GĐXH - Çocuklar da özellikle kelimeler konusunda savunmasızdır. Bu nedenle, çocuklarınıza öğreteceğiniz doğru kelimeleri seçmek, onların büyümelerine yardımcı olmanın en iyi yoludur.
Şanghay'da (Çin) uzun yıllardır öğretmenlik yapan Duong şunları paylaştı: Uzun yıllar öğretmenlik yaptıktan sonra, ebeveynlerden çocuk yetiştirmenin zorlukları hakkında sık sık sorular alıyorum: "Çocuğum her zaman 'Bilmiyorum' diyor, konuşmak istemiyor"; "Ebeveynler ne derse desin, dinlemiyorlar ama başkalarının söylediklerini dinliyorlar"; "Çok fazla anlatırsak çocuk rahatsız oluyor, az anlatırsak çocuğun yoldan çıkmasından korkuyoruz, gerçekten zor"...
Pek çok sorun olsa da, hepsinin kökeninde aynı şey yatıyor: İletişim sorunları. Ebeveynler ve çocuklar arasındaki iletişimde, ebeveynlerin niyetleri iyi olsa bile, çoğu zaman istenen sonuçlara ulaşılamıyor.
Birçok ebeveyn sıklıkla şunu merak eder: "Neden biz doğru şeyi söylüyoruz da çocuklarımız bizi dinlemiyor?" "Bu açıkça onların yararına, ama neden bunu takdir etmiyorlar?"
Aslında asıl sebep, bizim öğrettiklerimiz ile çocuklarımızın aldıkları arasında tutarlılık olmayabileceği gerçeğidir.
Ebeveynlerden ve akrabalardan gelen sert ve kırıcı sözler, çocuğun zihninde ömür boyu derin izler bırakabilir. Açıklayıcı fotoğraf
İşte ebeveynlerin çocuklarına istemeden zarar veren ve kaçınmanız gereken bazı sözleri:
1. "Tekrar yap, aptal!"
Gerçek düşünce: "Daha çok çalışırsam başarılı olabilirim." Çocuk anlar: "Ben başarısızım."
Çocuklar birkaç başarısızlıkla karşılaştıklarında kolayca hayal kırıklığına uğrarlar. Ebeveynler bu dönemde onları cesaretlendirmez, başarısızlık duyguları doğru bir şekilde yönlendirilip serbest bırakılmazsa, çocuk özgüvensiz, utangaç olabilir ve tekrar denemeyi reddedebilir.
"Çocuğunuzun başarısızlığını duygularınızla eleştirmeyin" diye bir söz vardır.
Çocuklar başarısız olduğunda, ebeveynler iletişimde "son hedeften başlama" ilkesini uygulamalıdır: Amaç, çocukların bir dahaki sefere başarısız olmamalarına yardımcı olmak, mevcut başarısızlıktan dersler çıkarmak ve iletişim kurmak için duyguları kullanmak yerine denemeye devam etmektir.
Örneğin günlük yaşamda çocuğunuzun ufak hatalarını görmezden gelmek için "gözlük" yerine "büyüteç" kullanın ve sık sık övgüde bulunun: "Gelişme kaydettiğini görüyorum, tekrar denemek ister misin?".
Çocuklar saygı duyulmaya, anlaşılmaya ve güvenilmeye ihtiyaç duyan bağımsız bireylerdir.
Özgüven, özsaygı ve bağımsızlıklarını geliştirmek için eşit iletişim ve etkileşime ihtiyaç duyarlar. Bunlar, geleceğe hazırlanırken en güçlü desteklerdir.
2. "Senin yaşındayken bundan çok daha fazlasını yapabilirim"
Karşılaştırma, çocukları daha çok çalışmaya motive etmenin iyi bir yolu olmayabilir; bazen çocuklarda kendilerini aşağılık ve işe yaramaz hissettirebilir.
Özellikle çocuğunuzu kendinizle kıyasladığınızda, ebeveyn olarak, çocuğunuza daha da fazla zarar verebilirsiniz.
Psikolojik kompleksler yaşayabilirler ve anne babalarının sevgisine layık olmadıklarını düşünebilirler.
Sürekli olarak kıyaslama yapılması çocuklarda strese yol açacak, özgüvenlerini düşürecek ve hatta anne babalarından uzaklaşmalarına sebep olabilecek bir durum ortaya çıkabilir.
