Lütfen sıkıntılarımızdan şikayet etmeyi bırakalım, tamam mı?

O anda, bir arkadaşımın bir zamanlar söylediği şu sözü hatırladım: Her sabah kendi yatağınızda, tanıdık sıcak battaniyelerinizin altında uyanmak, bir hastanede, soğuk zeminde veya sonsuza dek "uyumak" yerine... bu zaten hayatta bir nimettir. Bu yüzden sürekli acılarınızdan şikayet etmeyin. Aşağıya bakarsanız, çok daha fazla acı çeken birçok insan göreceksiniz. Etrafınıza bakın, sizin gibi sürekli kaşlarını çatan, yorgun, sinirli, rahatsız, huysuz birçok insanla kolayca karşılaşacaksınız... Oldukça fazla olumsuz sıfat, bu yüzden yukarı baktığımızda onların acı çekmediğini düşünme eğilimindeyiz! Gerçekte, zenginler bile acı çekiyor. Büyük gemiler büyük dalgalarla karşılaşıyor; bazen evleri, arazileri, varlıkları, lüks arabaları... görüyorsunuz, ama hepsi ipotekli. Cüzdanlarında bile, o pahalı tasarımcı cüzdanında veya her zaman hayalini kurduğunuz çantada, tek bir kuruş bile değer yok!

Zenginler, bizim gibi "sıradan insanların" tam olarak anlayamadığı, hissedemediği veya hayal edemediği zorluklar yaşarlar. Bu yüzden acılarımızın sadece yoksulluğumuzdan kaynaklandığını düşünürüz ve hepsi bu. Sık sık "Hayatın ne zaman acıyla biteceğini bilmiyorum" diyen bazı insanlar tanıyorum. Sonra, hayat beklenmedik bir dönüş yaptığında ve işler artık yolunda gitmediğinde, şöyle düşünürler: Meğerse bir zamanlar yaşadıkları sıradan, hatta alışılmış hayat aslında acı değilmiş. Sadece acı olduğunu, hiçbir şeye değmediğini düşünmüşler, ta ki o sıradanlık bile ortadan kalkana kadar; ancak o zaman değerini anlarlar, takdir ederler ve derin bir pişmanlık duyarlar.

Acı çekmediğimizi anlarsak ve şikayet etmeyi bırakırsak ne mutlu bize. Bu yaygın ifadeyi kullanmayı bırakın, sizi etkileyeceğinden korktuğunuz için değil, çünkü şikayet etmek hayatınızı hiç iyileştirmez. Kalbiniz parlak, olumlu ve neşeli şeylere odaklandığında hayatınız iyi enerji, şans ve mutluluk kazanır. Bu, dilediğiniz şeyin gerçekleşmesi gibidir. Bu konuda resmi istatistikler veya çalışmalar olmasa da, birçok deneyimden sonra, daha az şikayet edenlerin, sürekli homurdanan ve kaderi suçlayanlardan daha başarılı olma olasılığının daha yüksek olduğunu kabul edeceksiniz. Çünkü kaderi suçlamak ve kendi acılarınızdan şikayet etmek yerine, o zamanı çalışarak, okuyarak ve kendi hayatınızı iyileştirerek geçirmek daha iyi olmaz mıydı?

Sıkıntılarımızdan şikayet ettiğimizde başkaları acı çeker, ama biz kendimiz mutlaka acı çekmiyor olabiliriz! İnsanlar bizim sürekli şikayetlerimizi dinlemek zorunda kaldıkları için acı çekiyorlar; çok fazla acı çekiyorlar, değil mi? Umarım bunu sadece bir kez dinlersiniz ve sonra proaktif, nazik ve iyimser bir şekilde "acı çekmek" kelimesini hayatınızın kelime dağarcığından çıkarırsınız. Bunun, sizin ve benim her gün daha huzurlu yaşamamız için de basit bir yol olduğuna inanıyorum.

Yorum (0)