık alanı kazarak bunun çocukların sağlığını nasıl etkilediği gözlemlendi. Sonbaharda, kreş çocuklara ait bir arazi gibi görünüyor.

Toprak eski yapraklar ve yabani otlarla gübrelendi, ardından pancar, havuç, salatalık, patates, kabak ve biber ekildi. Artık geriye sadece maydanoz kalmıştı; kış geliyordu ve diğer her şey yenmişti. Ama çocuklar hâlâ dışarıda oynuyordu.

Çocuk bakım merkezindeki bitkiler, ağaçlar ve toprak, zengin mikrobiyomları nedeniyle özel olarak seçildi. Bilim insanları ayrıca orman tabanından 20-40 cm derinliğinde ve 10 metrekare genişliğinde dev bir canlı ot halısı çıkarıp buraya getirdiler. Halı, çocukları yiyecek aramaya, böcekleri bulmaya ve doğayı öğrenmeye teşvik etmek için yaban mersini, kızılcık ve yosunla kaplı.

Anaokulu, biyolojik çeşitliliğin çocukların cilt, tükürük ve dışkılarındaki bakteri bileşimini nasıl etkilediğini incelemek için iki yıllık bir çalışmaya dahil edildi. Bu çalışma, türünün ilk örneğidir. Bağışıklık sistemini değerlendirmek için kan örnekleri alındı ve her üç ayda bir bulaşıcı hastalıklar hakkında kısa bir anket uygulandı.

Kentteki 10 kreşte üç ila beş yaş aralığında toplam 75 çocukla yapılan çalışmada, bu "vahşi" kreşler, asfalt, kum, çakıl ve plastik matlarla kaplı diğer kreşlerle karşılaştırıldı.

Bir yıl sonra yapılan araştırma, yeşil anaokullarında oynayan çocukların ciltlerinde Streptokok gibi hastalığa neden olan daha az bakteri ve daha sağlıklı bağışıklık sistemleri bulunduğunu ortaya koydu. Bağırsak mikrobiyotalarında, iltihaplı bağırsak hastalığı, kolit ve sepsis ve botulizm gibi enfeksiyonlarla bağlantılı olan Clostridium bakterisi seviyelerinin azaldığı görüldü.

Çalışma, 28 gün içinde vücudu otoimmün hastalıklardan koruyan düzenleyici T hücreleri adı verilen kan hücrelerinde artış olduğunu buldu. Diğer çalışmalar ise, çocukların bağışıklık sistemlerinin sadece iki hafta içinde bahçe toprağıyla kum havuzunda oynayarak güçlendirilebileceğini gösterdi.

Bağışıklık sistemiyle ilgili

Bilim insanları, günümüzde bu kadar çok insanın alerjiden muzdarip olmasının nedenlerinden birinin, çocukluklarında çevrelerinde doğal olarak bulunan bakterilere maruz kalmamaları olduğunu düşünüyor. Bu teori, insanların havadaki, bitkilerdeki ve topraktaki bakterilerle birlikte evrimleştiğini öne sürüyor. Vücut, sağlığını korumak için faydalı bakterileri doğayla takas ediyor olabilir.

Finlandiya Doğal Kaynaklar Enstitüsü'nden bilim insanı Marja Roslund, "Bağışıklık hastalıklarını tedavi etmek genellikle çok pahalıdır. Bu hastalıkların yükünü azaltmak, ulusal sağlık ve ekonomi için de faydalıdır," dedi.

Önceki çalışmalar, yeşil alana erken yaşta maruz kalmanın sağlıklı bir bağışıklık sistemiyle bağlantılı olduğunu göstermiş, ancak bunun neden-sonuç ilişkisi mi yoksa bir korelasyon mu olduğu belirsiz. Finlandiya'da yapılan bir çalışma, sürecin nedensel olabileceğini öne sürüyor. Geçen yıl yayınlanan bir Avustralya araştırması da bu bulguları doğrulayarak, farklı toprak türlerinde oynayan çocukların daha iyi bağırsak sağlığına ve daha güçlü bağışıklık sistemlerine sahip olduğunu gösterdi.

Doğayı anaokullarına taşımaya olan ilgi artıyor. Helsinki'deki Poutapilvi-Puimuri çocuk bakım merkezi, 30.000 avro (41.000 dolar) tutarındaki devlet hibesiyle yeniden tasarlanıyor. Yakında ağaçlar, çiçekler, kayalar, kum havuzu ve oyun için çimenlik bir alan eklenecek. Merkezin müdürü Marjo Välimäki-Saari, "Mimarlara doğayı içinde barındırmak istediğimizi söyledik," dedi. "Aktiviteleri açık havaya taşıyoruz. Çocuklara doğayı göstererek öğrenmelerini sağlamak istiyoruz."

Anaokulları, sağlıklı ekosistemlerin insan sağlığı için önemine dair daha fazla kanıt sunmaktadır. Biyolojik çeşitlilik, yaşam alanları ve yaban hayatı kaybolduğunda, olası sonuçlar çok büyüktür. Biyolojik çeşitliliğin artırılması hem çocuk sağlığına hem de çevreye fayda sağlayabilir.

İnsan vücudu, işleyişimiz için hayati önem taşıyan trilyonlarca bakteri, virüs ve mantar içerir. Araştırmalar, dış mikroskobik biyoçeşitliliğin (bakteri ve mantar gibi) temas veya sindirim yoluyla vücuda aktarıldığını göstermektedir.

İngiltere'deki Sheffield Üniversitesi, hava kirliliğinin çocuklara zarar vermesini önlemek amacıyla okul oyun alanlarının etrafına yeşil çitler kurulması konusunda araştırma yaptı.

Bu araştırmaya dayanarak, Sheffield'daki Hunter's Bar Anaokulu, yoğun bir yolun yakınındaki oyun alanının etrafına 70 metre uzunluğunda bir çit oluşturdu. Oyun alanındaki azot dioksit ( _NO2 ) seviyeleri, ekimden altı ay sonra %13 oranında azaldı ve çit olgunlaştıkça düşmeye devam etmesi bekleniyor.

Roslund, "Giderek daha fazla insan kendi şehirlerinde bu anaokullarını inşa etmek istediğini söylüyor," dedi. Norveç, İzlanda ve Danimarka'dan gelen ziyaretçiler, Finlandiya modelini evlerinde nasıl uygulayabileceklerini görmek için geldiler.

Sinkkonen, "Hiçbir anaokulunda kauçuk paspas görmek istemiyorum" dedi.

Kaynak: https://tienphong.vn/phan-lan-mang-rung-vao-truong-mam-non-post1792334.tpo