Küresel borsa piyasalarını rekor seviyelere taşıyan beş faktör

Wall Street'ten Tokyo'ya, Paris'ten Seul'e kadar dünyanın dört bir yanındaki borsalar, belirsiz siyasi ve ekonomik görünüme rağmen son dönemde rekor seviyelere ulaştı.

City Index analisti Fawad Razaqzada'nın işaret ettiği ilk etken, ticaret savaşlarının yol açtığı belirsizliğin azalması. ABD Başkanı Donald Trump'ın dünyadaki çoğu ülkeye gümrük vergilerini artırma kararı, başlangıçta borsalarda düşüşe yol açmıştı, ancak ticaret gerilimleri o zamandan beri hafifledi, ancak tamamen ortadan kalkmadı.

İkinci etken ise merkez bankalarının pandemi sonrası enflasyon artışının büyük ölçüde kontrol altına alınmasıyla birlikte büyümeyi ve istihdamı desteklemek için faiz oranlarını düşürebilmiş olmalarıdır.

ABD Merkez Bankası (Fed), son faiz indirim döngüsüne Eylül 2024'te başladı ve 29 Ekim'deki toplantısının sonunda faiz oranlarını 0,25 puan daha düşürmesi bekleniyor. Daha düşük faiz oranları, işletmelerin ve tüketicilerin borçlanmasını daha kolay ve ucuz hale getirerek ekonomik faaliyeti canlandırıyor.

SPI Asset Management yönetici ortağı Stephen Innes, dünyanın en etkili merkez bankası Fed'in para politikasını açıkça gevşetmeye geri döndüğünü ve bunun tek başına küresel risk iştahını yeniden canlandırdığını söyledi. Gevşek para politikası, yatırımcıları borsaya para veya likidite akıtmaya yöneltti. Ortaya çıkan likidite dalgası, New York'tan Tokyo'ya neredeyse her piyasayı canlandırıyor. Razaqzada, diğer merkez bankalarının da faiz oranlarını düşürerek borsa piyasalarına ivme kazandırdığını ve ekonomik zayıflık ile siyasi belirsizliğin etkisini azaltmaya yardımcı olduğunu belirtti.

Üçüncü faktör ise şirket kazanç raporlarıdır. Halka açık şirketlerin düzenli olarak sonuçlarını yayınlamaları zorunludur ve bu duyurular hisse senedi fiyatları üzerinde büyük bir etkiye sahip olabilir. Analist Razaqzada, tarifelerin gelir veya net kâr üzerinde çok az etkisi olduğu üçüncü çeyrekte kazanç beklentilerini aşan şirketler olduğunu söyledi.

Capital.com'un kıdemli piyasa analisti Daniela Sabin Hathorn'un da işaret ettiği gibi dördüncü etken, yapay zeka ile ilgili çiplere, donanımlara ve bulut hizmetlerine yapılan yatırımlardaki artış.

Teknoloji hisseleri, Seul'deki Kospi'deki çip üreticileri gibi üç büyük Wall Street endeksini de rekor seviyelere taşıdı. Innes, büyük teknoloji ve yapay zeka şirketlerinin yalnızca döngüsel büyüme hikayeleri değil, dijital ekonominin modern altyapısı olarak görüldüğünü söyledi. Olası bir yapay zeka balonuna dair uyarılar olsa da, mevcut eğilimi bozacak hiçbir şey olmadı. Büyük bir yatırım döngüsü ve teknoloji şirketlerinin sürdürülebilir kârlılığı, genel endeksleri destekliyor.

Beşinci etken ise son dönemde ülkelerde yaşanan siyasi ve ekonomik gelişmelerin borsa üzerindeki etkisinin nispeten az olmasıdır.

Paris borsası, Fransa'daki siyasi durum ve bütçenin onaylanma olasılığına ilişkin belirsizliğin devam etmesine rağmen geçen hafta yeni bir rekor kırdı.

Bayan Hathorn, birçok halka açık şirketin önemli miktarda yurtdışı geliri olduğunu ve büyük endekslerin bu tür çok uluslu şirketlere doğru kaydığını, dolayısıyla sorunlar yerel pazarla sınırlıysa, yerel siyasi karışıklıkların veya zayıf verilerin genel pazar büyümesini rayından çıkarmayacağını söyledi.

Ancak bütçe anlaşmazlıkları nedeniyle ABD'de hükümetin uzun süre kapalı kalması yatırımcıları tedirgin etmeye başlayabilir.

Kaynak: https://vtv.vn/nam-yeu-to-dua-cac-thi-truong-chung-khoan-tren-toan-cau-len-cac-muc-cao-ky-luc-100251029200107961.htm