Başarılı olursa, bu teknoloji, insanların kirliliği ve kanseri erken teşhis etmelerine yardımcı olacak çığır açıcı bir araç haline gelebilir ve makinelerin de insanlar gibi "koklayabileceği" bir çağı başlatabilir.
Avrupa laboratuvarlarında bilim insanları sessizce "geleceğin burnu"nu geliştiriyorlar; bu cihaz moleküler karışımları, havada bulunan toksinleri ve hatta insan vücudundaki hastalık belirtilerini tespit edebiliyor. Amaçları, potansiyel sağlık risklerine karşı erken uyarı sağlamak ve insanların hızlı bir şekilde müdahale etmelerini mümkün kılmaktır.
Yaygın inanışın aksine, elektronik burun hiç de buruna benzemiyor. Belçika'daki Mons Üniversitesi'nde (UMONS) endüstri mühendisi olan uzman Jérôme Schruyers tarafından tanıtılan prototip, bileşenler ve gaz sensörleriyle dolu küçük bir kutudan ibaret. Schruyers şöyle dedi: "Bu sensörlerin eğitilmesi gerekiyor. Bir çocuğun tatları ayırt etmeyi öğrenmesi gibi, kokuları tanımayı öğrenmeleri gerekiyor."
Laboratuvarda Schruyers, cihaza çeşitli kokuları "tattırdı": taze kavrulmuş kahve, güçlü kokulu peynir ve somon. Ekranda, sensörün hassas tepkisini temsil eden eğriler belirdi. Sonuçlar gıda endüstrisinde uygulama olanakları açtı, ancak onu daha çok ilgilendiren şey, insan sağlığı için sessiz tehditler olan hava kirleticilerini tespit etme yeteneğiydi.
Bir süre sonra, tren istasyonunun yakınındaki bir otelde, Schruyers ve meslektaşları gerçek dünya koşullarında bir deney gerçekleştirdiler. Banyoya parfüm, oje ve deodorant sıktılar ve sensörün tepkisini gözlemlediler. Sadece birkaç saniye sonra, ekranda kırmızı bir sinyal belirdi; bu da deodorantın gazı algıladığını gösteriyordu.
Jérôme'un amacı, yalnızca kokuları ve gazları değil, aynı zamanda alerjenleri ve küfü de algılayabilecek kadar hassas bir burun yaratmak. "Bu teknoloji, kirliliğin olduğu her yerde – otellerde, ofislerde, hastanelerde, okullarda, evlerde – uygulanabilir" diyor. Amaç, algılamanın ötesine geçerek, hassas sensör verilerine dayanarak bina havalandırmasını otomatik olarak ayarlamak gibi iyileştirmeleri de kapsıyor.
Ancak bilim insanları, elektronik burunların kanser belirtilerini tespit edebilmesi için daha da ileri gitmek istiyorlar. Bu, Avrupa Interreg Vakfı tarafından finanse edilen ve Belçika ile Fransa'dan bilim insanlarını ve doktorları bir araya getiren uluslararası Alcove projesinin hedefidir. Ultra hassas sensörlere sahip elektronik burun teknolojisine dayalı, hastalık taraması yapabilen çığır açıcı bir cihazı önümüzdeki birkaç yıl içinde geliştirmeyi bekliyorlar.
Cihaz henüz patent başvuru aşamasında olduğundan, araştırma ekibi yalnızca birkaç ayrıntıyı açıkladı: bir solunum maskesi, bir solunum tüpü, bilgisayara bağlı bir elektronik kutu ve son derece hassas sensörler; bu alan, Mons Üniversitesi'ndeki bilim insanlarının zaten çok bilgili olduğu bir alan.
Mons Üniversitesi ve Materia Nova inovasyon merkezinde görevli Dr. Driss Lahem, 20 yıldır sensörler üzerinde araştırma yaptıklarını belirtti. "UMONS aktif malzemeleri üretiyor ve Materia Nova bunları ince katmanlar halinde kaplayarak mikro sensörler oluşturuyor. Biz de bunları gazlar ve uçucu organik bileşiklerle reaksiyona sokarak deneyler yapıyoruz," dedi.
Belçika'daki Liège Üniversitesi'nden Anne-Claude Romain'e göre, cihazın mekanizması oldukça basit: hasta bir maskeye nefes veriyor, nefes toplanıyor, bir sistemden geçiriliyor ve analiz ediliyor. Romain şunları belirtti: "İnsan nefesi yaklaşık 200 farklı bileşik içeriyor. Oranlarına ve konsantrasyonlarına bağlı olarak, akciğer kanseri de dahil olmak üzere hastalık belirtilerini tespit etmek mümkün."
Henüz başlangıç aşamasında olmasına rağmen, Alcove projesi büyük umut vaat ediyor. Gerçekte, akciğer kanseri hastalarının sadece %18'i teşhisten sonra beş yıl hayatta kalırken, hastalık erken teşhis edilirse, yani ameliyatın hala mümkün olduğu bir aşamadaysa, bu oran %90'a ulaşabiliyor. Araştırma ekibi, erken kanser taraması için kliniklerde kullanılabilecek kompakt ve hassas bir elektronik burun geliştirmeyi umuyor.
Bu fikir tıp camiası tarafından büyük övgüyle karşılandı. CHU Helora Hastanesi Onkoloji Bölümü Başkanı Dr. Stéphane Holbrechts, şu anda akciğer kanseri taramasının yalnızca göğüs BT taramaları kullanılarak yapılabildiğini, bunun etkili ancak invaziv ve pahalı bir yöntem olduğunu söyledi. Elektronik burun, taramayı daha erişilebilir, daha hızlı, daha ucuz ve halk tarafından daha kabul edilebilir hale getirecektir. Doktorlar, hastaların iyileşme şansı varken hastalığı tespit etmek istiyorlar.
Tıp alanı elektronik burun teknolojisine büyük umutlar bağlamakla kalmıyor, aynı zamanda bu teknoloji geniş uygulama alanları da sunuyor. Profesör Marc Deblicquy'ye (UMONS) göre, bu "burun benzeri cihazlar" halihazırda gıda endüstrisinde kahve çeşitlerini ayırt etmek, kavrulma kalitesini kontrol etmek, zeytinyağındaki sahteciliği tespit etmek ve bozulmuş gıdaları belirlemek için kullanılıyor. UMONS'taki araştırma ekibi, Asya'daki mahsulleri korumaya yardımcı olabilecek bir faktör olan pirinçteki zararlı küfü tespit etme yeteneğini test ediyor.
Belçika gümrük servisi de bu yarışa katılıyor. Antwerp limanındaki konteynerlerde uyuşturucu maddeyi tespit edebilecek elektronik bir burun geliştirme projesi yürütülüyor. Cihaz henüz faaliyete geçmemiş olsa da, proje 2023 Federal İnovasyon Ödülü'nü kazandı.
Elektronik burunlar, iç mekan kirliliğini tespit etmekten gıda güvenliğini sağlamaya, kanser taramasından kaçakçılıkla mücadeleye kadar bilim ve tıp alanında yeni ufuklar açıyor. Bir gün, insanlar teknolojinin sadece görüp duymakla kalmayıp aynı zamanda "koklayarak" tehlikeleri tespit ettiği, her nefeste sağlığı ve çevreyi koruduğu bir dünyada yaşayabilirler.
Kaynak: https://huengaynay.vn/kinh-te/khoa-hoc-cong-nghe/mui-dien-tu-cong-nghe-hua-hen-phat-hien-o-nhiem-va-benh-tat-159267.html






Yorum (0)