3. "Bu sadece küçük bir başarı/ Bununla kıyaslandığında bu ne ki..."
Çocuklara alçakgönüllü olmayı öğretmek gerekli bir erdemdir, ancak ebeveynler doğru şekilde alçakgönüllü olmazlarsa, bu durum istemeden de olsa çocukların psikolojisine "güçlü bir darbe" vuracaktır.
Örneğin, bir çocuk sınavdan yüksek puan aldığında, anne babalar çocuğunun kibirli olmasından korkarak istemeden olumsuz şeyler söyleyebilirler: "Ne kadar şanslısın, diğer çocuklara kıyasla bu hiçbir şey..." veya "Bu küçük bir sınav, ne önemi var!"
Çocuklar yüksek notlar aldıkları için mutlu ve heyecanlıyken, anne babalarının bu olumsuz, hatta "küçümseyici" sözleri üzerlerine dökülen "bir kova soğuk su" gibidir.
4. "Bunu yaptığında beni üzüyorsun."
Bu söz, ebeveynlerin çocuklarının davranışlarını değiştirmelerini ummak için sıklıkla kullandıkları bir sözdür.
Ancak çocuklar anne babalarının üzüntüsünün sebebinin kendileri olduğunu düşünebilir, suçluluk duyabilir ve çok fazla baskı altında hissedebilirler.
Bu durum, çocukların içine kapanık, özgüvensiz ve hata yapmaktan korkan bireyler haline gelmesine yol açabilir. Ebeveynlerin, duygularının onları bunaltmasına izin vermeden sınırlar koymaları ve bu sınırlara uymaları önemlidir.
Ebeveynlerin bu duyguların kendilerine ait olduğunu, çocuklarına ait olmadığını hatırlamaları gerekir.
5. "Bunu yapmazsan, sen…"
Ebeveynler, çocuklarının yaramaz ve hiperaktif olması nedeniyle her zaman baş ağrısı çekerler. Onları itaat ettirmek için sık sık "tehdit edici" davranışlar ve sözler kullanırlar.
Örneğin, ebeveynler çocukları itaatsizlik ettiğinde sık sık şu sözleri söylerler: "Eğer yerinde durmazsan, kaçırılırsın", "Eğer oyuncaklarını toplamazsan, onları çöpe atacağız", "Eğer çok çalışmazsan, büyüdüğünde çöp toplamak zorunda kalacaksın",...
Ebeveynler, çocuklarının önemsediği şeylere "tehdit edici" sözler söylemeyi severler. Bu sözleri söylemelerinin sebebi, çocuklarının bu "hoş olmayan" davranışı hemen durdurmalarını sağlayabilmeleridir.
Ancak anne babalar, bu itaatin çocuğun ruhundaki korkudan kaynaklandığını pek bilmezler.
Çocuklar "dışarıda" anne babalarının istediklerini yaparlar ama tam tersine çocuğun "içerisinde" de potansiyel riskler vardır.
Çocuklar büyüdükçe, bazı şeyleri anlamaya başlarlar ve anne babalar çocuklarını itaatkar yapmak için bu tehdidi sonsuza dek kullanamazlar; bu nedenle tehditler giderek daha etkisiz hale gelir, hatta anne babalarla çocuklar arasında şiddetli "çatışmalara" yol açar.
Daha da önemlisi bu tür sözler çocukların güven duygusunu büyük ölçüde etkileyerek, zamanla anne babalarına olan güvenlerini kaybetmelerine neden oluyor.
6. "Sana inanmıyorum"
Bu hiperaktivite çağındaki çocuklar bazen gereksiz yere sorun çıkarabilirler. Ebeveynler çoğu zaman böyle bir sorunla karşılaştıklarında, "Yalan söylüyorsun", "Az önce söylediklerine inanmıyorum" gibi ifadelerle birlikte soru sorup azarlarlar.
Bu sözler, ebeveynler ve çocuklar arasındaki ilişkiye ciddi şekilde zarar veren bir "bıçak" etkisi yaratacaktır. Bu durum, çocukların ebeveynlerine artık güvenmemesine ve kendileri hakkında hiçbir şey paylaşmak veya paylaşmak istememelerine yol açabilir.
Çocukları incitmekten kaçınmak için anne babaların çocuklarına karşı sözlerine dikkat etmeleri, saygı duymaları, güvenmeleri ve yaptıklarını anlamaları gerekir.
