
Tıp uzmanları, kadınların uzun süreli doğum kontrol hapları kullanırken dikkatli olmalarını ve uygun doğum kontrol yöntemini seçmek için doktorlarıyla dikkatlice görüşmelerini öneriyor - Fotoğraf: PATCHARIN SIMALHEK
Çalışma, Fransız Ulusal İlaç ve Sağlık Ürünleri Güvenliği Ajansı (ANSM) tarafından yürütüldü ve 17 Haziran'da BMJ tıp dergisinde yayımlandı. Buna göre bilim insanları , menenjiyomları çıkarmak için ameliyat geçiren 8.000'den fazlası da dahil olmak üzere 92.000'den fazla kadının tıbbi kayıtlarını inceledi.
Analiz, desogestrel içeren doğum kontrol haplarını beş yıldan uzun süre sürekli kullanan kadınların ameliyat gerektiren bir menenjiyom geliştirme riskinin 17.331'de 1 olduğunu ortaya koydu. Bu oran, hapları beş yıldan az kullanan kadınlarda 67.300'de 1'e düştü.
Araştırmacılar, bu oranların çok düşük olmasına rağmen, ilişkinin istatistiksel olarak anlamlı olduğunu ve klinik pratikte izlenmesi gerektiğini ileri sürmektedirler.
Bu riskin, desogestrel kullanımının bırakılmasından sonra azalma eğiliminde olması dikkat çekicidir. Özellikle, ilacı kullandıktan sadece yaklaşık bir yıl sonra, ilacı kullanan kadın grubunda menenjiyom riski artık kaydedilmemiştir. Bu durum, desogestrel ile menenjiyom arasındaki bağlantının erken teşhis edilirse geçici ve geri döndürülebilir olabileceğini düşündürmektedir.
Desogestrel, hormonal kontraseptiflerde vücudun doğal progesteron hormonunun yerini almak üzere yaygın olarak kullanılan sentetik bir progestojen hormondur.
Çalışmada desogestrelin yanı sıra, rahim içi araçlarda veya acil doğum kontrol haplarında yaygın olarak kullanılan bir diğer sentetik progestojen olan levonorgestrel de incelendi.
Sonuçlar, levonorgestrel kullanan kadınlarda, beş yıldan uzun süreli kullanımda bile menenjiyom riskinde artış olmadığını göstermiştir. Bu olumlu bir işarettir ve levonorgestrelin uzun süreli doğum kontrolüne ihtiyaç duyan kadınlar için daha güvenli bir seçenek olabileceğini düşündürmektedir.
Tıp uzmanlarına göre, menenjiyomlar genellikle beyni ve omuriliği çevreleyen zarlardan gelişen iyi huylu tümörlerdir. Kanserli olmasalar da bu tümörler baş ağrısı, görme bozuklukları veya halsizlik gibi nörolojik semptomlara neden olabilir ve bazı durumlarda ameliyat gerektirebilir.
Progestojen içeren kontraseptifler ile menenjiyomlar arasındaki bağlantı daha önce de öne sürülmüştü ancak bu çalışma, büyük boyutu ve yüksek hassasiyeti nedeniyle daha güvenilir veriler sağlıyor.
Çalışmaya katılmayan Belçika, Liège Üniversitesi Tıp Merkezi'nden beyin cerrahı Dr. Gilles Reuter, desogestrel kullanımına bağlı menenjiyom vakalarında ilacın kesilmesinin tümörün gerilemesine ve hatta ameliyata gerek kalmamasına neden olabileceğini söyledi.
Queensland Üniversitesi'nden (Avustralya) Dr. Gino Pecoraro, bu keşfin kadın doğum uzmanı açısından gereksiz endişeye yol açmayı amaçlamadığını, ancak kadınlara fiziksel durumlarına ve kişisel ihtiyaçlarına uygun bir doğum kontrol yöntemi seçerken uzmanlara proaktif olarak danışmaları gerektiğini hatırlattığını söyledi.
Desogestrel birçok durumda güvenli ve etkili bir seçenek olmaya devam etse de uzmanlar, kesinlikle gerekli olmadıkça uzun süreli ve sürekli kullanımdan kaçınılmasını ve özellikle nörolojik anormallik belirtileri ortaya çıktığında düzenli tıbbi takibin artırılmasını öneriyor.
Hormonlu ilaçların kullanımı genel olarak kişiye özel olmalı ve uzun vadeli sağlık açısından güvenli olmasının yanı sıra en iyi doğum kontrol etkinliğini sağlamak için bir hekimin gözetimi altında yapılmalıdır.
Kaynak: https://tuoitre.vn/uong-thuoc-tranh-thai-keo-dai-tang-nguy-co-u-mang-nao-20250620060204911.htm






Yorum (0)