
OCB Genel Müdürü Bay Pham Hong Hai, Startup'lar için Bankacılık inovasyonu etkinliğinde paylaşımda bulundu - Fotoğraf: HP
Genesia Ventures ve OCB tarafından 18 Temmuz öğleden sonra düzenlenen Startup'lar için Bankacılık İnovasyonu etkinliğinde konuşan OCB Genel Müdürü Pham Hong Hai, geleneksel bankacılık düşüncesinin değiştirilmesinin çok zor olduğunu söyledi.
Kredi düşünürken ilk soru genellikle "İşletmenin teminatı var mı?" olurken, birçok girişimin sermayesi sadece "kurucunun bedeni"dir.
Teminat var mı?
"Teminat" terimi, geleneksel finans dünyasında tanıdık bir terim olmanın yanı sıra, sektördeki risk yönetim mekanizmasının da bir parçasıdır. Teminat, bankaların riskler ortaya çıktığında sermayeyi geri kazanmalarına yardımcı olur.
Ancak yenilikçi iş modellerine sahip ve somut varlıkları az olan start-up'lar için bu gereklilik geçerli olmuyor.
Bir diğer engel ise, yeni kurulan şirketlerin borç-öz sermaye oranının genellikle yüksek olmasıdır. Hızlı gelişimin doğası ve erken aşamalarda "para harcama" ihtiyacı nedeniyle, yeni kurulan şirketlerin sermaye ihtiyacı yüksek, öz sermaye ihtiyacı ise düşüktür. Bu durum, bankaların kredi riskine ilişkin endişeleri artırmaktadır.
Üstelik işletme modelleri, iş stratejileri ve operasyonel organizasyonlardaki farklılıklar, bankaların kredi analiz departmanlarının startup'lara yönelik riskleri değerlendirmesini ve yönetmesini zorlaştırıyor.
Bay Hai'ye göre, bankaların yeni kurulan işletmeleri değerlendirme becerilerini de geliştirmeye devam etmeleri gerekiyor. Çünkü yeni kurulan şirketlerin işletme modeli, iş stratejisi, organizasyonu... geleneksel işletmelerden çok farklı.
İnsanlardan ve nakit akışından elde edilen varlıklar
Bankaların startup’ları desteklemek istemeleri halinde yaklaşımlarında değişiklik yapmaları kaçınılmaz.
Bay Hai'ye göre, kurucuya duyulan güven en önemli faktördür. Sadece yeni kurulan şirketlerde değil, her işletmede, finansal rakamlar ne kadar "güzel" olursa olsun, lider güven yaratamazsa, kredi onayı almak zor olacaktır.
Ayrıca, kurucunun birçok işletmeye (hem başarılı hem de başarısız) girişmiş olması, deneyim ve bağlılığa sahip olması, bankaya büyük bir güven oluşturacaktır. Bu faktör bazen verilerle ölçülemez, ancak kişinin iletişimi ve genel değerlendirmesiyle hissedilmesi gerekir.
Maddi varlıkların yanı sıra, istikrarlı bir nakit akışı yaratan iyi bir iş modeline sahip bir girişim, bankayı ikna edebilir. Örneğin, bankaların paranın tam olarak nereden toplandığını kontrol etmesi gerektiğini söyledi. Girişim Pepsi, Coca, Microsoft vb. gibi saygın ortaklara hizmet veriyorsa, gelir kolayca ölçülebilir ve gerçek ve şeffaf bir nakit akışı sağlanır.
"Teminat gerekmiyor, ancak bankanın riskleri izleyip yönetebilmesi için nakit akışının bankadan geçmesi gerekiyor," diyen Hai, iyi iş planlarına ve istikrarlı nakit akışına sahip girişimlerin "bankayla güvenle görüşmesi" gerektiğini belirtti.
Ona göre bankalar her zaman şu soruyu soracaktır: "En kötü durumda teminatı nasıl idare edebilirim?" Eğer varlık kurtarılamazsa (kağıt üzerinde çok değerli görünse bile), bankanın bunu resmi teminat olarak kabul etmesi çok zor olacaktır.
Kaynak: https://tuoitre.vn/start-up-thuong-chi-co-cai-than-cua-nha-sang-lap-co-so-nao-de-vay-von-ngan-hang-20250718174541079.htm






Yorum (0)