Çocukları incitmekten kaçınmak için ebeveynlerin sözlerine dikkat etmeleri, onlara saygı duymaları, güvenmeleri ve çocukların ne yaptığını anlamaları gerekir. İllüstrasyon fotoğrafı
7. "Artık yetişkinsin, daha olgun düşünmelisin."
"Bilmeliydin" gibi bir şey söylediğinizde, çocuğunuzun değişmekten suçluluk duymasını veya utanmasını sağlamaya çalışıyorsunuz.
Ancak bu durum, çocukların savunmaya geçmesine ve dinleme olasılıklarının azalmasına neden olur. Ayrıca özgüvenlerini de azaltır. Ebeveynler suçlamak yerine, sorunu çözmenin bir yolunu bulmak için çocuklarıyla birlikte çalışmalıdır.
Ebeveynler bunu yaparak çocuklarına eylemlerinin sorumluluğunu almayı ve bağımsız düşünme becerileri geliştirmeyi öğretiyorlar.
8. "Böyle olmalısın, şöyle olmalısın..."
Ünlü İsviçreli filozof Jean-Jacques Rousseau, en "yararsız" üç ebeveynlik yöntemini önermiştir; bunlar arasında vaaz verme ve ahlak dersi verme, birçok ebeveynin kullandığı bilindik yöntemlerdir.
Çocuklar hata yaptığında anne babalar onları dövmemekte, azarlamamakta haklılar, peki neden anne babaları ahlak dersi vermeye teşvik etmiyorsunuz?
Öfkeli ve üzgün olduğunuzda, başkalarının "konuşmasını" veya "vaaz vermesini" dinlemek ister misiniz? Cevap hayır.
Ebeveynler uzun zamandır "çocuklarının yararına" etiketli "eğitimci" rolünü oynamaya ve kendi algılarını ve düşüncelerini çocuklarına dayatmaya alışmışlardır.
Ancak ebeveynler, çocuklarının öfke anında nasıl hissettiğini ve düşündüğünü bilemezler. Dersler kulağa son derece doğru gelse de, o dönemde çocukların gerçekten ihtiyacı yoktur. Asıl ihtiyaç duydukları şey dinlemektir.
Ebeveynler olarak, muhafazakarlığınızı ve bencilliğinizi bir kenara bırakarak çocuklarınızla bağlantı kurun, onların düşüncelerini dinleyin, duygularına anlayış gösterin, onların düşünce ve isteklerini daha iyi anlayın.
Bir ailenin mutlu ve sıcak olup olmaması büyük ölçüde ebeveynlerin davranışlarına ve sözlerine bağlıdır. Çocuklarınızın duygularını doğal bir şekilde geliştirmelerine izin verin.
[reklam_2]
Source: https://giadinh.suckhoedoisong.vn/giao-vien-lau-nam-nhieu-hoc-sinh-roi-vao-tuyet-vong-vi-thuong-xuyen-phai-nghe-8-cau-noi-nay-cua-cha-me-172250105185457867.htm


![[Fotoğraf] Genel Sekreter To Lam, eski İngiliz Başbakanı Tony Blair ile görüştü](https://vphoto.vietnam.vn/thumb/1200x675/vietnam/resource/IMAGE/2025/10/30/1761821573624_tbt-tl1-jpg.webp)

![[Fotoğraf] Binlerce kişinin coşkun sudan setleri kurtarması dokunaklı bir görüntü](https://vphoto.vietnam.vn/thumb/1200x675/vietnam/resource/IMAGE/2025/10/30/1761825173837_ndo_br_ho-de-3-jpg.webp)
![[Fotoğraf] Merkezi İçişleri Komisyonu Üçüncü Vatanseverlik Taklit Kongresi](https://vphoto.vietnam.vn/thumb/1200x675/vietnam/resource/IMAGE/2025/10/30/1761831176178_dh-thi-dua-yeu-nuoc-5076-2710-jpg.webp)
![[Fotoğraf] Genel Sekreter To Lam, Vietnam-İngiltere Yüksek Düzeyli Ekonomi Konferansına katılıyor](https://vphoto.vietnam.vn/thumb/1200x675/vietnam/resource/IMAGE/2025/10/30/1761825773922_anh-1-3371-jpg.webp)





































































Yorum (0)